Türkiye’de geçen yıl bir gün içinde işlenen suç sayısının bir önceki yıla göre yüzde 64 oranında arttığı bildirildi. 2005’te her 64 saniyede bir suç işlenirken, 2006’da bu süre 39 saniyeye düştü. Ankara Ticaret Odasının, Emniyet Genel Müdürlüğünün 2006 yılı Ocak-Eylül aylarında Türkiye geneli polis sorumluluk alanında meydana gelen şahsa ve mala karşı işlenen asayiş olaylarından yaptığı hesaplamaya göre, her bir dakikada mala karşı, her bir buçuk dakikada bir de şahsa karşı suç olayı yaşandı.
Ankara Ticaret Odasının (ATO) Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 2006 yılı Ocak-Eylül aylarında Türkiye geneli polis sorumluluk alanında meydana gelen şahsa ve mala karşı işlenen asayiş olaylarından yaptığı hesaplamaya göre, her 39 saniyede bir suç işlendi.
ATO’nun “Dakika Dakika Suç Sicilimiz” araştırmasına göre, 2006 yılının 9 ayında 354 bin 269’u mala karşı, 244 bin 119’u şahsa karşı olmak üzere toplam 598 bin 388 suç olayı yaşandı. 2005 yılında 289 bin 765’i mala karşı, 197 bin 996’sı şahsa karşı olmak üzere toplam 487 bin 761 suç işlenmişti. Gün başına 2005 yılında 1336 suç olayı istatistiklere girerken, 2006 yılında gün başına işlenen suç adedi 2 bin 192 oldu. Buna göre, 2006 yılında, bir önceki yıla göre, bir gün içerisinde işlenen suç oranlarındaki artış yüzde 64 oldu. 2005 yılında her 64 saniyede bir suç işlenirken, 2006 yılında bu süre 39 saniyeye düştü. Suçlar şahsa karşı ve mala karşı olarak ayrıldığında ise 2006 yılının Ocak-Eylül döneminde, her bir dakikada mala karşı, her bir buçuk dakikada bir de şahsa karşı suç olayı yaşandı.
6 DAKİKADA BİR EV SOYULDU
Türkiye’de 2006 yılında Ocak ayından Eylül ayı sonuna kadar 67 bin 79 eve, 53 bin 20 otomobile, 42 bin 331 iş yerine hırsız girdi. Bu verilere göre, her 6 dakikada bir ev, her 7 dakikada bir otomobil, her 9 dakikada bir iş yeri soyuldu. Söz konusu dönemde, hemen hepsinde güvenlik görevlileri bulunmasına karşın 3 bin 199 resmî kurumda hırsızlık olayı kayıtlara girdi. Yani hırsızlar, güvenlik görevlilerini de atlatarak 2 saatte bir resmî kurumu soydu. Emniyet Genel Müdürlüğü istatistiklerine göre, geçen yılın Ocak-Eylül döneminde 23 bin 537 oto hırsızlığı kayıtlara girdi. Bir başka söyleyişle, her 17 dakikada bir otomobil çalındı.
YANKESİCİLİK KORKULU RÜYA
Hemen her gün haber bültenlerine konu olan yankesicilik ve kapkaç olayları 2006 yılında vatandaşın korkulu rüyası olmaya devam etti. Geçen yılın 9 aylık döneminde 21 bin 402 yankesicilik, 9 bin 668 de kapkaç olayı kayda geçti. Yani her 18 dakikada bir yankesicilik, her 41 dakikada bir de kapkaç olayı yaşandı. 9 aylık dönemde 9 bin 546 dolandırıcılık olayının yaşandığı Türkiye’de, her 41 dakikada bir kişi dolandırıldı. Geçen yılın Ocak-Eylül döneminde tam 6 bin 633 gasp ve yağma vak'ası Emniyet siciline girdi. Yani her 59 dakikada bir kişi veya kuruluş gasp ve yağmaya uğradı.
Yaralama, darp ve adam öldürme vak'aları da artık sıklıkla yaşanır oldu. Geçen yılın 9 ayında 94 bin 226 yaralama ve darp, 1610 da kasten adam öldürme vak'ası kayda geçti. Bir başka deyişle, 4 dakikada bir yaralama ve darp, 4 saatte de bir cinayet işlendi. Söz konusu dönemde, 5 bin 376 kız, kadın-erkek, 504 de çocuk kaçırıldı. Yani her 1 saatte 15 dakikada bir yetişkin, her 13 saatte de bir çocuk kaçırıldı. Bu arada silâh tutkusu istatistiklerde de kendini gösterdi. 28 dakikada bir ruhsatsız silâhın yakalandığı 2006 yılının 9 ayında, emniyet kayıtlarına bu sayı 13 bin 874 olarak girdi.
AYGÜN: ENDİŞE VERİCİ
Emniyet Genel Müdürlüğünün asayiş istatistiklerini değerlendiren ATO Başkanı Sinan Aygün, 2006 yılının 9 aylık suç rakamlarının 2005 yılının tamamının rakamlarını geride bırakmasının endişe verici olduğunu belirterek, “En çarpıcı rekoru, kıra kıra suç sayısında kırdık” dedi.
Toplumsal değişimin beraberinde suç oranlarında yükselişi de getirdiğine işaret eden Aygün, “Kapkaç korkusuyla insanlar sokakta dolaşamaz hale geldi. Suç sosyal bir olgudur, suçlarla mücadeleyi sadece yasalar çerçevesinde düşünmemek gerekiyor. El birliğiyle bu kötü gidişe dur dememiz gerekiyor. Büyüyen ekonomilerde suç bu şekilde büyümez. Suç, tehlikeli bir biçimde artıyorsa, istihdamda, gelir dağılımında, aile ve sosyal yapıda ciddî sorunlar var demektir.”
|