|
|
|
Yasakçılar artık yüzünü özgürlüğe dönmeli |
Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu, İzmit Sabri Yalım Parkı İnsan Hakları Anıtı Önünde 98. Haftasına giren “Başörtüsüne Özgürlük” eylemini gerçekleştirdi.
Eylemde sesleniş konuşmasını yapan Mazlumder Kocaeli Şube Başkanı Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu başörtüsü sorununun çözümünde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesini örnek gösterenlere uluslar arası platformların da hata yapabileceğini, geçtiğimiz günlerde Uluslar Arası Adalet Divanının Srebrenitsa katliâmı için verdiği kararı örnek göstererek verilen kararın hukuka aykırı olduğunu belirtti. Ayrıca Irak’ta direnişçi 3 kadının İdam cezasının uygulanma aşamasında olduğunu belirterek acil eylem çağrısında bulundu.
28 ŞUBAT MADDî VE MANEVî YARALAR AÇTI
Eylemde platform adına basın açıklamasını ise Mazlumder Kocaeli Şube Üyesi Cananosman Aran yaptı.
“Yaşadığımız son 10 yıl içinde gördüğümüz yolsuzluklar, şahit olduğumuz soygunlar ve talanlar, işlenen insan hakları cinayetleri ve halkımızın yarınlarını karartan güç odakları, gençlerimizin umutsuzluk içinde kıvranmaları ve tarumar olan sosyal düzenimiz, bu ülkede demokrasinin, hukukun ve hakça paylaşımın olmadığını gözlerimizin önüne ibraz etmektedir” sözleriyle açıklamasına başlayan Aran, 28 Şubat darbesinden bu yana yaşanan sürecin halkın tümünde kapanması çok uzun zaman alacak maddî ve manevî yaralara sebep olduğunu belirtti.
TİMSAH GÖZYAŞLARI
Demokrasiye balans ayarı yapmak için inançları ve en tabiî insanî hakları, halkın istikbalini ve umutlarını tank paletleriyle ezenlerin, bugün günah çıkarmak için yarış etmekte ve itiraflarını sunmakta olduklarını dile getiren Aran, “Yavrusunu yedikten sonra gözlerinden yaş döken timsah misali tavır gösterenler herhalde 28 Şubat’tan sonra köşeyi dönmesini beceremeyenler olsa gerek” diye konuştu.
Canosman Aran, konuşmasının son bölümünde şu ifadeleri kullandı: “Halkın mukadderatını tayin etmek için toplum mühendisliğine soyunanlar, artık, yanıldıklarının farkında olmalıdırlar. Yaptıkları yanlışların ve uyguladıkları yasakların cetvelini aynaya tutup, aynadan yüzlerine yansıyan ne varsa görmeli ve yüzlerini adalete, özgürlüğe, eşitliğe, hakça bir düzene doğru çevirmelidirler. Belirsizliğe ve yok oluşa doğru sürüklenen kâinatın kendilerine de kalmayacağını, kardeşçe ve barış içinde yaşamaktan başka şanslarının olmadığını görmelidirler. İdrak yollarında kansere dönüşen bu enfeksiyonu tedavi ettirmekten ve hem kendileri hem de zulmettikleri, her geçen gün yoksullaşan halklarına rahat bir nefes aldırmaktan kaçanlar, tarihin hiçbir sayfasında hayırla yad edilmemişlerdir.
|
Ömer AKYOL
/ KOCAELİ
05.03.2007
|
|
|
Kamu destekli ayrıcalıklar |
KKTC’nin 2002’de 985 milyon euro olan GSMH toplamının 2006’da 2 milyar euroya çıktığını belirten Başbakan Ferdi Sabit Soyer, izolasyonlar altında, Türkiye’nin desteği ve halkın motivasyonu ile elde edilen bu sonucun başarı olduğunu vurgularken, ekonomik büyümeyi toplumda refahı paylaşacak biçimde şekillendirme gereğine işaret ederken, “Bazı sıkıntılarımız var. Özellikle tamamen kamu kesiminden alınan kaynaklarla önemli avantaj ve ayrıcalıklar elde edenler var” dedi.
Ekonomik gelişme ve ilerlemenin önemine işaret eden Soyer, KKTC’nin GSMH toplamının 2002 yılında 985 milyon avro olduğunu, 2006’da 2 milyar avroya çıktığını söyledi.
Başbakan Soyer, Girne’de bulunan Merit Otel’de, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın davetlisi olarak İstanbul’dan gelen gazetecilerle bir araya geldi. AB üyesi olan ve nüfusu yaklaşık KKTC kadar olan ve doğal kaynakları daha geri olan Malta’nın GSMH toplamının 4 milyar avro olduğunu hatırlatan Soyer, ‘’Bu durumda en yakın hedefimizin Malta’yı yakalama olması havada bir iddia değildir’’ dedi. Soyer, son 3 yılda sabit sermaye yatırımlarında yüzde 24 artış olduğunu, 14 bin 500 yeni istihdam yarattıklarını, bütçe açığının GSMH’ye oranını 2002’de yüzde 22 iken 2006’da yüzde 7’ye düşürdüklerini aktardı.
Ekonomik büyümeyi toplumda refahı paylaşacak biçimde şekillendirmeleri gerektiğine işaret eden Soyer, ‘’Birtakım sıkıntılarımız var. Özellikle tamamen kamu kesiminden alınan kaynaklarla önemli avantajlar ve ayrıcalıklar elde eden sosyal kesimlerin talepleri, buradan beslenenler. Özellikle bir dönem siyasal iktidarlar, siyasal amaçlarına ulaşabilmek için kamu kaynaklı avantajlar sağladılar. Kendi çocuğunun tabağından yemek yiyen halk durumuna geldik. Dolayısıyla bunu değiştirmek için hükümetimiz sosyal güvenlik, kamu-özel uçurumun giderilmesi gibi birtakım reform politikaları uygulamaya başladı’’ diye konuştu.
