“Küresel Tehdite Karşı Bölgesel Kadın Dayanışması” ana başlığıyla gerçekleştirilen 8. Kadın Buluşması’nda biraraya gelen Türkiye ve Ortadoğu ülkelerinden kadınlar, sözkonusu tehditi ve buna karşı neler yapılabileceğini konuştu.
Türkiye’nin birçok şehrinde çeşitli sivil toplum kuruluşlarında faaliyetlerde bulunan kadınların biraraya geldiği Kadın Buluşması’nın 8. İstanbul’da gerçekleştirildi. Geçtiğimiz hafta sonu Merter Greenpark Otel’de yapılan toplantıda küreselleşmeyle birlikte Ortadoğuda görülen olumsuzluklar ve bunlarla nasıl mücadele edilebileceği ele alındı.
Düzenleme heyeti adına toplantının açılış konuşmasını yapan Hazar Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Ayla Kerimoğlu, Batılı ülkelerin demokrasi, insan hakları gibi kavramları kullanarak Müslüman ülkelerde yaptıkları tahribatlara dikkat çekti. “Mazlûmdan yana olmamak, zalime destek vermektir” diyen Kerimoğlu, mazlûm bölge halkının yanında olmak üzere sivil bir hareketin ilk adımını attıklarını söyledi.
Buluşma’ya Mısır’dan katılan Gazeteci Nevvare Kâzım, küreselleşmeyle gelen ekonomik politikaların ülkesinin insanlarını nasıl fakir ve işsiz duruma düşürdüğünü anlattı. Küresel ekonomik politikalar sebebiyle artık Mısır’da 11-12 yaşındaki kızların çalışmak zorunda kaldıklarını da belirten Kâzım, “Ben sadece Filistin ve Afganistan için ağlamıyorum. İyi görünsek de biz de aynı problemleri yaşıyoruz” şeklinde konuştu. Gazeteci-Yazar Nuray Mert, küresel mücadelelerde sürekli kadının merkeze taşındığına dikkat çekti. “Kadınlar arasındaki çatışma politikası üzerinden oyun sürdürülmekte” diyen ve İslâm dünyasına karşı yürütülen propaganda çalışmalarına da dikkat çeken Mert, kadınların hem ülkelerindeki sorunlarla hem de bu küresel propaganda olayıyla mücadele etmek zorunda olduğunu dile getirdi.
SÖMÜRGECİLİK MANTIĞI
BİRBİRİYLE BAĞLANTILI
On dokuzuncu yüzyıl sömürgecilik mantığıyla bugünkü uluslar arası ilişkiler mantığının birbiriyle bağlantılı olduğunu söyleyen Yazar Nazife Şişman, “Batılı kadın moderndir, ayrıcalıklı kadındır. Öteki, ezilmiş, kurtarılmayı bekleyen kadındır” söyleminin akademik alanda bile devam ettiğini vurguladı. “Küresel Tehditin Yöntem ve Stratejileri” başlıklı oturumun konuşmacılarından Ürdün’lü parlamenter Hayat Hüseyin Massima, terörizme karşı savaş ettiklerini söyleyen Batılıların aslında zulme karşı savaşanları yoketmeye çalıştığını söyledi.
Küreselleşmeyle gelen çok güçlü bir dalganın aslında Ortadoğu halklarını birbirine yakınlaştırdığını söyleyen İran’lı Gazeteci Zehra Nejat Behram, “Bununla beraber bizi birbirimizden ayıran duvarlar ördük. Bu duvarlarla yaşıyoruz. Oysa yıllardır arzuladığımız birlikteliği yakalayabiliriz” dedi. Behram, Ortodoğu kadınların birlik olmaması gerektiğini vurguladı.
Başkent Kadın Platformu’ndan Siyaset Bilimci Fatma Bostan Ünsal, “Medya, sivil toplum kuruluşları, kanaat önderleri, biz gerçekliğe bakarken onları algılayacak prizmalar sunarlar. Bu prizmalar genellikle sosyal gerçeklikten çok farklı şeyleri bize ulaştırır” dedi.
Yazar Yıldız Ramazanoğlu ise, Müslüman kadının hayatına yönelik saldırıların da olduğu şartlarda herkesin anlayabileceği bir ortak dil oluşturması ve soğukkanlı bir şekilde çalışması gerektiğini vurguladı.
Helsinki Yurttaşlar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Melek Taylan da, Tanzimattan itibaren Türkiye’nin yönünü batıya dönerken Ortadoğuyu ihmal ettiğini söyledi. “Araplardan koparmak ve kendimizi Batıya ait görmek” gibi bugün de hâlâ acısını çektiğimiz yanlış siyasetlerin devam ettiğini vurguladı.
“Amerika işgalini bitirmediği sürece aslında hepimiz büyük bir tehdit altındayız” diyen Küresel BAK aktivisti Yıldız Önen de Ortadoğuda barışın olmasının Amerika’nın bölgeden çıkarılmasına bağlı olduğunu anlattı.
IRAKLI MÜHENDİS DUÂ İSTEDİ
Toplantının ikinci günü konuşmacılarından Iraklı Mühendis Esma Nalbatlı, Amerika’nın Irak’a demokrasi, hürriyet ve huzur getireceğim dediğini fakat onun gözünün Irak’ın zenginliğinde olduğunu vurguladı. Saddam’ın devrinde beraber, kardeşçe yaşadıklarını söyleyen Nalbatlı, “Sizden bir ricam var, duâ edin. İyi insanların duâsına çok ihtiyacımız var. Ülkemizde iç savaş, işgal sona ersin, kardeşlik ve barış geri gelsin” şeklinde konuştu.
|