Refahyol hükümetinin Millî Eğitim Bakanı da olan Prof. Dr. Mehmet Sağlam, 28 Şubat’taki MGK kararlarından sonra askerî yetkililerle temas kurup “Sekiz yıllık temel eğitimi önce bazı illerde pilot proje olarak uygulayalım ve altyapıyı hazırlayalım” dediklerini anlatırken, “Çünkü pilot bölge olarak seçilen illerde yüzde 95’e yakın öğrencimiz ilköğretimde okuyordu ve o illerin çoğunda imam hatip liseleri yoktu. O yıllarda İHL’lerin orta kısmında 294 bin öğrenci okurken meslekî ve teknik liselerde 2 milyona yakın öğrenci eğitim alıyordu” dedi.
Devlet Planlama Taşkilatı Kamu Etik Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Sağlam, Yüksek Öğretim Kurumu’nun (YÖK) Türk eğitim sistemine zarar verdiğini belirtti.
Çözüm Ekstra dergisinin ikinci sayısına konuşan eski Milli Eğitim Bakanlarından Prof. Dr. Mehmet Sağlam, 1992-95 yılları arasında başkanlığını yaptığı YÖK’ün 1998 yılında aldığı kararların imam hatip liselerinin önünü yüksek öğretimde kesmek için alınmış kararlar olduğunu söyledi. Türkiye’de orta öğretimdeki öğrenci oranın yüzde 93 olduğunu belirten Sağlam, “İHL’lerde okuyan öğrenci oranı ise sadece yüzde 7’dir. Bu kadar düşük orandaki öğrenciye sahip İHL’leri cezalandırmak için yüzde 93 oranındaki gencin istikbaliyle oynadılar. Bu tutum eğitim sistemini daha iyi yerlere taşımak fikri değil, tamamen ideolojik yaklaşımdır” dedi.
Anasol-D Hükümetinin uygulamaya koyduğu sekiz yıllık temel eğitime parti olarak karşı çıkmadıklarını ancak yükseköğretim altyapısının sekiz yıllık temel eğitime hazır hale getirilemediğini söylediklerini ifade eden Sağlam, şunları kaydetti:
“28 Şubat’taki Millî Güvenlik Kurulu (MGK) kararlarından sonra askerî yetkililerle temas kurduk. Sekiz yıllık temel eğitimi önce bazı illerimizde pilot proje olarak uygulayalım ve alt yapıyı hazırlayalım teklifini sunduk. Çünkü pilot bölge olarak seçilen illerimizde yüzde 95’e yakın öğrencimiz ilköğretimde okuyordu ve o illerin çoğunda imam hatip liseleri yoktu. O yıllarda İHL’lerin orta kısmında 294 bin öğrenci okurken meslekî ve teknik liselerde 2 milyona yakın öğrenci eğitim alıyordu. Ayrıca, İHL’lerde okutulan Arapça ve Kur’ân-ı Kerim derslerini de seçmeli yapalım ve liselerinin orta kısımlarını kapatmayalım dedik ancak kabul edilmedi. Sekiz yıllık temel eğitimi uyguladılar ve ‘kesintisiz eğitim’ diye ucube bir terim icat ettiler. Kesintisiz eğitim diye bir eğitim kavramı bilimsel olarak kesinlikle yoktur. Bu kavram ideolojik olarak uydurma bir kavramdır. Dünyanın hiçbir ülkesinde eğitim kesintisiz olmaz. Eğitimin basamakları vardır ve bu basamaklara göre meslek seçimi yapılır.”
|