|
|
|
Ahirzamanda genç olmak |
Bu zamanın gençleri olarak pek çok maddî ve manevî tehlikeyle karşı karşıyayız. Bir gençlik dergisi olarak Genç Yaklaşım da Mayıs sayısını bu konuya ayırıyor: Ahirzaman gençliği.
“Ahirzaman Peygamberi” olduğu bildirilen bir peygamberin ümmetiyiz ve hadislerde tarif edildiği şekliyle insanı dehşete düşüren bir asırda yaşıyoruz. Bu zamanın gençleri olarak pek çok maddî ve manevî tehlikeyle karşı karşıyayız. Bizi harama çağıran pek çok sebep varken, sonsuz mutluluğu ve sonsuz gençliği kazanıp kaybetme dâvâsının belki de en zorlusunu yaşıyoruz.
Bir gençlik dergisi olarak Genç Yaklaşım da Mayıs sayısını bu konuya ayırıyor: Ahirzaman gençliği.
Günümüzün gençliğine, onun problemlerini bilerek ve onu anlayarak yaklaşan yegâne eserin Bediüzzaman Said Nursî’nin “Gençlik Rehberi” olduğunu söylemek abartı olmaz.
İsmail Tezer, bu eserin tarihçesinden ve işlediği konulardan bahsediyor.
Bediüzzaman’ın talebelerinden Zübeyir Gündüzalp’in “Gençlik Rehberi’ni ilk okuduğunda hissettiği duygular”a yer veriyor bu sayıda.
Aykut Tanrıkulu, “Bâtıl secdeler”de “Sırat-ı müstakîm yolunun dahilinde kalabilmenin yegâne sırrı”nı ibretlik bir hikâyeyle anlatıyor.
Saadet Bayri Fidan, “Cennetâsâ baharın âhirzaman gençleri nasıl olmalı?” sorusuna cevap arıyor.
Sönmez Artan, “Bu gençliğe neler oluyor?” derken, “tecrübe sahibi” büyüklerin gençliğe bakışındaki problemleri ele alıyor.
Gençlik üzerine söyleştiğimiz Ayşe Tokmak ise, en güzel eğitimin doğruluk olduğu üzerinde duruyor.
Kapak dosyasının dışında ise…
Mustafa Gökmen, tarihin yaprakları arasında dolaşarak Mayıs ayında meydana gelmiş önemli olayları hatırlatıyor.
Habib Fidan, İstanbul’un fethinden kendimize ayna tutuyor.
Umut Yavuz, meleklerin “yeryüzünü kana bulayacak bir mahlûk” diye tasvir ettiği insanın cinayetlerinin Habil ve Kabil’den, Malatya’daki son vahşete kadarki uzun yolculuğunu özetliyor.
Hüseyin Eren ise “Yitik bir hazine”ye götürüyor okuyucuları.
|
08.05.2007
|
|
|
Temiz bilgi, temiz internet |
Çağın muhteşem buluşu internet sayesinde ister temiz bilgiye, isterseniz kirlisine bir anda tek tuşla ulaşmak mümkün. Bizim Aile dergisi bu ayki kapak konusunu internete ayırmış.
“Bilginin de temizi, kirlisi olur mu?” demeyin. Oluyor.
Kirli bilgi, insanı insan yapan değerlerden uzaklaştıran, hayvanî hislerini tahrik eden ve böylelikle iç dünyasında derin yaralar açan bilgi anlamına geliyor.
Temiz bilgi ise tam karşıtı, daha kaliteli insan yetiştirme hedefinde olan; bunun için de bilim, eğitim ve kültür çalışmalarını öne alan, insanın maddî-manevî refahına katkıda bulunan bilgi anlamında kullanılıyor. Kişiye hakikati sunan, kendini ve hayatın sırlarını keşfettiren, ana sütü gibi ak pak bilgiler bunlar.
Çağın muhteşem buluşu internet sayesinde ister temiz bilgiye, isterseniz kirlisine bir anda tek tuşla ulaşmak mümkün. İnternet suçlarından bahsedildiği, internet bağımlılarının özel tedâvilerle iyileştirilmeye çalışıldığı günümüzde uzmanlar “İnterneti güvenli hale nasıl getiririz?”in yollarını arıyor. Zira, çoğu internet sitesi güvenli değil. Gençler, hele de çocuklar için tehlikeli ve aile içi iletişimin sağlığını tehdit ediyor.
Evleri bir ilim yuvası haline getirebilecek bu muhteşem buluşu tamamen dünyamızdan çıkarıp yok sayamayacağımıza göre, ondan doğru şekilde istifade edebilmek için neler yapabiliriz?
İşte Bizim Aile’nin, bu ayki kapak dosyasının ana fikrini özetleyen cümleler.
Uzmanların bu konudaki görüşleri, RTÜK çalışmaları, hukukî açılardan internet güvenliği, AB ülkelerindeki internet güvenlik uygulaması, aile içi iletişim ve internet, konuyla ilgili daha birçok orijinal tesbit…
Kutlu Doğum Haftası faaliyetlerinden bebek sağlığına, eğitimden çiçek bakımına uzanan çok geniş yelpazedeki çalışmanın yer aldığı bu sayı, yine dopdolu muhtevasıyla göz dolduruyor.
|
08.05.2007
|
|
|
Can Kardeş dopdolu |
Kapak dosyasını Koca Çınar, Osmanlı’ya ayıran Can Kardeş, Osman Gazi’den Fatih’e kadar olan dönemi aktarıyor. Belirli Gün ve Haftalar sayfasında miniklerin ödevlerine yardımcı olacak konulara yer ayrılmış: Hıdırellez, Sakatlar Haftası ve en önemlisi İstanbul’un Fethi.
