En iyisi EMASYA’nın sivil irade ağırlıklı olarak yeniden tanzimi.
EMASYA meselesi sorunlu bir mesele.
Bir kere, 1997’nin civcivli günlerinde devreye girmiş bir oluşum. O günler askerin MGK marifetiyle Refahyol üzerinde baskı oluşturduğu bir dönem. 28 Şubat’ın sonraları.
Böyle bir dönemde askere, ilin en büyük mülki amiri olan Vali’den izin almaksızın toplumsal olaylara müdahale yetkisi verilmiş.
Bunun için ordu bünyesinde özel birlikler oluşturulmuş.
Bu birlikler başından beri tartışılmış, çünkü Türkiye, askerin rejim açısından “koruma kollama” gibi özel görevler üstlendiği, bunun “Anayasal misyon” içinde değerlendirdiği bir ülke.
-Acaba EMASYA, böyle bir acil müdahale gücü olarak yapılanma riski taşıyor mu?
Hürriyet’in haberinde de yer aldığı gibi Mülki İdare Şurası raporunda, EMASYA’nın içinde barındırdığı sakıncalara işaret edilmiş.
Ayrıca, AB uyum sürecinde gündeme gelen en sıcak konu asker – siyaset ilişkileri. EMASYA ise askerin sivil alana etkisi açısından tipik bir örnek .
Şimdi böyle bir oluşum, Çağlayan’da tankla tüfekle tatbikat yapacak ve bunun basına yansımaması isteniyor.
Basına yansımayınca yanlış anlaşılmayacak,.
Avrupa’dan da yadırgayıcı bir tavır gelmeyecek!
Acaba öyle mi olacak?
Aslında ortada bir çarpıklık bulunduğunu herkes biliyor.
Askerin kuşkusu da bu yüzden olmalı.
Mülki amiri devre dış bırakıp, askeri iradeyi re’sen şehre müdahaleye sevkeden bir yapıyı dünyaya nasıl anlatacaksınız? Hangi zaruretle?
EMASYA’nın yeni bir düzenleme gerektirdiği açık. Aniden gelişen toplumsal olayların, İçişlerine bağlı kolluk kuvvetlerinin yeterli olamayacağı bir duruma yol açabileceği var sayılsa bile, askeri birliklerin mülki amir atlanarak devreye sokulması, bir açıdan mülki amire yönelik güvensizliği, bir başka açıdan da askerin re’sen yetki kullanma arzusunu gündeme getiriyor. Her iki husus da problemli.
En iyisi EMASYA’nın sivil irade ağırlıkı olarak yeniden tanzimi.
ahmettasgetiren.com.tr, 27.1.2007
|