Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 22 Şubat 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Demokrasiye tehditler

Türkiye, DSP-MHP-Anavatan koalisyonu döneminde başlayan AB uyum paketleriyle demokratikleşme ve sivilleşme sürecinde 3 Kasım 2002’den sonra AK Parti iktidarında hızla yol aldıktan sonra reform sürecinde bir duraksama yaşanıyor.

Bu yavaşlama, reformlardan rahatsız olan içerideki unsurları aşka getirdi... Giderek saldırganlaşan bu çevreler, “psikolojik harekât” eşliğinde demokratikleşmeyi ve sivilleşmeyi akamete uğratacak bir saldırıya geçtiler...

Bu kez yeni bir tarz deneyen antidemokratik çevreler, vatan elden gidiyor sloganıyla vatanseverlik, ulusalcılık adı altında bir takım dernekler ve illegal yapılanmalarla kitleselleşmeye ve devşirdikleri kitleleri şiddete mobilize etmeye çalışıyorlar... Buna karşılık, emniyet güçleri ve Genelkurmay Başkanı’nın tehdit listesinde, demokrasiye yönelik artık ayyuka çıkan bu tehditler yer almıyor. Sadece bu durum bile emniyet işlerinde, sivilleşmenin gerekliliğini ortaya koymaya yetiyor. 1980 öncesinin ülkücü-devrimci kutuplaşmasını bu kez yaratamayan bu çevreler, büyük bir siyasi partinin ve şefin şemsiyesinden yoksun kaldıkları için birçok fraksiyona ayrılmış durumdalar. İçlerinde çok miktarda eski askerin bulunduğu bu gruplar, para-militer yapı oluşturmaya çalışırken ideoloji olarak ırkçı, yabancı düşmanı ve faşizan bir koordinatta duruyorlar.

İşin tuhafı uzun bir süredir faaliyet gösteren bu grupların kamuoyunda eylem ve söylemleriyle yarattıkları korkuya rağmen, emniyet güçlerince ciddiye alınıp takip edil(e)memesidir. Bunun iki temel sebebi vardır. İlki 2005’e kadar aşırı sağcı milliyetçi örgütlenmeleri bir tehlike olarak kabul eden MGK, bu unsurları artık bir tehdit olarak kabul etmemektedir. Keza her fırsatta konuşan Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları da bu unsurları değil tehdit olarak kabul etmek, onlardan rahatsız olduklarını bile ifade etmiş değiller. İkincisi Şemdinli olaylarından sonra hadiseyi aydınlatmaya çalışan Savcının ve Emniyet İstihbarat Başkanı’nın başına gelenler, diğer savcı ve polisleri sindirmiştir.

İşte bu yüzden Danıştay baskınının faillerinin Cumhuriyet Gazetesi’ne yönelik üç bombalamada kullandıkları ordu malı el bombalarının araştırılması talebi, mahkeme tarafından reddedilebilmektedir. Bu vadide Genelkurmay Başkanı’nın konuşmaları da dikkat çekicidir. Büyükanıt bir yandan Türkiye 1919’daki kadar kötü durumda değil derken diğer yandan da 1923’ten bu yanan hiç bu kadar yüksek bir tehdit ile karşılaşmadık şeklinde karışık mesajlar vermektedir. Büyükanıt konuşmanın devamında kendimize güvenelim, Türkiye’nin dinamik güçleri problemleri çözecektir gibi ifadeler kullanabilmektedir.

Burada TBMM, demokrasi, seçim, demokratik hukuk devleti gibi anayasal kurumlara bir kez dahi atıfta bulunulmadan, Türkiye’nin geçmişinde varolan darbe yapacak zinde güçleri hatırlatan muğlak bir dinamik güçler kavramının kullanılması Türkiye’nin demokratikleşmesine ve medenileşmesine katkı yapmamaktadır.

Büyükanıt’ın ve ordunun, bu tür karışık mesajlar yerine, vatandaşları birbirine kırdırmak için silahlı birlikler oluşturmaya yönelen ve birtakım cinayetlere karıştıkları yönünde ciddi şüpheler uyandıran çete ve derneklere, onların içinde yer alan emekli askerlere karşı demokrasi ve hukuk safında yer aldıklarını göstermeleri gerekiyor.

Çünkü çetelerin temel amacı, orduyu tahrik etmektir. Ordu, demokrasiye ve hukuka bağlı oldukça, Türkiye bu yeni tehditle daha kolay başa çıkacaktır.

Bugün, 21.2.2007

Murat YILMAZ

22.02.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Türban konusunda bile açıklama yapan Genelkurmay

  Demokrasiye tehditler

  Hâlâ mı fişleme?

  Maliye, Kanaltürk ve 5 milyon dolar

  Türkiye’nin cumhurbaşkanlığı sorunu


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004