Son günlerde DTP cenahından gelen provokatif söylemlerin sıklaştığına ve buna paralel olarak DTP’lilere yönelik gözaltı, tutuklama ve mahkûmiyet kararlarının yoğunlaştığına dikkat çekilirken, önceki yıllarda benzerleri çok yaşanan olayların yeniden bir kısır döngü halinde tekrarlanmaması için herkesin sağduyulu ve serinkanlı davranması gerektiği vurgulanarak, tahriklerin ancak böyle boşa çıkarılabileceği belirtiliyor.
Nevruz günü yaklaşırken, toplumu gerecek tavır ve söylemlerden kaçınılması çağrıları yapılıyor.
Nevruz günü öncesi İnsan Hakları Derneği’nden (İHD) sağduyu çağrısı geldi. İHD Genel Başkan Yardımcısı Reyhan Yalçındağ, herkesin toplumu geren, toplumun duygularına yönelen, toplumu hassas kılacak gelişmeler ve söylemlerden geri durmaları gerektiğini söyledi.
Nevruz’un bin yıllardan beri Ortadoğu’da yaşayan bütün halkların kutladığı kardeşlik, barış adına, ortak yaşamın tesisi adına mesajlar verdiği bir bayram olduğuna dikkat çeken Yalçındağ, her zaman olduğu gibi bu yılda yüksek sesle Nevruz’un ruhuna uygun bir şekilde kutlanmasını talep ettiklerini belirtti.
“Nevruz, barış ve kardeşlik taleplerinin dile getirildiği bir bayram coşkusuyla, bir bayram havasıyla geçmeli. Doğrusunu söylemek gerekirse başka hiçbir ikinci şıkkı düşünmek istemiyoruz.” diyen Yalçındağ, şöyle devam etti:
“Basına ve kamuoyuna yansıyan bazı gelişmeler de var. Örneğin Van ve Diyarbakır gibi büyük illerin DTP il başkanlarının tutuklanması. Yine DTP eşbaşkanlarına yönelik açılan davalarda ceze verilmesi, yine birçok DTP yöneticisinin tehdit alması, haklarında dâvâlar açılması. Daha doğrusu bir bütün olarak muhalif duran kesimlerin, sivil toplum örgütlerinin, sendika yöneticilerinin, gazetelerin, basın yayın organlarının; yani muhalif bir duruşu olan kesimlerin ciddî şekilde yargı ve diğerlerinin de önemli baskı altında olduğunu ifade etmemiz mümkün. Ama ben şunu ifade etmek istiyorum; kesinlikle başka bir alternatif başka bir şık düşünmek istemiyoruz. Bütün bu yansımalar dileriz ki hani gerçekte hayat bulmaz. Toplumu geren, toplumun duygularına yönelen, toplumu hassas kılacak gelişmeler ve söylemlerden de geri durmaları gerektiğine yönelik makamlara gerek yerel gerek merkezi otoritelere de birkez daha çağrıda bulunmak istiyorum buradan.”
|