Gaziantep Avukat Cengiz Gökçek Devlet Hastahanesi psikoloğu Dr. Fatma Yağcı, “Aile içi şiddetin yol açtığı sağlık, emniyet ve hukuk masraflarının Türkiye’ye hesaplanabilen maliyeti yılda 7 milyon dolardır” dedi.
Gaziantep Avukat Cengiz Gökçek Devlet Hastahanesi psikoloğu Dr. Fatma Yağcı, aile içi şiddetin ihmal edilmemesi gereken ciddi bir sorun olduğunu bildirdi. Şiddetin manevî kayıplarının olduğu kadar, ekonomik kayıplarının da bulunduğuna dikkat çeken Yağcı, “Aile içi şiddetin yol açtığı sağlık, emniyet ve hukuk masraflarının Türkiye’ye hesaplanabilen maliyeti yılda 7 milyon dolardır. Bu çok ciddi bir rakamdır. Aile içi şiddet nedeniyle okul başarısızlığı yaşayan çocuklarımızın, eğitim öğretime yüklediği ekstra yük veya bu nedenle sokak yaşamına itilen çocuklarımızın toplum yaşamına getirdiği maliyetler nasıl hesaplanır, onu bilmiyorum. Hangi açıdan bakılırsa bakılsın, aile içi şiddet ihmal edilmemesi gereken ciddi bir sorun. Bu konuda eğitim ve bilinçlendirme mekanizmalarının devamlılığına gereksinim vardır. Şiddete karşı ve şiddetin faciaya dönüşmesini engelleyecek duyarlılıkların gündemde tutulması toplumsal bir görevdir” şeklinde konuştu.
Aile içinde gördükleri şiddetin çocukları, sokak hayatına ve evden kaçmalara itebildiğini vurgulayan Yağcı, şöyle devam etti: ”Ailenin mahremiyeti olduğundan çoğu zaman yuvanın temelini sarsan şiddet dışa yansımıyor, kol kırılıyor ve yen içinde kalıyor. Şiddete şahit olanlar ise ‘Aile içine karışılmaz’ diyerek seyirci kalıyor. Daha da acısı, şiddeti durdurmak ve şiddete uğrayanı korumak görevinde bulunanlar da seyirci kalabiliyor. Bir sürü sıkıntıya, olumsuzluğa neden olan, bir insanın, bir çocuğun insan gibi yaşamasına engel olan şiddetin, aile mahremiyeti diye kapatılması doğru değil. Üstü çoğu zaman kapatılan, yüzleşmekten korkulan şiddet; hiç bir sorunu çözmediği gibi insanın üretme, öğrenme, kendini geliştirme kapasitesini de düşürüyor.”
Yağcı, çiftlerin birbirlerini çok sevseler de uyum sağlayamayabileceklerini dile getirerek, “Evliliklerde ‘Beni sevsen her dediğimi yaparsın’, ‘Ben demeden ne istediğimi anlarsın’ gibi ipotekler konulabilir. Eğer sevgi ipotekleşmişse yapıcı olmayı bırakın, yıkıcı olmaya başlar” diye konuştu.
|