Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 27 Ocak 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kariyer

Ay faktörü ve zekâ

İnsanlar zihinsel kabiliyetleriyle bir yerlere gelince, “Güç bende artık” düşüncesiyle ayakları yerden kesilebilmektedir. Oysa insanın bilim dünyasında yükselmesine katkı sağlayan birçok faktör bulunmakta ve onlar olmaksızın zihinsel gelişimi sekteye uğramaktadır. Bunlar, batınî ve haricî faktörlerdir. Batınî faktörler malûm. Allah, her insana farklı zekâ düzeyi vermiştir ve sahip olduğu zekâ düzeyine göre zihnî gelişimini sürdürür. Haricî faktörler sayılamayacak kadar çoktur. Meselâ beslenmesi, ailevî faktörler, çevre faktörleri, stresli ortam gibi birçok faktör insanın zihnî gelişiminde aktif rol oynayabilmektedir. Ancak bunlardan bir tanesi var ki, insanın hiçbir zaman aklına gelmeyeceği; ancak oldukça önemli bir faktör olan “Ay faktörü”dür.

Şimdi diyeceksiniz ki, nereden çıktı bu “Ay faktörü”? Haklısınız efendim. Ben de aynı şeyi söylerdim. Ta ki “Ay Olmasaydı Dünya Nasıl Olurdu?” isimli bir bilimsel araştırma raporunu okuyana kadar. Bu bilimsel araştırma raporunda oldukça ilginç tespitler yapılmış. Meselâ Ay olmasaydı bir gün sekiz saat olurdu. Ay olmasaydı oldukça şiddetli rüzgârlar oluşur; okyanuslarda bol miktarda tsunamiler meydana gelirdi. Şiddetli rüzgârların oluşturdukları seslerin desibeli oldukça yüksek olacak ve bu gürültüler insanın duyma yeteneğini olumsuz yönde etkileyecek ve duymasını engelleyecekti. İnsanın duymaması halinde zihinsel gelişimi; dolayısıyla zekâ düzeyi de oldukça düşük düzeylerde kalmaya mahkûm olacaktı.

Modern bilimin verilerine göre Ay’ın varlığının, Dünya’daki hayat için oldukça önemli bir yere sahip olduğu ispatlanmıştır. Ay, dünyanın uydusu olarak tam fayda sağlayacak uzaklıkta ayarlanmış mesafesiyle Dünya’mızın dönme merkezini sabitleştirmektedir. Bu durum, hayat için gerekli olan iklim şartlarının optimal düzeyde olmasına katkı sağlamaktadır. Bazı bilim adamlarına göre, Ay’ın çekim gücü ve medd-ü cezir gibi fonksiyonları sayesinde Dünya’nın merkez çekirdeğinin sıvı pozisyonu tam kararında kalmakta ve korunmaktadır. Bu da gezegenimizin manyetik alanını güvence altına almaktadır. Bilim adamları, bu manyetik alanın olmadığı durumda, bırakın zihinsel gelişimi, hayatın bizatihi kendisinin de olmayacağını bildirmişlerdir. Bütün bu bilimsel verilerin daha birçok şeye işaret ettiğini söylemek yeterli olur. Zira bizim bilimsel olarak tüm ayrıntıları irdelememiz çok da gerekli değil. Ancak burada şu kadarını vurgulamak gerekir ki, insanlar kendi bulundukları konumları rast gele bulmamakta ve sırf kendi yetenekleriyle sahip oldukları yüksek zekâ düzeylerine ulaşmamaktadırlar. Gerek içsel ve gerekse dışsal faktörler olsun, insanın bireysel, zihinsel ve başarı gelişimini bir takım takviyelerle (feedback) besleyen Küllî bir İrade Sahibi bulunmaktadır. İnsan bu Küllî İrade Sahibi’nden gaflet ederek her şeyi kendi irade ve iktidarıyla yaptığını düşünürse, Ay’ı; hatta Kâinatı küstürecektir. Zira Yüce Yaratıcı her şeyi her şeyle bağlamıştır. Eğer insan kendisinin hür ve bütün bu haricî faktörlerden beri olduğunu düşünürse, cehaletine imza atar. Bu yüzden, insan, kâinatın kendisi için hazırlanmış olduğunu ve bütün faaliyetlerinin kâinatla bağlantılı olduğunu ve ne kadar pahalı bir varlık olduğunu düşünmeli; bunun neticesi olarak, insanî vazifelerini simetrik olarak; yani hem dünyevî, hem de uhrevî olarak dengeli bir şekilde yürütmelidir.

Ay ile zekâ arasında olan bu ilişki, birçok şey ile zekâ arasındaki ilişkiye bir numunedir. Yani zekâ faktörünü diğer birçok şeyle ilişkilendirdiğimizde, zekânın gelişiminde oldukça fazla bağlantı kurabileceğimiz faktörler tesbit edebiliriz. Meselâ, zekânın gelişimi ile ışık arasındaki ilişkiye, zekâ ile sebze ve meyveler arasındaki ilişkiye v.s. ilişkilere kafa yorduğumuzda bir şey olan zekânın nasıl her şey ile irtibatlı olduğuna kanaat getirebiliriz. İşte böyle muhteşem bir mekanizmayı, bir fabrikanın çarkları gibi, birbiriyle ilişkilendiren ve insanın faydalanmasına sunan Yüce Yaratan’ı unutup Karun gibi, Firavun gibi “Her şeyi ben kendi ilmim ve iktidarımla yaptım” demek, ne kadar haddini aşmaktır kıyas ediniz.

Dr. Kenan ÖREN

27.01.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Başlıklar

  Güvenlik ve güvenilirlik katsayısını arttırmalıyız

  Ay faktörü ve zekâ

  Bir kıyasın farkı

  İsteksizliğe kezzap dökün

  YASEM AJANDASI


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004