Nokta dergisinde yayınlanan günlükle ilgili tartışmalar sürerken, “Günlüğüm yok, hatıratım var” diyen Örnek ve kendi adının geçtiği bölümde yazılanları yalanlayan Cumhurbaşkanı Sezer dışında, günlükte adı geçen diğer isimlerin hâlâ sessiz kalması yadırganıyor. Bunlar arasında, kuracağı şirkete OYAK’ın ortak olmasını istediği öne sürülen Tuncay Özkan ve komutanların hükümete karşı tavır almaya çağırdığı iddia edilen Aydın Doğan başta olmak üzere, medyadan bazı isimler de yer alıyor.
Nokta dergisinde yayınlanan ve eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek’e ait olduğu iddia edilen günlükle ilgili tartışmalar sürerken, “Günlüğüm yok, hatıratım var” diyen Örnek ve kendi adının geçtiği bölümde yazılanları yalanlayan Cumhurbaşkanı Sezer dışında, günlükte adı geçen diğer isimlerin hâlâ sessiz kalması yadırganıyor. Bunlar arasında, kuracağı şirkete OYAK’ın ortak olmasını istediği öne sürülen Tuncay Özkan ve komutanların hükümete karşı tavır almaya çağırdığı iddia edilen Aydın Doğan başta olmak üzere, medyadan bazı isimler de yer alıyor.
"ÖRNEK'TEN REKLÂM VE OYAK
ORTAKLIĞI İSTENİYOR"
Nokta dergisinin 29 Mart 2007 tarihli sayısında “2004’te İki Darbe Atlatmışız!” başlıklı kapak haberinde Örnek’e ait olduğu ifade edilen günlükte, Aydın Doğan’ın 10 Ekim 2003’te Oramiral Özden’i ziyaret ettiği, görüşme sırasına Özden’in Doğan’dan, “gazeteci olarak mevcut düzene destek vermemesini” istediği, bir başka ziyarette Tuncay Özkan’ın Özden’den yeni kuracağı televizyon kanalına Ordu Yardımlaşma Kurumu’nun (OYAK) ortak olmasını istiyor. İddialara göre Özkan’ın Kerim Can’ın 15 Mart 2004’te yaptıkları bir başka ziyarette Özden’den OYAK’ın kanala reklâm teminatı vermesi isteniyor.
Günlükte, Cumhuriyet gazetesinden Mustafa Balbay’ın Özden’i 5 Aralık 2003 günü telefonlar aradığı ve Askerî Şûrâ sırasında askerlerin Başbakan Erdoğan’a “zor anlar yaşattığı” yolunda aldığı duyumu dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı’na sorduğu savunuluyor.
Darbe planları veya bu yöndeki iddiaların ülke demokrasisi açısından kaygı verici olduğunu açıklayan basın meslek örgütlerinden Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Orhan Erinç ve Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Başkanı Ahmet Abakay, hem bu endişeleri hem de günlükte var olduğu savunulan gazeteci-asker ilişkilerini bianet için değerlendirdiler.
ERİNÇ: DOĞRUYSA, GAZETECİLİK
MESLEĞİYLE BAĞDAŞMAZ
Gazetecilerin özellikle kendilerini başka çevrelerle özdeşleştirmemelerini gerektiren bir kural bulunduğunu ifade ederek Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne atıf yapan TGC Başkanı Orhan Erinç, “Gazetecinin siyaset, kulüpler, emniyet gibi alanların sözcülüğün yapmamasını gerektiren kurallar var. Ona göre girişimleri varsa, meslek açısından onaylanabilecek bir yaklaşım değil” dedi.
“Gazeteci yatırımcı değil, gözlemcidir” diye vurgulayan Erinç, doğrulanması durumunda günlükteki bu nitelikteki davranışların meslek ilkeleriyle bağdaşmayacağını açıkladı.
Erinç, sorunun ancak demokrasiyle çözülebileceğini ifade ederek, şunları söyledi:
“Gazeteciler açısından bakacak olursak olmaz olmazların başında TBMM geliyor. Çünkü gazetecilerin en çok zor duruma düştükleri dönemler TBMM’nin ya olmadığı ya da etkisizleştirildiği dönemler.
“Bütün sorunların demokratik kurallar kapsamında ele alınıp çözümlenmesi gerekiyor. Ama demokrasi dediğim Türkiye’deki demokrasi anlayışını ifade etmiyor. Çünkü Türkiye’de, demokrasiye geçişimiz bir hayli olmasına rağmen demokrasi kavramı herkes için değişik bir anlam taşıyor.
Sorunlarımızın sürekli olması belki de bu kavramı gerçek niteliğiyle içselleştirmemiş olmamızdan kaynaklanıyor. Halk açısından baktığımız zaman da demokrasiyi, sadece seçimlerde sandık başına gitmek olarak algılıyor siyasetçilerimiz. O nedenle de Türkiye ‘de katılımcı demokrasi bir türlü gelişmiyor.”
ABAKAY: İDDİALAR MUTLAKA ARAŞTIRILMALI
ÇGD Başkanı Ahmet Abakay da demokrasinin geleceği için iddiaların mutlaka araştırılmasını gerektiğini ifade ederek, bu yayınlar, “Demokrasinin bıçak sırtında olduğunun ve toplumdaki tüm kesimlerde yaşam biçimi olarak yerleşmediğinin göstergesi” dedi.
“Özden Örnek yok dediğine göre inanmak durumundayız” diyen Abakay, Türkiye’de darbeler döneminin artık kapanmış olduğuna da inanmak istediklerini söyledi.
Darbe söylenti ve tartışmalarının bile topluma zarar verdiğini ve Türkiye’nin ikinci sınıf ülke olduğunu gösterdiğini savunan Abakay, “Darbe heveslilerinin her dönemde olabileceğini akıldan çıkarmamak ve demokrasiyi toplumda yerleştirmenin önemi ortaya çıkıyor” diye konuştu.
Abakay, siyasi önderlere büyük görev düştüğünü kaydetti.
|