İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Tanıl Küçük, “Yaşamanın yanında, İstanbul’da üretim yapmak, İstanbul’da sanayici olmak da giderek zorlaşmaktadır” dedi. İstanbul Sanayi Forumu Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı’nda konuşan İSO Başkanı Küçük, İstanbul’un hem nüfus olarak hem de sanayi olarak Türkiye’nin merkezi konumunda bulunduğunu kaydetti.
İstanbul’da yaşamanın, her geçen gün biraz daha zorlaşmaktığını belirten Küçük, Türkiye sanayisinin İstanbul ve Marmara Bölgesi’nde yoğunlaştığını, İstanbul’un imalat sanayinin de merkezi olduğunu hatırlatarak, “Fakat ne yazık ki, yaşamanın yanında, İstanbul’da üretim yapmak, İstanbul’da sanayici olmak da giderek zorlaşmaktadır” dedi. Plansız kentleşmenin, alt yapı eksikliklerinin, trafiğin, asayiş gibi sorunların üretimi de olumsuz yönde etkilediğine işaret eden Küçük, tüm bu sıkıntılara rağmen İstanbul’un küresel bir merkeze dönüşmeyi hakkettiğine vurgu yaptı.
Küçük, Türkiye’deki sanayi kuruluşlarının yüzde 38’ine ev sahipliği yapan, çalışan nüfusunun yüzde 32’si sanayide istihdam edilen İstanbul’un sanayi fonksiyonundan kolayca vazgeçeceğini düşünmenin gerçekçi bir yaklaşım olmadığını belirtti. Küçük şöyle devam etti: “Yapılan bir araştırmaya göre, 2002-2006 yılları arasında İstanbul’da yapılan teşviğe bağlı yatırımlarda imalat sanayi yüzde 53 payla birinci sırada yer almaktadır. Demek ki İstanbul sanayiden vazgeçmiş değildir. İstanbul’da sanayi mutlaka olacaktır ve olmalıdır. Düşünülmesi gereken, bunun nasıl bir sanayi olacağıdır.”
İstanbul ve Marmara Bölgesi’nin, mevcut yükü taşıması için gerekli adımların atılmasına ihtiyaç olduğunun altını çizen Küçük, “İstanbul sanayi, Marmara Bölgesi ve tüm Anadolu’yu bir arada ele alan, entegre bir yaklaşımla yeniden düşünülmeli ve yapılandırılabilmelidir. Bu, göçü kontrol etmek, bölgeler arası gelir farklılıklarını giderebilmek açısından da büyük önem taşımaktadır” diye konuştu.
İstanbul’un daha rahat yaşanılabilir ve üretim yapılabilir bir kente dönüşmesinin, yalnızca sanayinin değil, ticaret, turizm, hizmetler, finans gibi alanları da olumlu etkileyeceğini savunan Küçük, rekabet gücü açısından en önemli belirleyicinin ülkedeki istikrarın korunması olduğuna dikkat çekti.
Son dönemde, Türkiye’de siyasi ve toplumsal anlamda oldukça hareketli günler yaşandığını da hatırlatan Küçük, “Bu hareketliliğin, toplumdan yükselen talep ve demokratik işleyiş doğrultusunda, erken seçim kararı alınması ve millet iradesine başvurulmasıyla sonuçlanması memnuniyet vericidir. Dileğimiz, önümüzdeki seçim sürecinin, istikrarın devamını temin edecek şekilde devam etmesi ve sonuçlanmasıdır” dedi.
|