Nokta dergisinin basılması Hrant Dink cinayetinden sonraki en vahim gelişme olmaya aday.. Bir haber dergisinin polis baskınına uğraması gelişmiş birinin ya da bir toplumun anlıyacağı ya da kabul edeceği bir durum değil..
Ancak.. Yabancılar için ‘yanlış tercüme’ sanılacak daha da beter bir durum var..
Bu ne?
Baskının hukuksal meşruiyeti..
Derginin basılmasını isteyen kim?
Askeri savcılık..
Bu talebi kabul eden kim?
Askeri mahkeme..
***
Böyle bir hukuksal garabet nasıl oluyor?
Çünkü bizde çift başlı yargı var..
Ne demek?
Hem doğal mahkeme, hem de askeri mahkeme..
Bir sivil yargıtay var... Bir de askeri yargıtay...
Bir sivil danıştay var.. Bir de askeri danıştay..
Bunun çağdaş bir ülkede bir başka örneği yok..
***
Kimi ülkelerde askeri mahkeme bile yok..
Olanlar ise sadece askeri disiplin suçlarına bakıyor...
Bizde ise maşallah..
Dergi bile bastırıyor..
***
Gelişmiş ülkede olmayan bizde niye var..
Siyaset kurumunun hukukdan yana taraf olmamasından..
Siyaset kurumunun çıkarına göre eyyamcılık yapmasından..
Siyaset kurumunun günü birlik çıkarının peşinden koşmasından..
Siyaset kurumunun ‘ilkeye’ değil, kısa vadeli çıkarını düşünmesinden..
Yoksa dünyada örneği olmıyan bizde olur muydu?
***
Çift başlı yargı ayıpı eskiden çok daha fazla gündemdeydi..
Sırf ben defalarca yazdığımı hatırlıyorum...
Bunlardan birine kitaplarımı karıştırrıken rastladım..
O yazıyı 11 Eylül 1988 tarihinde yazmışım..
Dönemin Yargıtay Başkanı Ahmet Coşar yargı yılını açarken ‘askeri’ ve ‘sivil’ olmak üzere çift başlı yargının çağdaş anlayışla bağdaşmadığını belirtmiş...
Askerlikle yargıçlığın bağdaşmayan iki meslek olduğunu vurgulamış...
Askerlikte ‘bağımlılığın’, yargıçlıkta ‘bağımsızlığın’ esas olduğunu anlatmış...
Bu gerçeğe ilk karşı çıkan kim, biliyor musunuz?
O dönemin savunma bakanı...
Ardından da adalet bakanı sökün etmiş..
***
1988 nere, 2007 nere..
O tarihte Yargıtay başkanının ‘olmaması gerektiğini’ söylediği askeri yargı şimdi dergi bastırtıyor..
Neden?
Siyasetin aldırmazlığından..
Evrensel hukuktan yana tavır almayı.. Bunun gereğini yapmayı çok anlamlı bulmamasından.. İktidar olmayı yeterli görmesinden..
AK Parti hükümeti oturup yeniden düşünmeli.. Şemdinli’den sonraki gelişmeleri topluca değerlendirmeli.. Gittikçe artan bu iktidar boşluğunu iyice sorgulamalaı..
***
2007 yılında askeri mahkeme kararıyla dergi basan bir ülkeyiz..
AB sürecini bıçaklayanlar duruma iyice bakmalı.. Bu görüntüsüden rahatsız olmak yerine AB’yi eleştirmek bir terapi olabilir ama..
Dünyanın mezrası olmayı değiştirmez..
Vaktiyle çift başlı yargı konusunda kulağı üstüne yatan siyaset kurumu, şimdi yönetemez duruma doğru yuvarlanmakta..
***
Orada hükümet var mı?
Var ise bu Nokta baskın ne?
‘AB ile müzakereye başlamış bir ülkeyiz’ tekerlemesini katleden bundan daha vahim bir gelişme olabilir miydi?
Evrensel hukuktan yana tavır alamamak, ilkesiz davranmak,duruma göre tavır değiştirmek siyaseti ve siyaset kurumunu sonunda iktidarsızlığa götürüyor..
Eğer hala oraya gelinmediyse, muhakkak ki çok yaklaşıldı..
Star, 15.4.2007
|