Soyer, kamunun GSMH’deki payının daha önceki dönemlerde yüzde 50’nin üzerinde olduğunu, şimdi sabit sermaye yatırımlarıyla yüzde 39’a düştüğünü aktardı. Türkiye’den gelen yaklaşık 450 milyon YTL’lik ekonomik desteği cari harcamalarla tüketmediklerini, alt yapı ve üretken sektörlere kanalize ettiklerini dile getiren Soyer, 2003’te Türkiye’den gelen yardımların GSMH’deki payının yüzde 24, 2006’da yüzde 13 olduğunu, bu oranın GSMH’nin yükselmesiyle düştüğünü söyledi.Soyer, KKTC’de bir dönem yüksek enflasyon ve devalüasyon yaşandığını, bu dönemde mali disiplinin sarsılması ve toplumda yaşanan erozyonun acı faturalarını ödediklerini belirterek, ‘’Muhalefette iken dönemin iktidarıyla siyasi işbirliğine girdik. ‘Biber ağacına arı bile konmaz’ diye bir söz vardır. Acıdan bal çıkmaz. Toplumsal yıkım olduğunda siyasal çıkar sağlamak katkı sağlamaz. Sonuçta mali disiplin gelişti’’ diye konuştu. Soyer, 2003 yılında göreve geldiklerinde KKTC bankalarında toplam 1 milyar 500 milyon dolarlık mevduat birikimi olduğunu, bugün bu rakamın 3 milyar 100 milyon dolara ulaştığını kaydederek, bankacılık sektörünü daha açık ve şeffaf hale getirmek için gayret gösterdiklerini dile getirdi.
‘’KIBRIS İKİ HALKIN ORTAK YURDUDUR’’
KKTC Başbakanı Soyer, bir soru üzerine solun, sosyalist değerlerin temelinde insanın olduğuna inandıklarını, devleti insanın hizmetkarı olarak gördüklerini söyledi. Güney Kıbrıs’taki AKEL partisinin Kıbrıs’a yaklaşım biçiminin Stalin’in Sovyetler’i çökerten, tek bir halkın diğerlerini hegemonya altına alma politikasına benzediğini ifade eden Soyer, ‘’Zaten sloganları da ‘tek halk, tek ülke, tek parti’ idi. Bu Hitler’de de var. Halbuki Kıbrıs bizim ortak yurdumuzdur, yan yana yaşamak durumundaki iki halkın ortak yurdudur’’ diye konuştu.
Farklı ulusların demokratik birlikteliğinin altını çizen Soyer, ‘’Dönem dönem Türkiye’deki yoldaşlarımızla da çelişkiye düşüyoruz. Bu noktada garip bir dünyada yaşıyoruz. Güney’deki AKEL ile tartışıyoruz, ama liberal eğilimli parti ile de çok iyi ilişkiler yürütüyoruz. CHP ile tartışıyoruz, ama siyasi geleneğimiz farklı olan AK Parti ile gayet olumlu bir diyalog içinde bulunuyoruz’’ dedi.
|
/ GİRNE
05.03.2007
|
|
|
Çelik: Ulusalcılık dünyadan koparır |
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, “Son zamanlarda ulusalcılık adı altında gözüken tehlike, ülkeyi kendi içine kapatma, ipekböceği politikası yaptırma gibi bir eğilimdedir” dedi. “Küreselleşmenin bir parçası, nesnesi, objesi mi olacağız, yoksa onu yöneten ve yönlendiren iradenin bir parçası mı olacağız?” diye soran Çelik, “Bizim dünyadan kopmak, kellemizi kendi içimize kapatmak gibi bir lüksümüz olamaz” şeklinde konuştu.
Çelik, Ağrı Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü salonunda düzenlenen ‘’Küreselleşme Sürecinde Türkiye’’ konulu konferansta konuştu. Çelik, küreselleşmeyi tetikleyen en önemli unsurun ulaşım araçlarının ve bilgi teknolojilerinin hızla gelişmesi olduğunu söyledi.
İnsanların ürettikleri malları bir yerden bir yere çok daha hızlı nakledebildiğini belirten Çelik, şöyle konuştu: ‘’Peki böyle bir dünyada Türkiye’nin rolü nedir, neredeyiz ve nerede olmalıyız? Bu sorunun cevabını bulmamız gerekir. Türkiye Cumhuriyeti devleti ve milleti olarak, biz, rüzgarın önüne kapılan yaprak misali oradan oraya mı sürükleneceğiz, yoksa yöneten ve yönlendiren iradenin bir parçası mı olacağız? Buna karar vereceğiz. Bizim dünyadan kopmak, kellemizi kendi içimize kapatmak gibi bir lüksümüz olamaz.’’
‘’Türkiye’de son zamanlarda ulusalcılık adı altında gözüken tehlikenin, ülkeyi kendi içine kapatma, ipekböceği politikası yaptırma gibi bir eğilime soktuğunu’’ ifade eden Çelik, Türkiye’de yapılan en kötü propagandanın ülke topraklarının satılmasıyla ilgili olduğunu dile getirdi.
|
/ AĞRI
05.03.2007
|
|
|
Şener: Dünün kavramlarıyla bugünü yönetemeyiz |
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, siyaset kadrolarının, dünyanın gidişatını iyi okuma zorunlulukları bulunduğunu vurgulayarak, “Dünkü kavramlarla bugünün Türkiye’sini yönetmeye kalkarsanız, bu ülkeye iyilik değil, kötülük yaparsınız” dedi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, ‘’Dünkü kavramlarla bugünün Türkiye’sini yönetmeye kalkarsanız, bu ülkeye iyilik değil, kötülük yaparsınız’’ dedi. Şener, AKP Kütahya Kadın Kolları Başkanlığınca Belediye Kültür Sarayı Tiyatro Salonunda düzenlenen ‘’Siyasi Etik’’ konulu konferansa katıldı. AKP Kütahya Kadın Kolları Başkanı Meral Bozoğlu’nun Nazım Hikmet’in ‘’Davet’’ adlı şiirini okumasıyla başlayan konferansta Şener, bu yıl yapılacak genel seçimler için kurulacak 200 bine yakın sandıkta, 40 milyon seçmenin oy vereceğini söyledi.
