|
|
|
Filistin millî birlik hükümeti şekilleniyor |
Filistin’de Hamas ve El Fetih grupları, birlik hükümetini görüşmek üzere bir araya gelmeye hazırlanırken, tarafların Başbakan olarak Dr. Muhammed Şubayir üzerinde anlaştıkları belirtiliyor.
Gazze İslâm Üniversitesi eski rektörü olan Şubayir, diğer adaylar arasında en çok öne çıkan isim olurken, kendisi de başbakanlık için aday olduğunu yalanlamıyor. Ancak 60 yaşındaki bilim adamı, resmî olarak bir atama olmadığını vurguluyor. Filistin’de Başbakanı atama yetkisi, Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın elinde bulunuyor. Amerika’nın Virginia eyaletinde mikrobiyoloji üzerine doktora yapan Dr. Muhammed Şubayir’in Hamas’a yakın olduğu belirtiliyor; ancak aktif bir şekilde gruba destek vermiyor. Şubeyir, resmî olarak herhangi bir Filistinli grubu da üye değil. Hamas ve El Fetih de “ılımlı” bir kişilik olan Şubayir’i Başbakan olarak seçerek Batı’nın uyguladığı ambargoyu kaldırmasını ve yardımların yeniden başlamasını hedefliyor. Filistinli kaynaklar, kabinedeki birçok mevkinin de “ılımlı” siyasetçilere devredilmesinin gündemde olduğunu belirtiyor.
MUHAMMED ŞUBAYİR KİMDİR?
Gazze İslâm Üniversitesi eski rektörü olan Muhammed Şubayir, 1946’da doğdu. Mısır’da eczacılık okuyan Şubayir, doktorasını ABD’de Batı Virginia Üniversitesi’nde yaptı. Gazze’ye döndükten sonra ise İslâm Üniversitesi’nde çalışmaya başladı. 1993’de rektör olana kadar üniversiteye bağlı sağlık okulunun başkanı olarak görev yaptı. Şubayir’in babasının Müslüman Kardeşler’e üye olduğu biliniyor.
Bu arada, Arap Birliği, Filistin’e Hamas’ın iktidara gelmesinden bu yana uygulanan ambargoya destek vermeme ve BM’de alınan yaptırım kararına uymama konusunda anlaştı. Mısır’ın başşehri Kahire’de olağanüstü bir toplantı gerçekleştiren birliğe üye ülkelerin dışişleri bakanları, Filistin’e destek kararı aldı. ABD’nin hafta sonunda İsrail operasyonlarını kınayan bir Birleşmiş Milletler karar tasarısını veto etmesi ardından toplanan bakanların, bir barış konferansı düzenleme önerisi de Filistin Dışişleri Bakanı Mahmud Zahar tarafından kabul edildi. Toplantının ardından konuşan Bahreyn Dışişleri Bakanı Şeyh Halid Bin Ahmed El Halife, Filistin’e malî yaptırım kararına artık uymayacaklarını söylerken, birliğin Genel Sekreteri Amr Musa da ambargoya karşı aldıkları bu kararın “Amerika’ya bir mesaj olduğunu” söyledi. Musa, toplantı sonrasında gazetecilere açıklamasında, “Bu mesaj, Araplara karşı dostça olmayan tavır gösterenlere’’ diye konuştu. Kuveyt’in de Filistin’e 30 milyon dolarlık yardım yapacağı bildirildi.
|
/ GAZZE
14.11.2006
|
|
|
Suriye ve İran’la görüşülmeli |
İngiltere Başbakanı Tony Blair, Orta Doğu’da barış sürecinin ilerlemesi için uluslar arası toplumun Suriye ve İran ile görüşmesini istiyor. Blair Irak’a ilişkin açıklamasında bu ülkedeki savaşın sonucunun Orta Doğu’daki barışın sağlanmasında merkezi bir rol oynadığını düşündüğünü söyledi.
