Bütün gövde panelleri değişen MINI'yi bir öncekinden ayırabilmek için ya MINI tutkunu olmanız, ya da dikkatli gözlere sahip olmanız gerekiyor.
Türkiye doğumlu Alexander Arnold Constantine "Alec" Issigonis'in tasarımı olarak 1959 yılında tanıtılmıştı. Yaklaşık 42 yıl boyunca fazla bir değişikliğe gidilmeden üretilen bu otomobil kısa zamanda özellikle İngiliz halkının kalbini kazandı.
BMW tarafından üretilen MINI'nin 2001 yılında yollara çıkmasıyla yeni bir dönem başladı. Kalite seviyesi artan, fiyatı yükselen ve adı MINI (büyük harflerle) olarak değiştirilen otomobilin hedef kitlesi de değişti. Önceden düşük fiyatlı bir halk otomobili olan otomobil, "lifestyle" otomobili hale gelerek özellikle gençler ve kadınlar arasında kabul gördü. Gövde panellerinin tamamen değiştiği yeni MINI'nin uzunluğu eskisine göre 60 mm artmış. Fakat bu büyüme arka koltuk yolcuları tarafından hissedilmiyor. Yenilenen MINI'yi eskisinden ayırabilmenin en kolay yolu, otomobilin burun kısmına ve arka camına bakmak. Eski MINI'de ön tamponda plakalığın hemen üstünde krom bir çıta bulunurken yenisinde bu detay yok. Sis farlarının yerleşimleri de farklı. Ayrıca eski MINI'de arka yan cam C sütununu sararak arkaya uzanırken, yenisinde bu bölümde plastik bir kaplama bulunuyor. İç mekâna geçildiğindeyse renkli bir ortam sizi karşılıyor. Tamamen yenilenen iç mekânda gövde rengiyle uyumlu kokpit kaplaması ve koltuk döşemelerinin yanı sıra 5 farklı renkte ayarlanabilen ambiyans ışıkları iç mekânı sıra dışı kılan etkenlerden. Klasik Mini tarzındaki ön konsolun ortasında devasa hız göstergesi bulunuyor. Müzik sistemi kumandaları da hız göstergesinin dairesel çerçevesine entegre şekilde duruyor. İnce bir satır halindeki dijital ekrandan müzik sistemi ve yol bilgisayarıyla ilgili bilgiler görülebiliyor. Bu noktada orta konsolda bulunan yol bilgisayarı kumandasını kullanmak biraz alışkanlık gerektiriyor.
|