Gazetemizin Askerlik Şubesi deşmiş konuyu cuma günkü yazısında. Ben; ‘deşmiştir’, içerden 1 bilgi alırız, ne güzel olur! diye bakındım yazısına da- heyhat! bi şeycikler bulamadım. Ama ANLAYANA diye 1 kategori var.
Askeriyemiz de ilişkilerini/işkillenmelerini davul zurna eşliğinde böyle yürütüyor, pardon mehter bando eşliğinde-
Yani ANLAYANA sivrisinek saz.
ANLAMAYANA da az, az, azzzz!!
Mesela meşhuuur e-muhtıra, hani internet sitesinden Genelkurmayımız’ın, postallanmak da Dünya Darbecilik tarihinde bir ilktir, teknolojik 1 devrimdir, hani o zaman da şunu yapmışlardı.
“Ne yapmışlardı Küçük Johannes?”
“Telefon edip haber vermişler-miş sağa sola. Medyamıza yani. Açın bakın: internet sitemizde Sürpriz Yumurta! demişler. Zira gece on biri geçe kimin aklına gelecekti siteyi kolaçan etmek.
Onca geç vakitte: Postallandık mı, diye.”
“Bu bir ilkti Johannes, pardon, Thomas. Artık İnternet Sitesi de büyük ilgi görüyor Genelkurmay’ın. Her girdisi, çıktısı ilgiyle takip ediliyor.”
“Yaşasın Tahsin Amca! Yani e-muhtıraların yenisi geldiğinde, hemen haberimiz olacak. Yüce Askeriyemiz’in sağa sola telefon açması filan, gerekmeyecek artık.”
“Hayır yanıldın Küçük Thomas, pardon, Johannes.
O bir ilkti. Ama gerisi internetten gelmeyecek.
Başka Öncü Fikirleri var Askeriyemiz’in elbette.
Hem Genç Subaylar Rahatsız. Rahatsız. Rahatsız!”
Yukardaki mana dolu Bant Çözümleri’nden DE takip ettiğiniz üzre-Mesela bi gün baktı Medyacılar ki, e-muhtıra YOK yerinde!
Yani Askeriyemiz’in sitesinde yok! (Yel üfürdü.
Su götürdü.)
E bi telaş, 2 telaş, 3 talaş kebabı yiyecek hali yok kimsenin o saatte.
Hemen Müstakil İnternet Siteleri’ne düştü e-postallanmanın kaldırıldığı haberi. Şaşırmışlardı. Şaşkınlardı.
Kazın aşağı öyle değilmiş. Site Temizliği esnasında, hani odayı köşe bucak dip temizlerken diyelim eşyaları terasa çıkarırsın da, şöyle bi iyice tozunu attırayım buranın, olursun ya.
Yaaaaa.
Meğer şey de, bizim e-muhtıramız da böyle 1 Site Temizliği esnasında, balkona konuluvermiş meğer.
Haber çıkar çıkmaz, geldi kondu yerine. Salonumuzun ortasına yani. Demokrasi Salonumuzun.
Bi de hani Erkin Koray’ın tuhafmuhteşem parçasında vardır:
“Kahrolası çöpçüler
Aşkımı süpürmüşler.”
Benim kulağıma DAHİ geldiyse (zira kesik değil benim kulağım; o nedenle de EskiKulağıKesikler’den 1 Fehmi Koru filan olamıyorum Kıvanç Kıvanç) böylesi 1 şey- yani hesaplayın pusula mühendisleri!
Genç Subaylar rahatsız, çok çok rahatsız.
Ve onlar işte ansızın koyuyorlar internet sitelerine e-muhtırayı.
Büyükanıt Paşa’nın filan haberi yok: Bakıyor- muhtıra! E; çocuklar rahatsız, çok rahatsız.
(...)
Bu ‘Genç Subaylar Rahatsız’ şifresini çözmek için, Yüce Derinlerimiz’in en mühim ideologlarından Gündüz Aktan’ı filan da enine boyuna okumadım değil. İlgiyle yani. Kareleyerek.
Başlı başına 1 Postallama Müessesesi’ne dönüşmüş bulunan Sn. Aktan son zamanlarda, hakikaten artık hangi zibidilerse o uyardıkları (ben hiç üstüme alınmıyorum/etmiyorum) Tehdit und Kabadayılık (indiyse) Makamı’nda bitirmekte yazılarını.
Böyle bi çakıyo, bi de yerrr çakıyo! Emekli Büyükelçimiz.
Özellikle son aylardaki yazılarının bitiriş cümlelerinden 1 Alaattin Çakıcı Devlet Kademeleri’nde yaratılabilir hayali bir kahraman olaraktan. ‘Metal Adam’ filan.
Aslı Aydıntaşbaş’ın yalancısıyım, MHP’den milletvekilliği teklifi almış, kabul etmiş, onun tatlı telaşesi içindeymiş. Konuştuklarında.
Kimbilir nasıl tatlı tatlı oturtmalar tasarlıyordur bu bayram havası içinde.
Gazetemiz yazarlarının BU yükselişleri beni sevincimden çıldırtır ancak.
Öylesine ‘paylaşımcı 1 yürek’ temasını ennnn iyi siz bilirsiniz. Okuya okuya beni, sizleri de sevgi insanı, tavuk suyuna çorba, bugün köşeme sekreterim/yarın dangalak pano yazarlarım baksın- yaptım hani.
Hazırlıklısınız.
Bir de tabii tüm bu Radikal yazarlarıyla bilmem Yeniçağ filan okumasına kimselerin, hiç gerek var mı?
Her zaman söylemişimdir: Tek eksiğimiz Sn. Kılıç. (Altemur Kılıç.)
E, genç subaylar da rahatsız madem.
Kendilerine (genç/jön officer’larımıza yani) önergem, pardon önerim şu olacak: Kendi işlerine baksalar, diyorum.
Yani bir profesyonellik, bir iş, üstelik mühim, çok mühim bir iş değil mi askerlik/subaylık?
Tamamen kendi işlerine konsantre olsalar, bitirilemeyen savaşları nihayetlendirmeye filan; onlar da bir sürü ‘şey’le uğraşıcaz diye rahatsız olmasalar- ‘Görev tanımı’ diye 1 şey var muasır medeniyet ülkelerinde.
Bizler de. Bizler de ARTIK rahatsız edilmesek.
MHP’den teklif ha?
İşte netlik DE güzel. Bir de SOLdaki birleşme tamamına erdirilse. Benim gönlümde Genç Parti+CHP+DSP+MHP birleşmesi yatıyor, biliyorsunuz. İşçi Partisi’ni de alsalar askere süper olur.
Ak koyun kara koyun belli olur.
Türkler kırmızıyı sever hem. Griymiş, bordoymuş ara renkleri sevmez; mazallah rahatsız mahatsız olurlar. E rahatsız olunca da, rahatsız ederler.
Radikal, 19.5.2007
|