Ayrıca Blair, uluslar arası toplumun İran ve Suriye’nin Irak’taki barışın sağlanmasına nasıl yardım edeceklerinin açıkça söylenmesini ve bunun engellenmesinin nelere yol açabileceğinin anlatılmasını istedi. ABD, Irak’a ilişkin olarak İran ile direkt bir görüşme yapabileceğini bildirdi. Ancak Washington, Tahran’ın nükleer programını görüşmeyeceğini vurguladı. Beyaz Saray Genel Sekreteri Josh Bolten, Irak Çalışma Grubu’nun İran ve Suriye ile görüşmeler yapılmasını önermesi halinde ABD’nin bu ülkelerle görüşebileceğini söyledi. Blair konuşmasında ABD ile olan yakın işbirliğini de savundu. Blair, İngiliz değerlerine yakın ülkelerle ilişki kurmanın ülkenin güvenliği ve dış politikası için önemli olduğunu belirtti. Blair, “ABD ile yakın dostluğumuz ve AB üyeliğimiz İngiltere’ye uyuyor. Bu açıdan Amerikan ya da AB karşıtlığı mantıksız olmakla birlikte ülke çıkarlarını yıkmaya yönelik bir yoldur.” şeklinde konuştu.
Bu arada, İngiltere Savunma Bakanı Des Browne, İran ve Suriye’yi bölgede sorumluluk almaya ve Irak hükümetiyle işbirliği yapmaya çağırdı. Tahran 180 derecelik değişim istedi.
Bu arada, Amerika ve İngiltere Irak konusunda strateji değiştirme sinyalleri verirken, İran bu değişikliğin “180 derece olması gerektiğini” bildirdi. İran hükümeti sözcüsü Gulam Hüseyin İlham, ABD Kongresinde çoğunluğun Cumhuriyetçilerden Demokratlara geçmesinin ardından “Amerikan yönetimini politikalarını 180 derece değiştirmeye” çağırdı. İlham, “Eğer ABD politikasında 180 derecelik bir değişiklik olursa çok iyi olur” dedi.
ABD Başkanı George W. Bush, uzmanlardan oluşan ve Irak siyasetini değerlendiren bağımsız bir kuruluş olan Irak Çalışma Grubu ile bir araya gelecek. Bu grubun, hem birbirlerini ilgilendiren konularda hem de Irak’ta düzeni sağlanması konusunda İran ve Suriye ile temasa geçilmesinden yana olduğu biliniyor. George Bush, İran ve Suriye’yi terörü devlet eliyle desteklemekle suçluyor ve “şer ekseni” oluşturmakla itham ediyordu. ABD’nin 1979’dan bu yana İran ile diplomatik ilişkisi de bulunmuyor.
|
/ LONDRA
14.11.2006
|
|
|
Demokratlar: Irak'ın zararı Türkiye'ye |
ABD’deki Kongre seçimlerinden zaferle çıkan Demokratların ağır topu Howard Dean, Irak’ın kuzeyindeki terör örgütü PKK sorununun, Irak’ın işgalinden kaynaklandığını söyledi.
Demokrat Parti Teşkilâtı Ulusal Komite Başkanı Dean, muhafazakar Fox televizyonuna yaptığı açıklamada, Irak’ın kuzeyinde üslenen terör örgütü PKK’nın Türkiye’de terör eylemlerinde bulunduğunu belirterek, Türk ordusunun Irak’ın kuzeyine operasyon düzenleyebileceği uyarısında bulundu. “Bu ciddî bir ihtimal” diyen Dean, ancak Türkiye’nin Irak’ın kuzeyine müdahalesini “olabilecek en kötü şey” olarak niteledi.