Şener, insanların, kendilerini temsil edecek ve haklarını koruyacağını düşündüğü partilere oy verdiğini belirterek, şöyle konuştu: “Bu yüzden, siyaset yapan insanların toplumun beklentilerine saygı göstererek siyaset yapması gerekiyor. Siyaset yapan kişi sağlam kişilik yapısına sahip değilse, siyasi etikte tökezleme ortaya çıkmış demektir. Siyasetçinin, ilkelere, ideallere, özgür kimlik ve kişiliğe sahip olması gerekir. Doğruları, ilkeleri, davası olmayan siyasetçi, pragmatiktir, kendi çıkarlarını düşünür.’’
Dünyayı daha iyi anlamak,
küreselleşmekten geçiyor
Siyasi partilerin başarılı olması için çatısının sağlam kurulması gerektiğini ifade eden Şener, ‘’Bu da partiyi oluşturan bireylerin ortak hareket etmesini, bazen kendi düşüncelerine uymasa da partinin ortak kararını desteklemesini gerektirir. Hem özgür olmak hem uyum göstermek çelişki değil, demokrasinin gereğidir’’ dedi.
Siyaset kadrolarının, dünyanın gidişatını iyi okuma zorunlulukları bulunduğunu vurgulayan Şener, ‘’Dünyayı iyi okumanın adresi, küreselleşmeyi iyi anlamaktan geçiyor. Dünkü kavramlarla bugünün Türkiye’sini yönetmeye kalkarsanız, bu ülkeye iyilik değil, kötülük yaparsınız’’ dedi. (aa)
|
/ KÜTAHYA
05.03.2007
|
|
|
Kredi kartı borçları çığ gibi büyüyor |
Vatandaşın, bankalara olan kredi kartı ve tüketici kredisi borcunun 70 milyar YTL’ye ulaştığı, yaklaşık 40 milyon kredi kartından 29 milyonunun risk altında olduğu bildirildi.
Tüketiciler Birliği Adana Şube Başkanı Ramazan Yıldız, yaptığı açıklamada, kredi kartı ve tüketici kredisi borçlarının her geçen gün arttığını söyledi.
Kredi borçlarının artmasının iyi olmadığını, kredi kartının yanı sıra son aylarda konut ve otomobil kredilerinde ciddî bir sıkışıklık hissettiklerini belirten Yıldız, kullandıkları kredileri ödeyemeyen ücretli ve dar gelirli kesimin çareyi başka kredi kaynaklarında aradığını ifade etti.
Yıldız, bankalara olan borcun 70 milyar YTL’ye ulaştığını ifade ederek, bunun yaklaşık 24 milyar YTL’sini kredi kartı borçlarının oluşturduğunu ifade etti. Özellikle kredi kartına yönelik önümüzdeki aylarda sıkıntılı günlerin ortaya çıkacağını anlatan Yıldız, ‘’Türkiye’deki yaklaşık 40 milyon kredi kartından 29 milyonu risk altında. Şuanda kredi kartı borcu olanların yüzde 40’ı sadece asgarî tutarı ödüyor’’ dedi.
Yıldız, kredi kartını programlı olarak kullananların bir bölümünün ödemelerini düzenli olarak gerçekleştirdiklerini, ancak bu yüzde 60’lık dilim içerisinde hiçbir ödeme yapmayanların da ağırlıklı bir kesim olarak yer aldığını ve borçlarının katlanarak faiziyle arttığını vurguladı.
|
/ ADANA
05.03.2007
|
|
|
Hrant Dink için 40. gün ayini |
Genel yayın yönetmenliğini yaptığı Agos Gazetesi önünde 40 gün önce öldürülen Hrant Dink için Kumkapı’daki Meryem Ana Ermeni Kilisesi’nde yapılan Pazar ayininde duâ edildi.
Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob II’nin yönettiği ayine, Dink’in eşi Rakel, kızları Sera ve Delal, oğlu Arat, kardeşi Orhan Dink, gazeteciler Cengiz Çandar, Ali Bayramoğlu, Ayşe Ünal, Oral Çalışlar, Prof. Dr. Hüseyin Hatemi ve eşi Kezban Hatemi, yazar Elif Şafak, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ve Ermeni cemaati üyeleri katıldı.
Ayinde bir konuşma yapan Mesrob II, bugünkü ayini “Kaybolan Oğul Pazarı’’ olarak adlandırdıklarını belirterek, İncil’de kaybolan oğulun öyküsünü anlatan bir bölüm okudu. Mesrob II, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in hunharca katledilişinin 40. günü sebebiyle duâ ettiklerini belirterek, şunları söyledi: ”Geçen 40 gün zarfında ne yazık ki, bu suikastın gerçek azmettiricilerinin belirlenememiş olması, son derece üzücü ve düşündürücüdür. Halbuki bu menfur suikastın bir an önce açıklığa kavuşması ülkedeki barış, huzur ortamı ve güvenlik güçlerine duyulması gereken güven açısından son derece gerekli ve elzemdir. Bir kez daha dua ediyoruz, Allah ülkemizin esenliğini korusun. Vatandaşlarımızın, kardeşlerimizin sevgisini güçlendirsin, dünyada barış vaat etsin. İnsanlarımızın yüreklerine sevgi tohumları eksin. Kötülük uzaklaşsın. Umutsuzluk yok olsun ve Allah’ın kutsal iradesi her yerde hakim olsun.”
|
/ İSTANBUL
05.03.2007
|
|
|
‘Apo zehirlendi’ propagandası |
Ortak bir açıklama yapan DTP’ye mensup 54 belediye başkanı adına konuşan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, “tek taraflı ateşkesin sürdüğü bir dönemde Abdullah Öcalan’ın uzun vadeye yayılacak şekilde zehirlendiğine dair kamuoyuna yansıyan bilgilerin, bölgede ve ülkede gerilimi başka bir boyuta taşıdığını” söyledi.
