Medyada sıkça yer almaya başlayan şiddet ve cinsel içerikli haberler İletişim Fakültelerinin Dekanlarını da isyan ettirdi. İletişim Fakülteleri Dekanları Yürütme Kurulu Başkanı ve Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Korkmaz Alemdar medyadaki kötü gidişin durdurulması gerektiğini söyledi.
Kitle iletişim araçlarının asıl görevinin kamuoyunu bilgilendirmek olduğuna ifade eden Prof. Dr. Korkmaz Alemdar, “Bu gerçek evrensel olarak kabul gördüğü için çağdaş demokrasilerde kitle iletişim araçları saygı görürler ve bu konumlarına uygun sorumluluk taşımaları beklenir” dedi.
HABERCİLER
SORUMLU DEĞİL SORUNLU
Türkiye’de medya sahipleri ve yöneticilerinin toplumsal sorumluluklarını gözardı etme eğilimlerinin giderek güçlendiğine dikkat çeken Alemdar, “Bazı yayın organlarında habercilik unutulmuş gibidir. Türk halkını yakından ilgilendiren pek çok önemli sorun, gazetelerden ve haber bültenlerinden dışlanmıştır. Toplumun geleceğini belirleyen uluslararası gelişmeler konusunda bile doğru, güvenilir ve bilgilendirici haber alınması neredeyse olanaksız hale gelmiştir. Basmakalıp, yüzeysel ve duygulara seslenen bir habercilik anlayışı geleceğimizi tehlikeye sokar nitelik almaktadır. Kitle iletişim araçlarımız haber adı altında, plaj manzaralarını, ünlülerin özel yaşam görüntülerini magazin programlarından ana haber bültenlerine taşımaktadırlar. Çığırtkanlık inanılmaz boyutlara ulaşmış, haber sunma üslupları değişmiş, sürekli tekrar edilen sahnelerin yer aldığı, suç, şiddet ve cinselliğin sömürüldüğü bir habercilik üslûbu geliştirilmiştir. Sorumlu haberciliğin yerini sorunlu habercilik almıştır” şeklinde değerlendirdi.
Halkın bilgilendirilmesi gereken yurttaşlar değil, sadece müşteri/tüketici olarak algılanmakta olduğunu belirten Alemdar, tiraj ve izlenme oranı kaygısının gerçek, doğru, tarafsız haber verme anlayışını ortadan kaldırdığını söyledi.
DÜZEYSİZLİK ÖN PLANDA
Alemdar açıklamasında şu görüşlere yer verdi: “Habercilik kurallarının ve meslek ilkelerinin gözardı edilmesi iletişim mesleğine duyulan güveni ve saygıyı yok edecek boyutlara ulaşmaktadır. Bu durum iletişim alanında yetiştirilmeye çalışılan yeni kuşakları da olumsuz yönde etkilemektedir. İletişim mesleğinin iyi yetişmiş, bilgi ve beceri düzeyi yüksek insanlar tarafından değil, bilgisizliği, düzeysizliği ön planda tutan anlayışla yürütüldüğü yargısına kapılmaktadırlar. Bu gençlerin yetişmesini tehlikeye atan bir durumdur. “İletişim Fakültelerinin Dekanları bu durumdan son derece üzüntülüdür. Türk halkının doğru, eksiksiz, çabuk ve tarafsız olarak bilgilendirilmesi için nitelikli habercilerin yetiştirilmesine çalışan insanlar olarak, kitle iletişim araçlarını sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz. Bu çağrımız mesleğe yeni başlamış bir iletişimciden, en deneyimli gazeteciye kadar herkesedir. Habercilik kurallarına ve meslek ilkelerine gösterilecek saygı, demokrasiye saygı demektir.”
|