Howard Dean, Türkiye’nin ABD’nin en önemli müttefiklerinden biri olduğunu belirterek, “Biz Irak’a girmeseydik bu ciddî sorun ortaya çıkmayacaktı. Türkiye bizim en önemli müttefiklerimizden biri. Bu siyasetin tahmin edilemez sonuçları ortaya çıkıyor. Bizim sorunumuz kayıplarımızı azaltmak, oradaki askerlerimizi nasıl getireceğimiz sorununu çözmek ve hâlâ ABD’yi savunabilmek” diye konuştu. “Sorun, Başkan George W. Bush’un, ABD’yi Irak macerasına attığında ne yaptığına dair bir fikrinin olmaması. Bu sebeple ne yapılırsa yapılsın sonuçlar kötü olmaya devam edecek” diyen Dean, Irak’ta 140 bin asker bulundurmanın da Amerika’yı daha güvenli yapmadığını söyledi.
|
/ ANKARA
14.11.2006
|
|
|
Olmert: HAMAS’la da masaya oturabilirim! |
İsrail Başbakanı Ehud Olmert, uluslar arası toplumun isteklerine uyması halinde, Hamas’ın da yer aldığı bir Filistin hükümetiyle masaya oturmaya hazır olduğunu söyledi.
Olmert, Filistin’in önemli gazetelerinden biri olan Kudüs (El Kuds) gazetesine verdiği ender demeçlerden birinde, “Eğer Hamas Orta Doğu Dörtlüsünün şartlarını kabul ederse onlarla masaya otururum” ifadesini kullandı. ABD, BM, AB ve Rusya’dan oluşan Orta Doğu Dörtlüsü, Hamas’ın İsrail’i tanımasını, Filistin Yönetiminin geçmişte yaptığı anlaşmaları kabul etmesini ve şiddete son vermesini istiyor. Filistin hükümetine karşı olası bir siyaset değişikliğinin sorulması üzerine de Olmert, ülkesinin geçmişte, İsrail’i tanımadan önce Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) liderlerini boykot ettiğini hatırlatarak, şunları söyledi: “(Gelecek Filistin hükümetinde) her bir bakanın dosyasını kontrol edecek değilim. Ama Ebu Mazen, bizim geçmişte terörist örgüt olarak değerlendirdiğimiz bir örgüte mensup, bununla birlikte sadık kaldığı yeni ilkeler benimsedi.”
VİLLEPİN: İSRAİL’İN
GÜVENLİĞİNDEN TAVİZ YOK!
Bu arada, Fransa Başbakanı Dominique de Villepin, Fransa’nın ‘’İsrail’in yanında olduğunu ve İsrail’in güvenliğinden ödün vermeyeceğini’’ söyledi. Paris’te bulunan Dünya Yahudi Kongresi kurumunun üyelerine verilen akşam yemeğinde yaptığı konuşmada Villepin, ‘’Bölgenin yeni bir şiddet patlaması tehlikesiyle karşı karşıya olduğu dönemde Fransa İsrail’in kesinlikle yanındadır’’ dedi.
|
/ KUDÜS
14.11.2006
|
|
|
Japonya nükleer salgına tutulabilir |
Rusya’nın Japonya Büyükelçisi Alexander Losyukov, Japonya’nın nükleer silâh geliştirmesinin bir nükleer silâh yarışına sebep olacağını ve bölgenin istikrarı için büyük zarara neden olacağını belirtti.
Kuzey Kore’nin nükleer deneme gerçekleştirmesiyle, üst düzey Japon meclis üyelerinin nükleer silâh geliştirme konusundaki tabunun müzakere edilmesi çağrısında bulunmasının ardından açıklama yapan Losyukov, “Eğer Japonya nükleer silâh geliştirme yolunda liderlik ederse, bu uluslar arası toplumun istikrarına büyük bir zarar verir. Böyle bir durum oluşursa bu silâh yarışını tetikler. Japonya’nın çevresindeki ülkeler, özellikle de Rusya ve Çin, buna karşılık vermek zorunda kalır” diye konuştu.
|
/ TOKYO
14.11.2006
|
|
|
Irak’ta 17 kişi öldü |
Irak’ın başşehri Bağdat’ta düzenlenen iki ayrı bombalı saldırıda ilk belirlemelere göre 17 kişi öldü, 39 kişi de yaralandı.