Çocuk Parkı’nda parmak oyunları, faaliyet... Masal sayfasında Lüle Lüle Bulut konuk oluyor. Bilim-Teknik’te merak ettikleriniz: “Bebeklerin göz rengi neden değişir ve gözyaşı ne işe yarar?” sorularına cevap aranıyor. Varlıkların Dilinden de soframızda bulunan salatanın hikâyesini kendi dilinden okuyacaksınız. Oyun Bahçesi’nde neler yok ki: Tekerleme, Bilmece, Şiir ve Oyunumuz... Hikâyemizde “Anneler Günü” konusu işleniyor. Daha neler neler var: Sağlık Rengârenk Dünyam, Genç Yazar ve Çizerler, Palyaço Ahmet Ağabeyinizin bahar yazısı...
Derginin ilâvesi ise Masal Boyama. İki arkadaş Tavşan ve Kirpi’nin başına bakın neler gelmiş?
|
08.05.2007
|
|
|
Perdeler çocuklarla açıldı |
Osmangazi Belediyesi Yerel Gündem 21 (OSYEG 21) Gönüllü Tiyatro Çocuk Grubu’nun “Ormanın Bekçileri” adlı tiyatro oyunu tiyatro severler ile buluştu.
Ülker Köksal’ın kaleme aldığı, Bora Özkula’nın yönettiği ve oyuncularının OSYEG 21 gönüllü tiyatrocu çocukların oluşturduğu Ormanın Bekçileri isimli oyun çok sayıda katılımla perdelerini açtı.
Hafta sonu tatiline giren çocukların derslerin stresinden kurtulması ve eğlenmeleri amacıyla hazırlanan tiyatro oyunun da orman, ağaç sevgisi, çevreye duyarlılık konuları çocuklara esprili bir yöntemle anlatıldı.
Miniklerin dikkatle izlediği oyunda küçük oyuncular, ünlü tiyatro oyuncularına taş çıkardı. Tiyatro yönetmeni ve aynı zamanda devlet tiyatrosu san’atçısı olan Bora Özkula, küçük yaşlardaki çocukların becerilerinin tiyatro yönünde kullanılmasının sosyal hayatta başarı getirdiğini vurguladı. Özkula, “ Ağaç yaşken eğilir. Çocuklarımızın becerilerini doğru alanlarda kullanırsak sosyal yönlerini ve hayatta kendilerine güvenlerini arttırmasına yardımcı oluruz. Hem bazı sosyal konuları çocuklarımıza tiyatro ile anlatmak onların daha fazla akılda kalmasını sağlamaya da yardımcı olacaktır” dedi.
|
Hüseyin HİÇDURMAZ
/ BURSA
08.05.2007
|
|
|
Üniversiteli gençlerden kitap-kafe |
Konya’da 2 yıl önce üniversiteden mezun olan 2 genç, açtıkları kütüphane şeklindeki kafeyle, kitap sevgisini artırmayı hedefliyor.
Yaklaşık bir yıl önce hiçbir kafeden farkı olmayan kitap kafeyi açtıklarını ifade eden Bahattin Çatma, ‘’Burada insanlar sıcak ve soğuk içeceklerini içiyor. Müzik dinleyebiliyor. Tüm bunları yaparken mekânımızda bulundurduğumuz her çeşit kitapları da inceleyebiliyor. Çok isteyen olursa kitap satışı da yapıyoruz. Biz bu kafeyi açarken ilk hedefimiz insanlarda okuma sevgisini artırmaktı. Çünkü günümüzde insanlar kitaplardan gün geçtikçe uzaklaşıyor. Buraya gelenlerin çoğu kitapları büyük zevkle okuyor. Hatta kafemiz sayesinde kendilerinde kitap sevgisi oluştuğunu bile söyleyen var.’’
|
/ KONYA
08.05.2007
|
|
|
Sabredenler ödüle kavuştu |
Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesinde geleneksel olarak düzenlenen ‘’Eyyüp Nebi Sabır Günü’’ faaliyetleri kapsamındaki, ‘’Sabır Ödülleri’’ törenle sahiplerine verildi.
Belediye kültür merkezindeki ödül törenine, Şanlıurfa Vali Yardımcısı Yalçın Yılmaz, Viranşehir Kaymakamı Ogün Bahadır ve Ceylanpınar Kaymakamı Şevket Atlı ile çok sayıda dâvetli katıldı. Görme özürlü oğlunun üniversiteyi kazanmasına katkısı dolayısıyla ‘’Aile’’ kategorisinde Hüseyin Başyiğit ödül alırken, ‘’Sağlık’’ kategorisinde ödülü ‘’eşi ve çocukları lenf kanseri olan ve bütün maddî imkânsızlıklara rağmen hayat mücadelesi veren’’ Mülkiye Demir aldı. Erzurum’da ‘’bedensel engelli torununu leğenle okula götürüp-getiren’’ 80 yaşındaki Hatice Şengül ise ‘’Sosyal Hayat’’ kategorisinde ödüle lâyık görüldü.
‘’Hayat’’ kategorisindeki ödül Aksaray’da yaşanan otobüs kazasında kız kardeşi ve 2 yeğenini kaybeden Rauf Peltek’e verilirken, Bosna Hersek’teki çalışmalarından dolayı ‘’Uluslararası Sabır Ödülü’’ne lâyık görülen Türkiye-Bosna Hersek Dayanışma Derneği adına ise ödülü Gazeteci-Yazar Yahya Çalışkan aldı.
|
/ VİRANŞEHİR
08.05.2007
|
|
|
|