“Biliyor musun, duydun mu?.. Cumartesi günkü mitinge Harp Okulu öğrencileri de katılacakmış.”
Başkent Ankara’da son birkaç gündür kulaktan kulağa fısıldanan dedikodu bu. Hatta, bu haber, inandırıcı olabilmesi için bazı detaylarla da süslenip dillendiriliyor sağda solda. Deniliyor ki: “Harbiyeliler (Kara Harp Okulu öğrencileri) okul komutanlığına başvurmuşlar ve 14 Nisan mitingine katılmak için izin istemişler.
Okul komutanlığı da, ‘İsteyen, sivil kıyafetleriyle katılabilir. Ancak bir Harbiyeli’ye yakışan bir tavırla, slogan atmadan ve sadece Anıtkabir’e kadarki yürüyüş bölümüne iştirak edebilirsiniz’ cevabını vermiş. Yani asker, Harp Okulu öğrencilerine yürüyüşe katılmak için yeşil ışık yakmış.”
**
Bunun ne kadar kritik, hatta tehlikeli bir adım olduğunu söylemeye gerek var mı? Açıkçası bana pek mantıklı, pek inandırıcı gelmedi bu söylenti. Böylesine hassas bir dönemde, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bu yönde bir adım atacağına ihtimal vermedim.
Dedikodunun pompalandığı adresleri de dikkate alarak küçük bir araştırma yaptım. Gerçekten böyle bir gelişme yaşanacak mı, gerçekten öğrencilerin böyle bir talebi, Harp Okulu Komutanlığı’nın da böyle bir izni var mı diye sorup soruşturdum. Ulaştığım gerçek şu oldu: Bu söylenti, tamamen maksatlı bir dezenformasyon.
**
Konu ile ilgili yaptığım araştırmada ulaştığım bilgiler şunlar: Kara Harp Okulu (KHH) öğrencilerinden okul komutanlığına iletilmiş bir izin talebi yok. Dolayısıyla, okul yönetiminin öğrencilere verdiği bir izin ya da emir de. Daha da ötesi, kısa bir süre (birkaç hafta) önce Harp Okulu Komutanlığı, öğrenci bölük komutanlarıyla bir toplantı yapmış ve “Harbiye’de siyasetin ‘s’sini duymak istemiyoruz” sözleriyle net bir tavır sergilemiş.
Öğrenci bölük komutanları da, kendi bölüklerindeki Harbiyeliler’e, üstlerinden gelen bu emri aynı açıklıkta iletmiş. Yani manipüle edilmeye çalışıldığının tam aksine, asker, ‘genç subay adayları’na, politik tartışmaların uzağında durmaları yönündeki uyarısını en keskin ifadeyle ve çok önceden yapmış bile.
Ayrıca, KHH’da sınav haftası yaşandığından, rutin uygulama olan hafta sonu okul dışına çıkış bu Cumartesi - Pazar iptal edilmiş. Gündemdeki 14 Nisan yürüyüşüyle hiçbir bağlantısı olmayan bu izin iptalinin gerekçesi ‘sınav dönemi’ olmasıymış.
**
Durum böyleyken, birilerinin ısrarla askeri siyasetin tam göbeğine itme çabalarını iyi okumak gerekiyor. Genelkurmay Başkanı “Cumhurbaşkanlığı’nın ‘c’sini bile konuşmam” diyor. KHH Komutanlığı, öğrencilerine “Siyasetin ‘s’sini bile duymak istemiyoruz” mesajını emir olarak veriyor. Bazıları ise durum böyleyken bile hala “Harbiyeliler de yürüyecekmiş” dedikodusunu yayarak hem kafaları bulandırmak, hem de askeri yıpratmak için uğraşıyor. Üstelik de bunu, en sinsi yöntem olan ‘fısıltı gazetesi’ üzerinden yaymaya çalışıyorlar.
**
Bu ülkede ordunun yıpratılmasının kime ne getirdiğini (ya da kimlerden neler götürdüğünü) yeteri kadar görmedik mi geçmişte? Lafa gelince “Bu kahraman ordu hepimizin gözünün nuru, başının tacıdır” nutukları atmak kolay.
Perdenin önünde kimse mangalda kül bırakmıyor. Perdenin arkasına geçince ise tehlikeli dezenformasyon uzmanları, ‘düzen’eği oluşturan kabloları el birliğiyle bağlayıveriyorlar. O ‘düzen’ek; ‘ısı’ya ya da ‘darbe’ye mi duyarlı mıdır, yoksa ‘uzaktan kumandalı’ mı, o kadarını bilemem.
Ama bildiğim şu ki; eğer çok dikkatli olmazlarsa, hazırlayanların elinde patlayıverebilir...
Bugün, 12.4.2007
|