54 belediye başkanı tarafından imzalanan ortak metin, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir tarafından okundu. Baydemir, Abdullah Öcalan’ın zehirlenme olayının doğruluğunun araştırılmasını istedi. Başkanlar, “Eğer zehirlenme doğru ise vahim bir durum, bir insanın yaşam hakkına müdahale söz konusudur” dedi.
Türkiye’de sistemli ve tehlikeli bir şekilde tırmandırılan gerilim politikalarına dair kaygıları bulunduğunu söyleyen Osman Baydemir,“Türkiye bir bütün olarak gerilimli bir atmosfere sokmuştur” diye konuştu. Tüm toplumsal kesimlerin son derece hassaslaştığını savunan Baydemir, “Zehirlenmeye dair bilgilerle iyice tırmanan gerilimin ortadan kaldırılması gerekmektedir” dedi. 54 DTP’li belediye başkanı, yapılan basın açıklamasının ardından durum değerlendirmesi için basına kapalı bir toplantı daha yaptı.
|
/ DİYARBAKIR
05.03.2007
|
|
|
Selvi: AKP 4 yılı çalışarak değil, çatışarak geçirdi |
CHP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi, AKP’nin 4 yılı ‘’çalışarak değil çatışarak geçirdiğini, ekonomiyi üreterek, yaparak değil kaynakları satarak çökerttiğini’’ ileri sürdü.
Selvi, yaptığı yazılı açıklamada, seçimlerin yaklaşmasıyla ‘’Başbakan Erdoğan ve yandaşlarının yeniden pembe tablolar çizme ve halkı yanıltma, oyalama kampanyasına hız verdiğini’’ savundu.
Yurttaşların, ‘’fırsatlar ülkesi, güven ve istikrar ülkesi Türkiye’’ söylemlerinin ne anlama geldiğini iyice kavradığını belirten Selvi, AKP’nin 4 yılı ‘’çalışarak değil, çatışarak geçirdiğini, ekonomiyi üreterek, yaparak değil, kaynakları satarak çökerttiğini’’ öne sürdü.
İşsizlik ve yoksulluğun, istikrarlı bir şekilde yaygınlaşarak devam ettiğini savunan Selvi, şunları kaydetti: “Her alanda olduğu gibi gelir dağılımında, vergide haksızlık, adaletsizlik ve kayıt dışılıkta teşvik, istikrarlı bir şekilde ilerlemektedir. Devlet kurumları, Cumhuriyetin değerleri, istikrarlı bir biçimde yıpratılmakta, Türkiye Cumhuriyeti’nin itibarı istikrarlı olarak düşürülmektedir.
AKP rantiyeyle, paradan para kazananlarla, IMF, Dünya Bankası ve uluslar üstü finans kuruluşlarıyla çok uyumludur. Onlarla et tırnak gibi bütünleşmiştir. AKP, çökerttiği ekonominin faturasını, geniş halk kitlelerine yüklemekte uyumludur.”
|
/ ANKARA
05.03.2007
|
|
|
Sav: Tezkerenin reddi bir direnişti |
CHP Genel Sekreteri Önder Sav, 1 Mart tezkeresinin reddinin, Türkiye’nin gelecek kuşaklara armağan edeceği bir direniş olayı olduğunu ifade ederek, “1 Mart tezkeresini reddetmekle Türkiye, bir Filipinler olmaktan kurtulmuştur’’ dedi.
Önder Sav, belediye binasının açılışını yapmak için geldiği Muğla’da partililere seslendi.
CHP’nin, Muğla’da 2002 seçimlerinde birinci parti olduğunu anımsatan Sav, gelecek seçimlerde de Muğla’nın yanı sıra Türkiye’de de birinci parti olacaklarını ve bu şekilde iktidara geleceklerini savundu. 1 Mart tezkeresinin reddinin CHP’nin öncülüğünde gerçekleştirilen bir direniş hareketi olduğunu öne süren Sav, şunları kaydetti: “Emperyalizmin 4 yıl önce bize dayatmaya çalıştığı 1 Mart tezkeresi, birbirine kenetlenmiş CHP’li ve onun yön vermesiyle bazı AKP’li milletvekillerinin oylarıyla AKP’nin Meclisteki çoğunluğuna rağmen reddedildi. 1 Mart tezkeresinin reddi ile sanıldığı gibi Türkiye’nin yüksek menfaatleri göz ardı edilmedi, ihmal edilmedi. Tezkerenin reddi, gelecek kuşaklara Türkiye’nin armağan edeceği bir direniş olayıdır. 1 Mart CHP’nin öncülüğünde gerçekleştirilen bir direniş olayıdır.’’
