“Bu ülkenin silahlı kuvvetlerinin, bu devletin içindeki yeri nedir? Silahlı Kuvvetler millet iradesinin üstünde değil, millet iradesinin emrindedir.
Türkiye’nin müesseseleri yerlerini, görevlerini, yetkilerini çok iyi anlamış olsalar, hiçbir problemimiz olmaz. Ama kurumlar kendiliklerinden kendilerine yer, görev, yetki farz ederlerse o zaman curcuna başlar. Bizim devletteki sıkıntılar da oradan geliyor.
‘Efendim, İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesine göre...’ İyi ama o kanunun bir de 43. maddesi var. 35. madde ‘Cumhuriyeti korumak ve kollamak’ derken, 43. madde ‘siyasetle uğraşmayın’ diyor. Aynı kanunda 35. maddenin öyle anlaşılamayacağı yazılı.” “Türkiye bunları alkışladığı için müdahaleler oluyor. Sonra da zararını çekiyor. Bunlar açık açık tartışılmıyor da. Benim çırpınmam odur. Gelin hiçbir kötü niyete kapılmadan, kimseyi kötülemeden, bunları tartışalım.”
“TSK’nın yeri, görevi, yetkisi çok iyi tayin edilmeli. Bakınız bugün TSK’nın kime bağlı olduğu dahi muallaktadır. Anayasa Başbakana karşı sorumludur der. “Bağlıdır” demez. İşte bu da bizim devletin büyük meselelerinden biridir...”
Bu sözlerin sahibi kim olabilir sizce? Kim olacak, anlı şanlı Türk büyüklerinden Süleyman Demirel. (...)
( Bkz. Süleyman Demirel, İslam, Demokrasi, Laiklik s.120)
Bugün, 28.5.2007
|