Diyarbakır Sur Belediyesin cami, kilise, ve havrayı içinde barındıran sokağı “Kültürler Sokağı Projesi” kapsamında restore edecek. Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş Diyarbakır’ın sahip olduğu tarihî ve kültürel mirası açığa çıkarıp bunu insanlığın ortak malı olarak sunmayı ve bu mekânları yaşayan sosyal donatı alanlara dönüştürmeyi hedeflediklerini söyledi.
Diyarbakır Sur Belediyesi, yaklaşık 1.5 kilometre uzunluğunda içinde 15 yüzyılda yapılanan Şeyh Matar Cami, hemen karşısındaki 19. yüzyıla ait Mor Petyum Keldani Kilisesi ve Ermeni Surp Gregos Kilisesi, 16. yüzyıla ait Havra, Osmanlılar dönemine ait Paşa Hamamı ile şehrin geleneksel sivil mimarî örneklerini yansıtan tarihî evlerin birarada bulunduğu Yenikapı Sokağı’nı Büyükşehir Belediyesi, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası, Esnaf ve San’atkârlar Odası, Pir Sultan Abdal Derneği Diyarbakır Şubesi ile Yezidiler Birliği’nin desteğiyle restore ederek turizme kazandıracak.
Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş Diyarbakır’ın sahip olduğu tarihî ve kültürel mirası açığa çıkarıp bunu insanlığın ortak malı olarak sunmayı ve bu mekânları yaşayan sosyal donatı alanlara dönüştürmeyi hedeflediklerini söyledi.
Cami, 2 kilise ve bir Havra’nın bulunduğu ayrıca Alevî ve Yezidî kültür evlerinin de oluşturulacağı “Kültürler Sokağı Projesi”ni başlattıklarını ifade eden Demirbaş, “Biz sokağı düzenleyip buradaki tarihî mekânları da restore ederek turizme açacağız. Şu an tahmini bütçesi yaklaşık 4.5 milyon avrodur. Bu projede herkes bir rol dağılımı temelinde üstüne düşenleri yapmaya çalışıyor” dedi.
Demirbaş, Büyükşehir, Sur belediyeleri, İl Kültür Müdürlüğü, DTSO, Esnaf ve San’atkârlar Odası, Pir Sultan Abdal Derneği Diyarbakır Şubesi ve Yezidiler Birliği’nin projeye destek olduğunu, ancak bu desteklerin tek başına yetmediğini belirtti.
Türkiye’de Vakıflar Yasası’nın değişerek azınlık cemaatlerinin mülk edinebilme problemlerinin ortadan kaldırılabilmesi içini yasal değişikliğin gerektiğini kaydeden Demirbaş, şunları söyledi:
“AİHM bir ihlâl kararı da verdi. Biz bir önce yasal değişimin yaratılıp bu mekanların düzenlenmesi için adımların atılması ve kolaylaştırılması gerektiğine inanıyoruz. Bu temelde bu projemiz, Diyarbakır’ın çok dilli, çok dinli tarihsel gelişimini de açığa çıkaracağına ve burada kültür ve inanç turizmin geliştirileceğine inanıyorum. Proje yaklaşık 4-5 yılı bulacak. 2007 yılında Vakıflar Bölge Müdürlüğü 4 Ayaklı Minare’yi restore etmeyi programına aldı. Kültür ve Turizm Müdürlüğü Paşa Hamamını restore etti. Biz burada birkaç tarihi yapıyı restore etmek için kamulaştırdık. Sokağın bir bölümü Büyükşehir Belediyesi AB desteğiyle yürüttüğü proje kapsamında düzenleniyor. Temel yaklaşımımız bu dinî ibadetleri geliştirecek mekânların restore edilmesidir.”
DİNî LİDERLERLE GÖRÜŞME
Demirbaş, sokakta bulunan tarihi mekânların çok önemli olduğunu, proje için aralarında Fener Rum Patriği Bartholomeos, Musevi cemaatinin Hahambaşı, Vatikan’ın Türkiye Temsilcisi, Süryani Katolik temsilcisi, Ermeni Patriği, yerel kanaat önderleri, dinî liderler ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri görüştüğünü belirterek, “Görüştüğümüz tüm kesimler projeye destek veriyor. Projede rol alan herkes kendi bütçesi oranında katkıda bulunacak” dedi.
Diyarbakır’ın zengin tarihî geçmişiyle aslında hem kültürlerin hem dinlerin buluştuğu bir nokta olduğunu, yaklaşık 9 yıllık bir tarihi geçmişiyle şemsiler, sabiler, yezidiler, Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Yahudilerin bir arada yaşadığını anlatan Demirbaş, bu tarihî zenginliği açığa çıkarılarak bugüne taşınması gerektiğine inandığını kaydetti.
AÇIK HAVA MÜZESİ
Demirbaş, projenin hem kültür hem de inanç turizmine büyük katkı sağlayacağını, getirisiyle yoksulluğu da önleyeceğini ifade ederek, şunları söyledi:
“Dünyada dinler ve medeniyetler arası çatışmalar yoğunlaşmış. Ama biz 3 ayrı medeniyetle 3 ayrı dinîn buluştuğu sokakta aslında toplumsal barışın gerçekleşmesi gerektiğine dair bir mesaj veriyoruz. Burada İslâmiyet, Hıristiyanlık ve Yahudilik var. Ermeni, Keldani, Kürt, Türk halkları var.
Diyarbakır gibi barış kentinden dünyaya bir mesaj veriyoruz. Dinler ve halklar aynı sokakta barış içindeymişler. Yani bir yerde cami hemen aşağısında 2 kilise, biraz ötesinde de bir havra var. Bu güzelliği ortaya çıkarmak ve bu güzelliği insanların gelip görmesini istiyoruz. 1.5 uzunluğundaki sokaktaki yapıların dış cepheleri dokuya uygun yapılacak. Tahmin ediyorum Türkiye’de aynı sokak üzerinde 3 ayrı dinîn ibadethanesi yok. Diyarbakır’ın sahip olduğu medeniyetleri bir arada yaşayabilme kültürünü anlatmak istiyoruz.”
Demirbaş, 140 bin nüfuslu Sur beldesinde 162 ayakta kalan eski Diyarbakır Evi, yaklaşık 16 kilise, 28 cami, 32 çeşme bir çok han ve hamam bulunduğunu belirterek, beldeyi açık hava müzesi haline getirmeyi hedeflediklerini dile getirdi.
|