Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu, İzmit Sabri Yalım Parkı İnsan Hakları Anıtı Önünde 98. Haftasına giren “Başörtüsüne Özgürlük” eylemini gerçekleştirdi.
Eylemde sesleniş konuşmasını yapan Mazlumder Kocaeli Şube Başkanı Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu başörtüsü sorununun çözümünde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesini örnek gösterenlere uluslar arası platformların da hata yapabileceğini, geçtiğimiz günlerde Uluslar Arası Adalet Divanının Srebrenitsa katliâmı için verdiği kararı örnek göstererek verilen kararın hukuka aykırı olduğunu belirtti. Ayrıca Irak’ta direnişçi 3 kadının İdam cezasının uygulanma aşamasında olduğunu belirterek acil eylem çağrısında bulundu.
28 ŞUBAT MADDî VE MANEVî YARALAR AÇTI
Eylemde platform adına basın açıklamasını ise Mazlumder Kocaeli Şube Üyesi Cananosman Aran yaptı.
“Yaşadığımız son 10 yıl içinde gördüğümüz yolsuzluklar, şahit olduğumuz soygunlar ve talanlar, işlenen insan hakları cinayetleri ve halkımızın yarınlarını karartan güç odakları, gençlerimizin umutsuzluk içinde kıvranmaları ve tarumar olan sosyal düzenimiz, bu ülkede demokrasinin, hukukun ve hakça paylaşımın olmadığını gözlerimizin önüne ibraz etmektedir” sözleriyle açıklamasına başlayan Aran, 28 Şubat darbesinden bu yana yaşanan sürecin halkın tümünde kapanması çok uzun zaman alacak maddî ve manevî yaralara sebep olduğunu belirtti.
TİMSAH GÖZYAŞLARI
Demokrasiye balans ayarı yapmak için inançları ve en tabiî insanî hakları, halkın istikbalini ve umutlarını tank paletleriyle ezenlerin, bugün günah çıkarmak için yarış etmekte ve itiraflarını sunmakta olduklarını dile getiren Aran, “Yavrusunu yedikten sonra gözlerinden yaş döken timsah misali tavır gösterenler herhalde 28 Şubat’tan sonra köşeyi dönmesini beceremeyenler olsa gerek” diye konuştu.
Canosman Aran, konuşmasının son bölümünde şu ifadeleri kullandı: “Halkın mukadderatını tayin etmek için toplum mühendisliğine soyunanlar, artık, yanıldıklarının farkında olmalıdırlar. Yaptıkları yanlışların ve uyguladıkları yasakların cetvelini aynaya tutup, aynadan yüzlerine yansıyan ne varsa görmeli ve yüzlerini adalete, özgürlüğe, eşitliğe, hakça bir düzene doğru çevirmelidirler. Belirsizliğe ve yok oluşa doğru sürüklenen kâinatın kendilerine de kalmayacağını, kardeşçe ve barış içinde yaşamaktan başka şanslarının olmadığını görmelidirler. İdrak yollarında kansere dönüşen bu enfeksiyonu tedavi ettirmekten ve hem kendileri hem de zulmettikleri, her geçen gün yoksullaşan halklarına rahat bir nefes aldırmaktan kaçanlar, tarihin hiçbir sayfasında hayırla yad edilmemişlerdir.
|