Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi hukuku zorlama çabaları devam ediyor maalesef. Son olarak hiç de ummadığım bir kişiden, eski Meclis Başkanı Hüsamettin Cindoruk’tan yeni bir ‘fikir’ çıktı. Anlatmaya çalışayım:
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, zamanında Siirt’te yaptığı bir konuşmadan ötürü Türk Ceza Kanununun meşhur 312. maddesinden yargılandı ve hüküm giydi, bu yüzden hapis yattı.
Siciline ‘terör suçu’ olarak işlenen bu ceza yüzünden Erdoğan 2002 Kasım’ındaki seçime milletvekili adayı olarak katılamadı, çünkü anayasaya ve Seçim Kanununa göre milletvekili seçilme yeterliğine sahip değildi.
Ama seçimden sonra hem 312. maddede, hem Adli Sicil Kanununda hem de anayasada Erdoğan için değişiklikler yapıldı. Bu değişikliklere ana muhalefet partisi CHP oy verdi, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer onay. Böylece Türkiye bir demokratik ayıbını temizledi, Erdoğan’ın yeniden milletvekili seçilme yeterliğine sahip olmasını sağladı. Bu arada tesadüf bu ya Siirt’te boşalan bir milletvekilliği için seçim yapıldı, Erdoğan siyasi hayatının bittiği şehirden yeniden siyasi hayatına geri döndü.
Erdoğan o gün bugün milletvekili olarak ve Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanı olarak görev yapıyor.
Şimdi, bir zamanlar askeri yönetime karşı verdiği demokrasi mücadelesiyle tanınan Hüsamettin Cindoruk, Erdoğan’ın zamanında aldığı bu cezanın onun Cumhurbaşkanı olmasına engel teşkil ettiğini öne sürüyor.
Eğer o ceza Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasına engelse milletvekilliğine de engel olmalı. Ana muhalefet lideri, bu iddiayı ‘ciddiyetle değerlendireceklerini’ söylüyor. Bu değerlendirmenin kolay bir yolu var, hemen Yüksek Seçim Kurulu’na Erdoğan’ın milletvekili seçilme yeterliğine sahip olmadığına dair bir başvuru yapsınlar ve sonuç öğrenilsin.
Tabii bunun anlamı, ana muhalefet partisinin zamanında kendisinin de katkıda bulunduğu yasa ve Anayasa değişikliklerini inkâr etmek olacak, varsın olsun!(...)
Bence, seçilmesinde milletvekili seçilme yeterliğine sahip olmak koşulu aranan ve Meclis tarafından seçilen bir kişinin görevi dışında işlediği suçlarda milletvekilleriyle aynı dokunulmazlığa sahip olması makul olmalı.
Radikal, 23 Mart 2007
|