Yeni yılda ne isterim biliyor musunuz? (...) Daha otururken cep telefonum çaldı.
Arkadaşlar, Milli Güvenlik Kurulu Bildirisi’ni okudular.
İlk bakışta, sıradan bir Avrupa Birliği’ne mesaj bildirisi gibiydi.
Ancak bildirinin sonundaki iki kelime dikkatimi çekti.
“Müzakerelerin sürdürülmesinden” söz ediyordu.
MGK, Avrupa’ya açık açık şu mesajı veriyordu: “Eğer Kıbrıs konusunda bize başka ülkelere koymadığınız şartları empoze etmeye kalkarsanız bu müzakereler yürümez.”
Bildirideki cümle dolaylı bir ifadeyle kaleme alınmıştı, ama anlamı tam tamına böyleydi.
Daha iki hafta önce bizzat Dışişleri Bakanı’nın ağzından “Masadan kalkmayacağız” mesajı veren Türkiye, şimdi farklı bir üslupla konuşmaya başlıyordu.
Basit ve yapıcı bir uyarı mı? Yoksa Ankara’daki daha derin bir sıkıntının ifadesi mi?
* * *
Bilmiyorum, ama bu cümle beni korkuttu.
Gerçi bugünlerde, “Ne yani Kıbrıs’ı satalım mı” suçlamasının korkusuyla kimse sesini çıkaramıyor, ama ben yine fikrimi söyleyeceğim.
AB ile ilişkileri geri dönülmeyecek noktaya getirmemeliyiz.
Evet, Kıbrıs konusundaki çifte standart beni de sinirlendiriyor.
Ama Avrupa idealimizi ve istikametimizi devresel öfkelere teminat olarak yatırmamalıyız.
O nedenle yeni yıl için şunu diliyorum: Avrupa Birliği ile ilişkiler inşallah seçim malzemesi yapılmaz.
İnşallah Türkiye bu büyük yürüyüşünden vazgeçmez.
* * *
Jazz Center’dan çıkarken güzel bir gece yarısı başlıyordu. Ortaköy’de uzanan Boğaz’a baktım.
Bu şehrin 21’inci yüzyılda nasıl bir efsane metropol haline geleceğini tekrar gördüm.
Ve kendi kendime bir kere daha yemin ettim.
Hayatımda bir konuda “dava adamı” olacaksam, işte budur.
Yani bu büyük Avrupa yürüyüşünden vazgeçmemek...
Hürriyet, 30 Aralık 2006
|