|
/ MUĞLA
05.03.2007
|
|
|
Vetolu kanun yeniden görüşülecek |
Meclis, bu hafta yoğun bir gündemle çalışacak. TBMM Genel Kurulu, haftaya, görüşmeleri yarım kalan tasarı ve tekliflerle başlayacak.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in geri gönderdiği Türk Petrol Kanunu yer alıyor. Meclisin bu haftaki en önemli gündemi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü olacak. Genel Kurul, konuyla ilgili 7 Martta özel oturum yapacak. Devlet Bakanı Nimet Çubukçu’nun konuşmasının ardından gruplara da söz hakkı tanınacak. Siyasî parti grup temsilcileri, Türkiye’de kadınların durumuyla ilgili görüşlerini ifade edecek. TBMM’nin gündeminde de önemli yasal düzenlemeler bulunuyor. Bunlar arasında; şans oyunları, tarım ve kırsal kalkınma, yurtdışına çıkış harcının 70 YTL’den 15 YTL’ye düşürülmesi ve kaçakçılıkla mücadele yasa tasarısı ile Genel Kurul, 6 Mart Salı günü, ‘’Büyükşehir Belediye Kanunu, Belediye Kanunu, İl özel İdaresi Kanunu ve Mahalli İdare Birlikleri Kanunlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa Teklifi’’ni görüşecek. Havaalanlarında işyeri açma izni ve çalışma ruhsatı vermeye İstanbul ve Kocaeli’de büyükşehir belediyeleri, diğer yerlerde ise il özel idarelerinin yetkili olmasını düzenleyen teklifinin görüşmeleri, 4. madde üzerinden sürecek.
|
/ ANKARA
05.03.2007
|
|
|
DYP Muhasibi Şeker: İktidara güven kalmadı |
DYP Genel Muhasibi Bahattin Şeker, ‘’Her şey güllük gülistanlık gösteriliyor, ancak insanlarımız perişan’’ dedi. Şeker, katıldığı DYP Bursa Genişletilmiş İl Divan Toplantısında yaptığı konuşmada, vatandaşın iktidara güveninin kalmadığını savundu.
Şeker, bu süreçte DYP olarak seçim çalışmalarına hız verdiklerini, il ve ilçe teşkilâtlarının kısa bir süre sonra yoğun bir tempoyla seçime hazırlanacağını belirtti. Ekonomi ve güvenlik gibi önemli konularda büyük sorunlar yaşandığını, ancak hükümetin sorunlara duyarsız kaldığını iddia eden Şeker, bir reklâm filmini hatırlatarak, ‘’Türkiye’de (yersen) ekonomisi var. Her şey güllük gülistanlık gösteriliyor, ancak insanlarımız perişan’’ diye konuştu. AKP’nin, seçim anketleriyle kamuoyunu yanıltmaya çalıştığını öne süren Şeker, gerçek anketin sandık olduğunu ve halkın sandıkta AKP’yi iktidardan indireceğini iddia etti.
Şeker, AKP Hükümeti’nin en çok Türkiye’de var olduğu iddia edilen istikrar ortamına güvendiğini ifade ederek, şöyle konuştu: “Türkiye’de istikrar yoktur, sahte istikrar vardır. Ülkemizde artık zengin daha zengin, fakir de daha fakir oldu. İnsanlar kredi kartı borçlarını ödeyemez oldu. Bir çok insanın evine haciz geldi. Türkiye’de 6 dakikada bir ev soyuluyor, 7 dakikada bir araba çalınıyor ve 4 dakikada bir genç kızlarımıza, kadınlarımıza yönelik tecavüz, taciz olayları yaşanıyor. 240 kez hüküm giyen bir suçlu, son suçunda ceza almadan tahliye ediliyor. Ülkemizde güvenlik sorunu ciddî boyutlara ulaştı. Türkiye yönetilemiyor.’’
|
/ BURSA
05.03.2007
|
|
|
Tüzmen İsrail yolcusu |
Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Karma Ekonomik Komisyon (KEK) toplantısı ve ikili temaslarda bulunmak amacıyla 100 iş adamıyla birlikte bugün İsrail’e gidecek.
Devlet Bakanlığından yapılan açıklamada, DTM koordinatörlüğünde, İstanbul ihracatçı Birlikleri organizasyonu ile İsrail’e gidecek iş adamlarının, Tel Aviv’de İsrailli iş adamlarıyla bir araya gelerek ikili görüşmeler yapacakları belirtildi. Tel Aviv’de İsrail-Türkiye KEK Toplantısının da yapacağı ifade edilen açıklamada, toplantıda, Türk heyetine Devlet Bakanı Tüzmen’in, İsrail heyetine Başbakan Yardımcısı ve Sanayi Ticaret ve Çalışma Bakanı Eliyahu Yishai’nin başkanlık edeceği bildirildi. Tüzmen de açıklamada, İsrail-Türkiye arasındaki ticaret hacminin 2,3 milyar dolara ulaştığını kaydetti.
|
/ ANKARA
05.03.2007
|
|
|
Partiler 25 yaşta hemfikir |
Siyasi partiler, milletvekili genel seçiminin ne zaman yapılması gerektiği konusunda farklı görüşlere sahipken, seçilme yaşını 25’e indiren düzenlemenin ise önümüzdeki seçimde mutlaka uygulanmasını istiyor.
AKP, CHP, ANAVATAN, DYP, MHP ve DSP yöneticileri, erken seçim ve seçilme yaşını 25’e indiren düzenleme konusundaki görüşlerini açıkladılar.
“Seçimlerin birkaç ay öne çekilmesi’’ durumunda, seçilme yaşını 25’e indiren düzenlemenin, Anayasa’nın 67. maddesindeki “Seçim kanunlarındaki değişiklikler yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz’’ hükmü uyarınca ilk seçimde uygulanamayacağına dikkati çeken muhalefet sözcüleri, bu durumda “25 yaşı’’ güvence altına alacak yeni bir düzenleme yapılması gerektiğini savunuyorlar. Anamuhalefet partisi CHP yöneticileri ise 25 yaşla ilgili düzenlemeyi önemsediklerini ancak “AKP’nin partisel hesaplarına göre Haziran ya da Eylül’de yapılacak bir seçime desteklerinin söz konusu olmayacağı’’nın altını çiziyor.
|
/ ANKARA
05.03.2007
|
|
|
Gökyüzünde ay şöleni |
Dolunay aşamasındaki Ay’ın tamamen kararması anlamına gelen “Ay tutulması” olayı bütün Türkiye’de ilgiyle izlendi.
