Yazılanları okuyup, konuşulanları dinledikçe... Hepimiz anayasa hukukçusu olduk.
Anayasa 102. madde, özellikle üçüncü paragraf. Ya da Anayasa 96. madde. Veya teknik terimler:
‘Karar yeter sayısı.’
‘Toplantı yeter sayısı.’
Tüm bunlar neden? Neden olacak... Recep Tayyip Erdoğan’ı cumhurbaşkanı seçtirmemek için.
***
Deniz Baykal, Erdoğan’ın konumunda olsaydı...
Başsavcı yola koyulur muydu? Ardından anayasacılar sökün eder miydi?
Sanmam. O halde... Amaç hukuksal özen mi, siyasal kavga mı?
***
28 Şubatta mağdurlar hep bir ağızdan şikayet ediyordu:
‘Yargı siyasallaşıyor.’
Şimdi yeni bir trend çıktı. Yani... ‘Siyasetin yargılaşması.’
Muhatabın yolu nasıl kesilir? Siyaseti yargısallaştırarak...
***
Varsayalım iddia edilen yorumlar doğru.
Onlar neydi?
Cumhurbaşkanlığı seçimi için Meclis oturumunun 367 üyeyle açılması lazım.
Cumhurbaşkanlığı seçimi için de aynı sayıda oy gerekir.
Bu sayıyı bulamazsa Meclis kendini fesheder.
Olaya bir de tersten bakalım. Eğer sizin 184 milletvekiliniz var ise...
Ve cumhurbaşkanı seçtirmek istemiyorsanız... Meclis’i feshettirebiliyorsunuz.
‘Meclis’in cumhurbaşkanı seçmesi için 367 milletvekili lazım’ demek ‘cumhurbaşkanlığı seçimi söz konusu olunca 184 milletvekilli bir muhalefet partisi meclisi feshedebilir’ demek aslında.
***
Ankara’nın bürokratik elitleri... Çevre siyasetçilere karşı huruç hareketinde.
‘Çankaya halkın seçtiği de olsa çevreden gelen bir siyasetçiye bırakılamaz.’
Harıl harıl buna çare aranmakta. CHP yeni formülün üstüne balıklama atladı bile.
Darbeci Kenan Evren’in üzerine dikilmiş anti-demokratik bir cumhurbaşkanlığı giysisi kimseyi rahatsız etmedi ama şimdiki başbakanın cumhurbaşkanı olabilme ihtimali eski Ankara’yı huzursuz etmeye yetti.
***
Daha evvel yazdım... Bu, Ankara bürokratik elitinin halka karşı sınıf savaşı.
Amaç halk Çankaya’ya gelmesin.
Biliyorsunuz, cumhuriyet kurulduğunda da Kızılay’da köylüleri jandarma kovalarmış.
Şimdi biraz daha demokratikleştik. Anayasal maddelerini ittirerek halkı Çankaya’dan kovalamaya uğraşıyorlar.
***
Kendilerine benzemeyen birini Çankaya’da görmek istemiyorlar.
Ve, halk onlara benzemiyor. ‘Biz, halkı Çankaya’da görmek istemiyoruz’ da diyemiyorlar.
Ne diyorlar? ‘Anayasa halkı Çankaya’da görmek istemiyor’ diyorlar.
Bir darbe anayasasına pek uygun bir yorum. Tek sorun, bizim darbe anayasasının bile bunu söylememesi.
Bunlar siyaseti yargılaştırmayı bile beceremiyorlar. Onun yerine siyaseti de yargıyı da yalanlaştırıyorlar.
Star, 30 Aralık 2006
|