Akademisyenler ve öğrenciler Kemalizmi eleştiren sözleri nedeniyle linç kampanyasına hedef olan Prof. Atilla Yayla’ya destek vermek için ayrı ayrı kampanya başlattılar. Başlatılan imza kampanyalarında akademisyenler, “Üniversitenin derslerden men etmesini ve soruşturma başlatmasını kınıyoruz” derken, öğrencileri de “Herkesin duyabileceği kadar haykırıyoruz. Biz de birer Atilla Yayla’yız” dedi.
Akademisyenler ve öğrenciler, Kemalizm hakkındaki görüşleri sebebiyle linç kampanyasıyla karşı karşıya kalan Prof. Atilla Yayla’ya destek vermek için ayrı ayrı kampanya başlattılar. Başlatılan imza kampanyalarında akademisyenler, “üniversitenin derslerden men etmesini ve soruşturma başlatmasını kınıyoruz” derken, öğrencileri de “herkesin duyabileceği kadar haykırıyoruz. Biz de birer Atilla Yayla’yız” dedi.
Aralarında bir çok tanınmış öğretim üyesinin bulunduğu ve Türkiye’de akademik özgürlüğün korunması amacıyla kaleme alınan bildiride özellikle üniversitelerin ifade özgürlüğüne saygı göstermesinin beklendiği ifade edildi.
YAPILANLAR KABUL EDİLEMEZ
Düşünce ve ifade özgürlüğünün çağdaş uygarlığın temellerinden olduğunu yer aldığı bildiride, “Düşüncenin özgürce ifade edilemediği medenî bir toplum ve üniversite düşünülemez. Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atilla Yayla’nın bir konuşmasından dolayı üniversitesi tarafından cezalandırmaya kalkışılması kabul edilemez. Bu, hem ülkemizin hem de üniversitelerimizin uluslararası saygınlığına indirilmiş bir darbedir” denildi.
Gazi Üniversitesi’nin ve medyanın göstermiş olduğu olumsuz tepkinin kınadığı bildiride, Yayla’ya yönelik başlatılan idari baskıların bir an önce son verilmesinin istendiği bildiride şu görüşlere yer verildi:
“Düşüncelerine katılsak da katılmasak da Prof. Yayla’nın düşüncelerinden dolayı medya tarafından hedef gösterilmesini, akademik özgürlükler açısından onu savunması gereken üniversitenin derslerini elinden almasını ve hakkında soruşturma başlatmasını kınıyoruz. Bizler öğretim üyeleri olarak ifade özgürlüğü ve akademik özgürlükler adına Prof. Yayla’ya yönelik idarî baskılara bir an önce son verilmesini talep ediyoruz.”
Bildiriye, Prof. Dr. Mustafa Erdoğan, Prof. Dr. İhsan Dağı, Prof. Dr. Baskın Oran, Prof. Dr. Necati Polat, Prof. Dr. Ömer Çaha, Prof. Dr. Mümtazer Türköne, Prof. Dr. Ümit Cizre, Prof. Dr. Fikret Başkaya ve Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem’in yer aldığı çok sayıda öğretim üyesi imza atarken bütün üniversitelere gönderilen bildiriye akademisyenlerin ilgi göstermesi bekleniyo
ÖĞRENCİLERİ: “GÜCÜNÜZ
YETİYORSA BİZİ DE SUSTURUN”
Hocaları Yayla’ya destek vermek için harekete geçen öğrencileri de imza kampanyası başlattılar. Yayla’nın düşünmeyi, düşünceleri ifade etmeyi, ifade edene saygı göstermeyi öğrettiğini belirten ve kendilerini “liberal, sosyalist, kemalist, muhafazakar, milliyetçi, ulusalcı, sosyal demokrat” olarak tanımlayan öğrenciler, Prof. Yayla’nın bir bilim adamından beklenen okuma, yazma, ve konuşma gibi davranışlar sergilediğine dikkat çektiler. Kampanyada Yayla’nın liberal bir düşünce adamı olarak, özgürlüğü kısıtlanan herkesin hakkını savunduğuna dikkat çekilerek, “Düşünce özgür olmadan, bu ülkede bilimsel özgürlükten, özerklikten söz etmek mümkün mü? Düşünce özgürlüğü yanlış düşünme özgürlüğünü de kapsar. Fikirleriniz yanlışsa zaten zaman içinde yok olup gider. Ya doğruysa. Saklamak yazık olmaz mı?” ifadelerine yer verildi.
Kendilerinin de birer Atilla Yayla olduklarını vurgulayan öğrenciler, “Saygın bir bilim adamı üniversite tarafından susturulmak isteniyorsa, o zaman herkesin duyabileceği kadar haykırıyoruz. Biz de birer Atilla Yayla’yız. Gücünüz yetiyorsa bizi de susturun. Yüreğinde birazcık özgürlük kıpırtısı olan herkesi Atilla Yayla’ya sahip çıkmaya davet ediyoruz. Çünkü Atilla Yayla’yı savunmak ifade özgürlüğünü savunmaktır” dedi.
AKADEMİK ÖZGÜRLÜĞE DARBE
Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere de yaptığı açıklamada, YÖK’ü “geçmiş dönemde rektörler için gösterdiği özeni, öğretim üyelerinin ‘akademik özgürlükler’i konusunda da göstermeye”, Gazi Üniversitesi Rektörü’nü de “akademik etik ve geleneklere aykırı olan” soruşturma ve ceza uygulamasından vazgeçmeye çağırdı. “Üniversite rektörlerinin de katılmayı hedefledikleri Dünya Üniversiteler Çevresi’nin özgürlük anlayışını artık benimsemeleri gerektiğini de önemle belirtmek isteriz” diyen Yeşildere, Anayasa’nın, uluslararası sözleşmelerin ve Avrupa Üniversiteler Çevresi’nin imzaladığı Bologna Bildirgesi’nin akademik özgürlüğü koruma altına aldığını hatırlattı.
|