Güvenlik kaynaklarına göre, ilk saldırı bir intihar komandosunun başşehrin kuzeyinde bindiği minibüste üzerindeki bombaları patlatmasıyla meydan geldi. Saldırıda 10 kişi hayatını kaybederken, 30 kişi de yaralandı. İkinci saldırı, şehrin doğusundaki Sadr Mahallesi’nde bir çöp bidonuna bırakılan bombanın infilak etmesiyle meydana geldi. Olayda 7 kişinin öldüğü, 9 kişinin yaralandığı belirtilirken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Saldırıda yaralananlar, çevre hastahaneler kaldırılarak tedavi altına alındı.
|
/ BAĞDAT
14.11.2006
|
|
|
Hizbullah Lübnan hükümetini salladı |
Lübnan’da Suriye yanlısı Hizbullah ve Emel örgütlerine bağlı 5 Şiî bakanın istifa etmesinden sonra bugün bir bakan daha istifa etti.
Resmî Ulusal Haber Ajansı, Hristiyan Çevre Bakanı Yakub Sarraf’ın Başbakan Fuad Sinyora’ya istifa mektubunu sunduğunu duyurdu. Mecliste bağımsız olarak yer alan Sarraf, Suriye yanlısı Devlet Başkanı Emil Lahud ve Hizbullah müttefiki olarak tanınıyor.
Kabinede Hizbullah’ın 3, parlamento başkanı Nebi Berri’nin Şiî Emel hareketinin de iki bakanı bulunuyordu. Lübnan medyası, Şiî bakanların, Lübnanlı yöneticilerin bir hafta süren görüşmelerin ardından, ulusal birlik hükümeti kurmayı başaramaması üzerine istifa ettiğini duyurmuştu.
|
/ BEYRUT
14.11.2006
|
|
|
Dünya Filistin’de çözüme odaklansın |
Medeniyetler İttifakı Projesi Üst Düzey Grup raporunda, İsrail-Filistin sorununun Batı ile Müslüman toplumları arasındaki ayrılığın başlıca sembolü haline geldiği ve uluslararası istikrara yönelik en büyük tehlikelerden biri olmaya devam ettiği belirtilerek, uluslararası toplumun vakit kaybetmeksizin Filistin sorununa odaklanması ve çözüm arayışlarına hız vermesi gerektiği vurgulandı.
Türkiye ve İspanya’nın eş başkanlığını yaptığı Medeniyetler İttifakı Girişiminin Üst Düzey Grubu tarafından hazırlanan Eylem Planında, Batı ile Müslüman toplumları arasındaki anlaşmazlıkların kaynağının dini ve kültürel değil, siyasi olduğu yorumu yapıldı.
Planda Orta Doğu sorununun çözümüne ilişkin bazı öneriler de yer aldı. Medeniyetler İttifakı Eylem Planının İstanbul’da BM Genel Sekreteri Kofi Annan’a sunulmasından önce plan hakkında basına bilgi veren üst düzeydeki bir BM yetkilisi, özellikle Batı ile Müslüman toplumları arasındaki kültürel, dini ve siyasi gerilimleri ve anlaşmazlıkları irdeleyen, analiz eden ve bu sorunları çözmek için önerilerde bulunan Eylem Planının tahmin edilenden daha fazla siyasi mesajlar vereceğini ve somut önerilerde bulunacağını belirtti.
Yetkili, Eylem Planına yönelik raporun, öncelikle Batı ile Müslüman toplumları arasındaki gerilimin kültürel ve dinsel farklılıklardan kaynaklanmadığı, sorunun kaynağının siyasi olduğu ve dolayısıyla çözümlenebileceği tespitinde bulunduğunu vurguladı. Raporun iki bölümden oluştuğunu belirten BM yetkilisi, ilk bölümde Medeniyetler İttifakı Üst Düzey Grubunun, Batı ile Müslüman toplumları arasındaki sorunların neler olduğu ve nereden kaynaklandığı konusunda analizde bulunduğunu ve daha sonra bu sorunların giderilmesi için somut bazı öneriler getirdiğini anlattı. Bu ilk bölümde uluslararası hukuk, demokrasinin gelişimi ve insan haklarının korunması gibi konularda “çifte standartlar” gündeme getirildi.
