Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 23 Aralık 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Asker millet olmak

Çocukluğum boyunca hep babamın işyerinde ne yaptığını merak ettim. Babam subaydı.

Düşman saldırırsa ülkemizi savunacak, askerleri yönetecekti. Peki ama savaş yoktu ki ortada! Öyleyse sabahın yedisinde evden çıkıp akşama kadar ne yapıyordu orada? Cahil kafamla, babamın orada her gün savaşı beklemesini önleyecek projeler geliştirirdim; bütün subaylar evlerinde otursa, savaş çıkınca telefonla hemen haber verseler, hepsi koşsa gitse kışlasına diye düşünürdüm. Büyüklerin bu kadar basit bir çözümü nasıl olup da akıl edemediklerine de şaşardım doğrusu. Independent Gazetesi’nin “Dünyanın En Büyük 10 Ordusu” sıralamasında sekizinci sırada yer almak; Avrupa’nın en büyük ordusuna sahip olmak “asker doğan” nice Türk vatandaşı için bir gurur vesilesi olmuştur muhtemelen...

Bana ise çocukluk günlerimden kalma o naif projelerimi hatırlattı. Dünyanın en büyük sekizinci, Avrupa’nın da en büyük ordusunu besliyor oluşumuzda hiç sevinilecek, gururlanılacak bir yan göremedim. Olsa olsa bir şanssızlık sayılabilirdi bu. Hani malum, jeopolitik konumumuz... Keşke ilkokulda öğrendiğimiz gibi, “dört yanımız düşmanlarla çevrili” olmasaydı da, zaten kıt olan milli gelirimizle 500 bin kişilik bir orduyu beslemek için harcamak zorunda olmasaydık.

Kimi AB liderleri, Avrupa’nın bize niye muhtaç olduğunu anlatılırken sık sık kendilerinin doğru dürüst ordularının olmadığını, bizimse dünyanın en büyük ordularından biriyle Avrupa’nın neferliğini yapabileceğimizi söyledikleri zaman da kaderimize yanıyorum zaten... Onlar paralarını halklarının refahları için harcarken biz onlar için savaşacağız kısacası... Böyle bir rol insanı nasıl gururlandırır?

***

Böyle duygular içinde Independent’te yayınlanan listeye bakarken bir başka şeyi fark ettim. Aslında durumumuz ilk anda göründüğünden de kötü. Eğer sıralamayı ülkelerin nüfusları ve yüzölçümleriyle oranlayarak yaparsak, bizim dünyanın sekizinci değil, üçüncü büyük ordusunu beslediğimiz ortaya çıkıyor. Birinci ve ikinci sıralarda da Kuzey Kore ve Güney Kore yer alıyor.

Mesela birinci sırada yer alan Çin’in ordusunda 2 milyon 225 bin - bizimkinin yaklaşık 4,5 katı- asker var ama, Çin’in yüzölçümü -yani Çin ordusunun korumakla yükümlü olduğu alan - 9.3 milyon kilometrekarebizim yüzölçümümüzün yaklaşık 12 katı. Nüfusa göre baktığımızda da yine bizim ordumuz göreli olarak Çin’den büyük çıkıyor. Çin’de her 568 kişiden biri askerken bizde 140 kişiden biri asker. İkinci büyük orduya sahip “dünya jandarması” ABD’de ise her 210 kişiden biri asker... Aynı hesapları ordu büyüklüğü sıralamasında bizim üstümüzde yer alan yedi ülke için yaptığımızda gerek yüzölçümü, gerekse nüfusa oranla asker sayısı açısından bizden kötü durumda iki ülke çıkıyor: Kuzey ve Güney Kore! Şimdi geliyoruz karşılaştırmanın en acıklı boyutuna: Karşımda bir dünya haritası var. İnsani Gelişmişlik Endeksi’ne göre (Human Development Index) ülkeler farklı renklere boyanmış. Yeşil ülkelerde kişi başı gelir, ortalama hayat beklentisi, okuma yazma oranı, eğitim düzeyi yüksek. Sarılarda durum kötü, kırmızılar ise bir felaket...

Bakıyorum, minik minik ordulara sahip Batı Avrupa toptan zümrüt yeşile kesmiş. En büyük ordulara sahip ülkelerde ise hayat sararmış solmuş. Tek bir istisnayla: Dünyanın ikinci büyük ordusuna sahip ABD yemyeşil... Buradan çıkan bir tek sonuç var: Demek ki eğer süper devletseniz, dünya hakimiyeti peşindeyseniz, koca koca ordular beslemenin bir manası var. (Tabii bu manayı içinize sindirebilirseniz) Ama eğer böyle emelleriniz yoksa, o büyük orduyu ne pahasına beslediğinizi aklınızdan çıkarmasanız iyi olur. Bunu unutmamak belki bir şeyi değiştirmez ama hiç değilse dünyanın en büyük ordularından birine sahibiz diye şişinip durmazsınız.

Bugün, 22 Aralık 2006

Gülay GÖKTÜRK

23.12.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Asker millet olmak

  ‘Devlet iktidarı’ ve Çankaya

  Hürriyet özür dilemeliydi

  İki davada ortak özellik: Derinlere inemiyoruz!

  Eurovision’a 10. Yıl Marşı gitsin


 Son Dakika Haberleri

Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004