İZMİR
Ay tutulmasını, Ege Üniversitesi Astronomi Bölümü öğrencileri ile Özel İzmir Amerikan Koleji Astronomi Kulübü öğrencileri, öğretmenleriyle birlikte Bornova İlçesi Kurudağ Mevkii’nde bulunan Ege Üniversitesi Gözlem evi’nde izlediler.
Öğrencilerin, çıplak gözle izledikleri ay tutulmasını, kameralı cep telefonlarıyla görüntülemeye çalıştığı gözlendi.
Gözlemevi Müdürü Prof. Dr. Serdar Evren, İzmir’de havanın açık olması sebebiyle tutulmanın tam olarak izlenebildiğini ifade ederek, “Ay tutulması olayını daha fazla vatandaşımızın gözlem evimize gelerek izlemelerini isterdik. Biz daha önce konuyla ilgili olarak çağrıda bulunduk. Ne yazık ki, bu gök bilim olayına ilgi duyan vatandaşlarımızın sayısı pek fazla olmadı” dedi.
ADANA
Tam ay tutulmasını izlemek isteyen Adanalı vatandaşlar, aileleri ile birlikte Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Uzay Bilimleri ve Güneş Enerjisi Araştırma ve Uygulama Merkezi’ne (UZAYMER) geldi. Tutulma öncesi ay tutulmasına ilişkin bilgi alan vatandaşlar, daha sonra tutulmayı izlemek için kurulan teleskoptan baktı. Havanın zaman zaman kapanması sebebiyle gözlem yapılamasa da bazı vatandaşlar tutulmayı seyretmek için uzun süre bekledi. Tutulmayı aileleri ile birlikte gelen çocuklar da ilgiyle izledi.
Bir sonraki tam ay tutulmasının Haziran 2011’de gözlenebileceği bildirildi.
ANKARA
Havanın kapalı olması sebebiyle Başşehir’tin büyük bir bölümünde ay tutulması izlenemedi. Ankara Üniversitesi Rasathanesi’ne ay tutulmasını izlemeye gelen vatandaşlar, rasathane bölgesinde havanın kapalı olması yüzünden bu olayı izleyemedi. Rasathane yetkilileri ay tutulmasını izlemeye gelen vatandaşlara internet üzerinden Belçika’dan canlı yayınlanan görüntüleri izletti.
2007 yılının ilk ay tutulması hakkında bilgi veren Ankara Üniversitesi Rasathanesi Müdürü Berahitdin Albayrak, Ankara Üniversitesi Rasathanesi bölgesinde yoğun bir sis kütlesi bulunduğundan dolayı ay tutulmasının çıplak gözle izlenemediğini belirtti. Belçika’da bir gözlemevi tarafından ay tutulmasının internet üzerinden canlı yayınlandığını ve izlemeye gelen vatandaşlara ay tutulmasını bu şekilde izlettiklerini belirten Albayrak, “Ay tutulması nadir gerçekleşen bir durum, 2007 yılının ilk tam ay tutulması 00.44’de başlayıp, 03.12’de sona erdi. Bir sonraki ay tutulması ise 2011 yılında olacak” dedi.
İSTANBUL
Tam ay tutulması İstanbullular tarafından da büyük bir ilgi ile izlendi. İstanbulluların bu ilgisine Ayasofya Meydanı’nda gezen turistler de eşlik etti.
Akşam saat 23.30 sıralarında başlayan tam ay tutulması, geceye ayrı bir renk kattı. Ay tutulması çıplak gözle izlenirken, bu an İstanbullular kadar turistler tarafından büyük bir heyecanla kaydedildi. Zaman zaman hava bulutlu olsa da deniz kenarında çaylarını yudumlayan vatandaşlar, bir taraftan da bu güzel anı yaşadı.
|
05.03.2007
|
|
|
Suud camilerinde husuf namazı |
Afrika, Ortadoğu, Avrupa ve Asya’nın bir bölümünden önceki gece izlenebilen ay tutulması, Suudi Arabistan’da husuf namazıyla karşılandı.
Gecenin geç saatlerinde ay tutulmaya başladığı esnada başlayan namaz bütün camilerde camaatle kılındı.
Başşehir Riyad’da Hz. Ebu Bekir Camii imamı namazdan sonra kısa bir konuşma yaparak cemaate bu gece nelerin yapılması gerektiği hakkında bilgi verdi.
Namazdan sonra tövbe istiğfar edilip bol bol sadaka dağıtılması gerektiğine dikkat çeken imam, anne babaların memnun edilmesi ve ay tutulması sona erinceye kadar ibadet edilmesi gerektiğini belirtti.
“Peygamber Efendimiz döneminde de husuf namazı kılınmıştır” bilgisini veren din adamı “Efendimiz güneş veya ay tutulduğu zaman ezan okutturup ashabını camiye toplayarak cemaatle namaz kıldırırdı” dedi.
İmam ayrıca güneş ve ay tutulması olayının herhangi bir insanın hayatı veya ölümüyle ilgili olmadığına işaret ederek, ayın ve güneşin Allah’ın âyetleri olduğunu vurguladı.
|
05.03.2007
|
|
|
Geçim sıkıntısından ‘huzur’dalar |
Yaşlıları huzurevinde kalmaya karar verdiren sebepler arasında yüzde 72 oranıyla geçim sıkıntısı ilk sırada yer aldı.
