|
Arap çöllerinde modern rüya: DUBAİ
Dubai, Birleşik Arap Emirliklerini oluşturan 7 emirliğin, ikinci en büyük emirliği ve ticarî merkezidir. Federal başkent kabul edilen Abu Dhabi, Sharjah, Ajman, Umm Al Quwain, Ras Al Khaimah ve Fujairah diğer 6 emirliktir.
Dubai’ye yapacağınız gezi sizi bir anlamda tarihte de kısa bir yolculuğa çıkaracaktır. Eski tarihi ve arkeolojik buluşlar Arap Körfezinin şu an modern Dubai’nin kurulu olduğu sahil şeridinde 4000 yıl önce küçük balıkçı kasabaları olduğunu kanıtlamıştır. Ayrıca Dubai nehrinin beslediği ve şekillendirdiği Dubai Limanının Mezopotamya ve İndus vadisi arasındaki ticaret rotasının en önemli duraklarından biri olduğu inanışı da yüksektir. Tüm bunların yanı sıra Modern Dubai’nin kökleri 1830’lara dayanmaktadır. O dönemlerde güneydeki Liwa vahasından gelen ve Dubai nehrinin ağzındaki Shindagha bölgesine yerleşen Bani Yas kabilesinin kolları küçük balıkçı kasabaları kurmuştur. Bani Yas kabilesi ise halen Emirliği yöneten Maktoum ailesi tarafından yönetilmekteydi. 1870 li yılların sonuna doğru Dubai, Körfez sahilindeki en önemli limanlardan biri haline geldi ve özellikle yüzyıl değişimi ile birlikte Arabistan’daki en büyük pazarlardan biri oldu. Önceleri Dubai’nin en büyük gelir kaynaklarından biri olan inci ticareti, 1940’lı yıllarda yerini kültür incisi ticaretine, daha sonra da incinin bile üstüne çıkan altın ve diğer değerli maden ticaretine dönüşmüştür. Dubai kültürü köklerini günlük hayatın her alanından esinlenen ve güç alan İslâm kültüründen almaktadır. Neredeyse her mahalle kendi camiine sahiptir. En büyük camii olan Jumeirah, modern İslâm mimarisinin en güzel örneklerindendir. Ortaçağ Fatimi stilinde taş olarak yapılan camii, özellikle geceleri ışıklandırıldığında muhteşem bir görüntü oluşturmaktadır. Özellikle Ramazan ayında şehir muhteşem bir görüntü almakta, tüm Arap ülkelerinde olduğu gibi gün boyu oruç tutan halk büyük iftar ziyaretlerinde bir araya gelmektedir.
Gene bütün Arap dünyasında olduğu gibi nezaket ve konukseverlik Dubai halkının en büyük özelliklerindendir. Halkın sıcaklığı ve dostluğu sizleri büyüleyecektir.
Dubai’de giyilen geleneksel kıyafet, çevre koşullarına ve hava sıcaklığına göre çok iyi adapte edilmiştir. Erkekler tarafından giyilen beyaz ve uzun entari Kandoura veya Dishdasha olarak adlandırılmaktadır. Ayrıca baş bölümü de beyaz bir örtü ile güneşten korunmaya çalışılmaktadır.
Bayanlar ise gene Koundra denen uzun entari ve üstüne genelde siyah kumaştan yapılıp kenarları altın ve diğer işlemeler ile süslenmiş Aba giyerler. Başlarını ise Shayla denen siyah başörtüsü ile tamamen kapatırlar. Eski zamanlarda Dubai halkı Bedevilik ile ticaret kervanlarının yanı sıra, koyun ve keçi çobanlığı, deniz kenarında ise balıkçılık ve inci üreticiliği ile Dubai’yi şu anki ticaret merkezi konumuna getirmişlerdir.
Dubai’de sevilen sporlar arasında geleneksel deve yarışları sayılabilir. Ayrıca şahin yetiştirme gerek av gerek haberleşme gerek ise spor etkinliği olarak geleneksel şekilde karşımıza çıkar. Birleşik Arap Emirliklerinin başşehri olan Abu Dhabi, Dubai’den sadece 2 saat mesafededir. Petrolün çıkarılışından yan ürünlerine kadar tüm gelişim safhalarını anlatan ve dolayısıyla şehrin gelişimini anlatan Petrol Sergisi, Emirlerin eski evi olan Beyaz Kale, sahil şeridi, ilginç eski yapıları, muhteşem yeni binaları ve özellikle Breakwater noktasındaki gün batımı ile Abu Dhabi görülmeye değer bir yerdir.
Diğer emirlikler arasında ise özellikle kumsalları ile dikkati üstüne toplayan Sharjah, tatil köyleri ve otelleri ile her ülkeden turistlere hizmet vermektedir.
DUBAİ
Başşehir Abu Dabi olmasına rağmen 7 emirliğin en büyüğü Dubai’dir. Dubai’de sanki yeni bir ülke kuruluyor. 2015 yılında bitmeye göre hazırlanmış tüm projeler. Bu tarihten sonra çivi çakılmayacağını da söylüyorlar. Yolları geliş gidişler 7 şerit halinde yapılmış. Her 500 metrede kamera sistemi ile trafik kontrol edilmekte. Asfalt kalitesi çok yüksek. Bizim Dubai’de kaldığımız günlerde sıcaklık 43 derece civarında idi. Yazları 58 dereceye kadar çıktığını söylediler. Buna rağmen asfaltta bir bozulma olmuyor. Dünyanın en büyük futbol sahası, F1 pisti ve 850 metre yüksekliğinde dünyanın en yüksek binasını yapıyorlar. Denizin ortasında 3 adet palmiye adası yapmışlar. Yine dünya adası adı verdikleri dünya şekline benzer 300 adadan oluşan büyüklüğü Paris kadar olan 9 km eni, 6 km boyu olan yeni bir ada inşa ediyorlar. Bu adalardan birisini de bir Türk’ün aldığını söylediler. Tıpkı Venedik gibi deniz suyunu kanallarla taşıyarak hizmete sunmaya çalışıyorlar.
Şu anda dünyada çalışan inşaat vinçlerinin yüzde 25’inin ve 75 ton üzeri vinçlerin tamamına yakınının burada çalıştığını örgendik. Yine dünyanın 7 yıldızlı en modern otellerinden birisini Burj El Arab denizin ortasında yükseliyor. Otel içerisindeki mescide hayran kalacaksınız. Bütün büyük devasa alış veriş merkezlerinde, otellerde insanların ibadet edeceği yerler mevcut. Yerel insanlar ehli sünnet olmaları ve namaza bağlılılıklarıyla dikkat çekiyorlar. Dünyanın en büyük 500 şirketinden 450 tanesinin merkezinin buraya taşındığı söyleniyor. Ticarette tamamen serbest bölge uygulaması var ve vergi, sigorta denen bir olay yok.
|
