Barajların aktif doluluk nispetinin 2 Şubat 2007 itibariyle yüzde 25 civarında bulunduğunu söyleyen DSİ Genel Müdürü Prof. Dr. Veysel Eroğlu, “Ancak unutulmamalıdır ki ülkemizde yağışların yüzde 55-60’ı Nisan-Mayıs aylarında gelmektedir. Dolayısıyla şu an için Türkiye’nin hiçbir bölgesinde kuraklık söz konusu değildir” dedi.
Eroğlu, son günlerde küresel ısınma ve sulak alanlarla ilgili olarak bazı basın-yayın organlarında yer alan haberlerde, dünyanın karşı karşıya bulunduğu bu ciddi tehlike ile ilgili olarak Türkiye’de bir koordinasyonluk olduğu ve politikaların oluşturulmadığı ifadelerine yer verildiğini söyledi.
Bu tür ifadelerin doğru olmadığını savunan Eroğlu, Türkiye’nin su kaynaklarını değerlendirmekle sorumlu olan DSİ’nin, kurulduğu 1954 yılından itibaren su kaynaklarını optimum seviyede değerlendirmek ve içme, kullanma, sanayi, ziraat, enerji ve sulak alanlarda ihtiyaç duyulan suyu temin etmek amacıyla çok sayıda proje geliştirdiğini kaydetti. Eroğlu, dünyada yaşanan küresel ısınmanın ve iklim değişikliklerinin Türkiye’ye yansımalarının bilimsel veriler ışığında derlenerek projeler oluşturulduğunu da vurguladı.
HES’LERDEN 2006 YILINDA 44 MİLYAR
KWH ELEKTRİK ÜRETİLDİ
DSİ’nin hidroelektrik, sulama, içme, kullanma ve sanayi suyu temini ve sulak alanlar konularında gerçekleştirilen çalışmaları hakkında bilgi veren Eroğlu, hidro elektrik enerji sağlayan barajlarda şu anda herhangi bir problem bulunmadığını kaydetti. 2006 yılında 44 milyar kilovatsaat (kWh) elektrik üretimi yapıldığını ve bu üretimin ülke ekonomisine çok büyük bir katkı sağladığını anlatan DSİ Genel Müdürü, bu yıl Borçka Barajı ve HES’in de işletmeye alınmasıyla hidrolik enerjiden 45 milyar kWh elektrik üretimi sağlanacağının tahmin edildiğini bildirdi.
Eroğlu, HES’lerin çevreye uyumlu, temiz, yenilenebilir, pik talepleri karşılayabilen, yüksek verimli, yakıt gideri olmayan, enerji fiyatlarında sigorta rolü üstlenen, uzun ömürlü (ortalama 200 yıl), yatırımın geri dönme süresi kısa (5-10 yıl), işletme gideri düşük (yaklaşık 0,2 cent/kWh), dışa bağımlı olmayan yerli bir kaynak olduğunu vurguladı.
SULAMA BARAJLARINDA SON DURUM
DSİ Genel Müdürü Eroğlu, sulama barajlarına bakıldığında doluluk bakımından şu anda Doğu Anadolu, Doğu Karadeniz ve Batı Karadeniz bölgelerinde herhangi bir sıkıntı bulunmadığını anlatan Eroğlu, Atatürk, Batman ve Dicle barajlarında su
seviyesinin normal olduğunu ve bir problem bulunmadığını bildirdi.
Doğu Akdeniz, Konya Ovası, İç Anadolu ve Büyük Menderes Havzasında bir miktar su eksiği bulunduğunu kaydeden Eroğlu, ‘’Ancak unutulmamalıdır ki ülkemizde yağışların yüzde 55-60’ı Nisan-Mayıs aylarında gelmektedir. Dolayısıyla şu an için Türkiye’nin hiçbir bölgesinde kuraklık söz konusu değildir’’ diye konuştu.
İÇME, KULLANMA VE SANAYİ SUYU TEMİNİ
İçme suyu temini konusunda da bilgiler veren Eroğlu, içme suyu maksatlı barajların doluluk oranının İstanbul’da yüzde 53,5, Ankara’da yüzde 9,3, İzmir’de yüzde 30,1, Bursa’da yüzde 27,6 seviyesinde olduğunu söyledi.
İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa gibi büyük şehirlerde içme suyu veren barajların 2 Şubat 2007 itibariyle aktif doluluk nispetinin de yüzde 25 olduğuna işaret eden Eroğlu, ‘’Bu oran, 2006 yılının aynı döneminde yüzde 43 olarak gerçekleşmişti. Doluluk nispetlerindeki bu farkın sebebi Aralık ayının kurak geçmesi ve Ankara’ya içme suyu temin eden barajlardaki su eksikliğinden kaynaklanmaktadır’’ dedi.
2003 yılından itibaren hizmete alınan içme suyu temin tesisleri sayesinde Samsun, Konya, Balıkesir, Karabük, Sivas, Kilis, Edirne, Erzurum, Sinop başta olmak üzere birçok şehirde herhangi bir problem olmayacağını belirten Eroğlu, Bursa’da yakın bir gelecekteki sıkıntının önlenmesi amacıyla inşa edilen Nilüfer Barajının tamamlandığını ve barajın 2007 yılında hizmete alınacağını bildirdi. Eroğlu, Kocaeli’nde yaşanan içme suyu ile alâkalı olarak Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı ile 11 alternatiften oluşan bir çalışma yapıldığını, Ankara’da da herhangi bir sıkıntının yaşanmaması için çalışmaların sürdürüldüğünü vurguladı.
SULAK ALANLARIN
KORUNMASI ÇALIŞMALARI
Sulak alanlar konusunda ise kurum olarak gerek tek başına, gerekse ilgili kurum, kuruluş ve sivil toplum örgütleriyle müşterek çalışmalar yapıldığına işaret eten Eroğlu, DSİ’nin korumaya çalıştığı başlıca sulak arasında Amik Ovası, Avlan Gölü ve Karagöl, Bafa Gölü, Beyşehir Gölü, Gediz Deltası, Göksu Deltası, Hotamış Sazlıkları, Kızılırmak Deltası, Manyas Gölü, Mogan Gölü, Seyfe Gölü, Suğla Gölü, Sultan Sazlığı, Tuz Gölü, Uluabat Gölü ve Yumurtalık Lagünü sayılabileceğini sözlerine ekledi.
|