Sosyal Riski Azaltma Projesi kapsamında, Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü, Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) adına gerçekleştirilen araştırma kapsamında hazırlanan rapora göre, "Hizmet sağlayıcılara göre, huzurevinde kalmaya karar verdiren nedenler arasında yüzde 72 oranıyla geçim sıkıntısı, huzurevi sakinlerine göre de yüzde 54 oranıyla yalnız yaşamanın zorluğu ilk sırada yer almaktadır. Aile bireyleri ile anlaşamama ve istenmemeden kaynaklanan yük olma duygusu da çok sık dile getirilmiştir. Bazı yaşlılar da çocukları, kardeşleri olduğu halde hiçbiri yanına kabul etmediğinden kalacak yerleri bulunmadığı için huzurevine gelmek zorunda kalmışlardır.’’
|
05.03.2007
|
|
|
İETT otobüslerine saldırı |
Okmeydanı ve Örnektepe’de 3 İETT otobüsüne molotofkokteyli atıldı. Otobüslerden biri tamamen yandı, bir şoför yaralandı.
Alınan bilgiye göre, Okmeydanı Cemal Kamacı Spor Salonu önüne gelen bir grup, hareket halinde bulunan Çağlayan-Eminönü hattındaki İETT otobüsüne molotofkokteyli attı. Alev alan otobüs tamamen yandı, saldırganlar kaçtı. Örnektepe’de seyir halinde olan ve Kâğıthane-Eminönü hattında çalışan İETT otobüsü de molotofkokteyli atılması sonucu kısmen yandı. Yine Örnektepe’de hareket halindeki Eminönü-Kulaksız hattında çalışan İETT otobüsüne, molotofkokteyli atıldı.
Kırılan cam parçasının gözüne isabet etmesi sonucu yaralanan otobüs şoförü Mehmet Karakaş, aracın içindeki molotofkokteylini dışarıya atarak yangın çıkmasını önledi. Karakaş, Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi altına alındı. Polis, saldırganları yakalamak amacıyla her iki bölgede çalışma başlattı.
|
/ İSTANBUL
05.03.2007
|
|
|
7 bin üniversiteli polis görev başında |
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, son iki yıl içinde 7 bin 84 fakülte mezunu polis memurunun göreve başlatıldığını bildirdi.
Aksu, CHP Ordu Milletvekili Sami Tandoğdu’nun fakülte mezunu polis memurlarına ilişkin yazılı soru önergesini cevaplandırdı. Atamaların, Emniyet Hizmetleri Sınıfı Mensupları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğine göre yapıldığını belirten Aksu, ‘’Son iki yıl içinde göreve başlatılan 4 yıllık fakülte mezunu polis memurlarının sayısı 7 bin 84’tür. Bu polislerin atamaları, Emniyet Teşkilâtının ihtiyaç duyduğu alanlarda istihdam edilmek üzere yapılmıştır’’ dedi.
|
/ ANKARA
05.03.2007
|
|
|
Çifte minareli cami hayırseverlerin yardımını bekliyor |
Hatay’ın Reyhanlı ilçesine bağlı Alakuzu köyünde köy muhtarı ve köylüler tarafından yaptırılan çifte minareli cami, hayırseverlerin yardımını bekliyor.
Eski köy camisinin yetersiz olması sebebiyle başlatılan yeni caminin kaba inşaatı bitti, kubbe ve minareleri tamamlanıyor. Köy muhtarı Mehmet Cüneydioğlu, “Eski camimiz yetersiz ve kullanılamayacak duruma gelmişti. Artık bizlerin bir şeyler yapması gerekiyordu. Köylüler olarak işe el attık ve yeni camimizin inşasına başladık. Cami 220 bin YTL’ye mal olacak. Şu an 120 bin YTL’sini karşıladık. Ancak artık tüm imkânlarımız tükendi. Hayırseverlerin yardımını bekliyoruz. Ramazan ayına yetiştirmeyi düşünüyoruz. Ama bize 100 bin YTL gerekiyor.” diye konuştu.
|
05.03.2007
|
|
|
Tosya’da TOKİ evlerinin temeli Nisan'da atılacak |
TOKİ’nin açtığı ilk iki ihalenin iptal edilmesinin ardından, üçüncü ihaleyi alan İNTA Müh. Mim. İnşaat Sanayi ve Ticaret LTD. Şirketi, 12 Mart tarihine kadar kesin kabul ve yer teslimi işlemlerini tamamlayacak ve Nisan ayı başlarında temeli atacak.
2008 Nisan ayında 312 konutu teslim etmeyi hedefleyen İNTA Firması Tosya Belediyesi ile anlaşma sağladığı ‘Aşağı Pınar Projesini’de hayata geçirecek.
İNTA Yönetim Kurulu Başkanı Şemsettin Özcan, “12 Mart tarihine kadar tüm prosedürleri tamamlayarak, çalışmalara başlayacağız, Nisan ayı başlarında 312 konutun temeli atılacak, biz evleri 2008 Nisan ayı başlarında teslim etmeyi amaçlıyoruz. Belediye Başkanı Said Gülabacı bize her konuda destek sözü verdiler, bu sözler doğrultusunda tam bir işbirliği içinde olmayı amaçlıyoruz. Yapılacak evlerin Tosya halkına hayırlı olmasını dilerim” diye konuştu.
|
Yeni Asya
/ TOSYA
05.03.2007
|
|
|
Yurt dışına çıkış harcı 15 YTL’ye düşüyor |
Yurt dışına çıkış harcının 70 YTL’den 15 YTL’ye düşürülmesini öngören yasa tasarısı bu hafta TBMM Genel Kurulu’nda görüşülecek.
Tasarıyla, yurt dışına çıkış harcıyla ilgili istisnaları da büyük ölçüde sınırlıyor. Buna göre son bir yılda 6 aydan fazla yurt dışında kalanlar, yurt dışına ticari amaçla sefer yapan toplu taşıma ve yük aracı mürettebatı, 7 yaşından küçük çocuklar ile uçakların uçuş personeli haricindeki herkes yurt dışına çıkışlarda harç kapsamına alınıyor. Yurt dışına çıkış harcının düşürülmesiyle birlikte harçtan muafiyetler de önemli ölçüde sınırlandırıyor.
|
/ ANKARA
05.03.2007
|
|
|
Kanserden her yıl 7 milyon kişi ölüyor |
Kanser istatistiklerine göre her yıl dünyada 11 milyondan fazla kişinin kanser teşhisi aldığına dikkat çeken Prof. Dr. Gülsün Özentürk yine istatistiklere göre bu sayının 2020 yılında 16 milyona ulaşabileceğinin ve her yıl kanserden ölümlerin 7 milyon civarında olacağının tahmin edildiğini belirtti.
Ege Üniversitesi (EÜ) Kültür Sanat Evi’nde “Kanser Biyokimyası” isimli seminer gerçekleştirildi. Seminere konuşmacı olarak katılan EÜ İzmir Atatürk Sağlık Yüksek Okulu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülsün Özentürk, “Kanser geniş ölçüde kurtulunabilir bir hastalıktır. Erken tanının yanı sıra sigara içmeyerek, sağlıklı yiyecekler tüketerek ve kanser yapıcı maddelerden sakınarak kanserden korunmak olasıdır. Ancak halkı bu konuda bilgilendirmek ve eğitmek her şeyden önemlidir” dedi.
Kanser istatistiklerine göre her yıl dünyada 11 milyondan fazla kişinin kanser teşhisi aldığına dikkat çeken Prof. Dr. Özentürk, yine istatistiklere göre bu sayının 2020 yılında 16 milyona ulaşabileceğinin ve her yıl kanserden ölümlerin 7 milyon civarında olacağının tahmin edildiğini belirtti. Prof. Dr. Özentürk, “Erkeklerde en sık görülen iki kanser akciğer ve mide, kadınlarda ise meme ve rahim kanserleridir” şeklinde konuştu.
Her ülkedeki coğrafi ve kültürel farklılıklar göz önünde bulundurularak ulusal kanser kontrol programının kurulması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Özentürk, bu programın kanserden ölümleri azaltmayı ve kanserli hastaların hayat kalitesini yükseltmeyi amaçlayan bir halk sağlığı programı olduğunu kaydetti. Kanserin bir toplumdaki etkisini anlamak ve kontrol altına almak için o toplumda kanserin doğru görüntüsünü verecek veriyi depolamanın önemine değinen Prof. Dr. Özentürk, “Kurulacak kanser kayıt sisteminin en önemli hedefi önce bir toplumda kanserin görülme sıklığını bulmak, daha sonra kanserin kontrol altına alınması için kanserin yapısının ve nedeninin araştırılmasına olanak sağlayan veriyi toplamaktır. Böylece toplumdan topluma değişiklik gösteren kanser tiplerinde o toplumun özelliklerine uygun önlemler alınmış olur” dedi.
|
/ İZMİR
05.03.2007
|
|
|
Kapıkule’de 11 km’lik TIR kuyruğu |
Kapıkule Sınır Kapısı’ndan yurtdışına çıkış yapacak TIR’lar, 11 kilometre uzunluğunda kuyruk oluşturdu.
Kapıkule gümrük yetkililerinden edinilen bilgiye göre, TIR’ların ihracat yüklerini, gidecekleri ülkedeki firmalara Pazartesi günü teslim etmeye çalışması sebebiyle Türk tarafında hafta sonu TIR kuyruğu oluşuyor. TIR sürücüleri ise kuyrukların TIR’cıların çıkışlarını hafta sonuna göre ayarlamaları ve Bulgar gümrükçülerinin işlemleri yavaş yapmalarından kaynaklandığını söylediler. Kapıkule’de çıkış yapmak için sıranın kendilerine gelmesini bekleyen 440 civarında TIR bulunuyor.
|
/ EDİRNE
05.03.2007
|
|
|
Uzaktan kumandalı boy uzatma |
Dokuz Eylül Üniversitesinden 4 bilim adamı, insan boyunu hem uzaktan kumanda ile hem de belirli bir ağırlık uygulayarak uzatmak için geliştirdikleri 2 farklı projenin patentini almak için Avrupa Patent Ofisine başvurdu.
İlk projede boy uzatmak isteyenler için kemik içerisine çakılan çiviler, uzaktan kumanda ile her gün 1 mm boy uzatacak. Bu projede hasta, yattığı yerden boyunu uzatabilecek. Diğer projede ise günde bir kez ayağını yere sertçe vuran kişinin boyu aynı oranda uzayabilecek. Projeyle birlikte bir kişinin boyu 3.5 ay gibi kısa bir sürede 10 santimetre uzatılabilecek.
|
05.03.2007
|
|
|
İran karpuzu seyyarda |
Adana’da, piyasaya çıkan turfanda İran karpuzu, seyyar satıcılarda tanesi 2-3 YTL’ye satılıyor.
Seyyar satıcı Zeynel Atılım, İran karpuzunun Türkiye’ye ithalat yoluyla getirildiği ve kendilerinin de Adana Büyükşehir Belediyesi Vedat Dalokay Hali’nden kilosunu 1.5 YTL’ye satın aldıklarını söyledi. Tablada, büyüklüğüne göre tanesini 2-3 YTL’ye sattıklarını belirten Atılım, “Bundan bizim kârımız 50 ile 60 YKr arasında. İran karpuzunun tadı gayet güzel. Kesmece satıyoruz. Herhangi bir şikâyet de yok. Yerli karpuzun çıkmasına daha 1.5 ay var. O zamana kadar İran karpuzu satmaya devam edeceğiz” dedi.
|
/ ADANA
05.03.2007
|
|
|
|