İkinci bölümde Müslüman ülkelerdeki askeri müdahaleler ve operasyonlar ele alındı, bu bağlamda Arap-İsrail sorununun çözümü ve Filistin topraklarında işgalin sona ermesinin sembolik olarak önemine değindi. Raporda, bu sorunun devam etmesinin yanı sıra Irak ve Afganistan’daki durumun radikal eylemleri ve aşırılığı beslediği tespiti de yapıldı.
BM yetkilisinin verdiği bilgiye göre, raporun öneriler kısmında, Orta Doğu sorununun siyasi olarak çözümlenmesine vurgu yapılarak, tarafları bir araya getirmek için yerine getirilmesi gereken şartlar ve sürece yönelik bir “Beyaz Kağıt” hazırlanması üzerinde duruldu. Eylem Planında ayrıca BM Genel Sekreterinden, din ve siyasetin kesiştiği hassas konulara ilişkin ortaya çıkan sorunların çözümüne yardımcı olabilmek amacıyla bir “BM üst düzey temsilcisi” atanması istendi.
BM yetkilisinin verdiği bilgiye göre raporda, kültürler arası farklılıkların, yanlış anlaşılmaların, kalıplaşmış önyargılı fikirlerin ve korkuların önüne geçebilmek için tespit edilen dört önemli alanda somut öneriler yer aldı. BM yetkilisi, bu dört alanın medya, eğitim, gençlik ve göç olduğunu belirterek, bu önerilerin popüler kültürlerdeki önyargıları yenmede önemli rol oynayacağını vurguladı.
Yetkiliye göre, raporun “medya” ile ilgili önerilerinde, değişik kültürlerin ortaklaşa televizyon ve radyo programları hazırlamalarına ve gazetecilik okullarında değişik toplumları ve kültürleri etkileyen hassas konuların ne şekilde yazılması gerektiği konularına yönelmeleri istendi.
|
/ BİRLEŞMİŞ MİLLETLER
14.11.2006
|
|
|
Yahudilerin Lübnan itirafı |
Fransa’nın başşehri Paris’te dün bir araya gelen diasporadaki Yahudi liderleri, İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarının Avrupa başta olmak üzere dünya genelinde Yahudi karşıtlığının artmasına neden olduğu uyarısında bulundu.
Dünya Yahudi Kongresi (WJC) Başkanı Edgar Bronfman ise, İran’ın nükleer programını Yahudi Soykırımı’ndan bu yana karşılaştıkları en büyük tehlike” olarak değerlendirdi.
1948’den bu yana ilk kez Paris’te toplanan WJC İcra Kurulu toplantısına 80 ülkeden yaklaşık 100 temsilci katıldı. Kapalı kapılar ardında başlayan toplantıda konuşan, Tel Aviv Yahudi Düşmanlığı ve Irkçılık Araştırmaları Merkezi’nden Dina Porat, İsrail’in Lübnan’a saldırılarının başlamasının ardından Yahudilere bakış açısında ciddi bir değişim yaşandığına dikkat çekerek, anti-semitizmin ılımlı bir fikir haline geldiğini söyledi. Avrupa Yahudi Kongresi’nden İlam Moss ise, yaz aylarında Yahudi karşıtı fikirlerin Avrupa’da yayıldığını belirtti. Moss, Lübnan’a yönelik operasyonları belirterek, “Bu durum caddedeki Yahudilere saldırılmasından daha ciddî bir atmosferin oluşmasına yardım ediyor” dedi. Fransa Yahudi Birlikleri Temsilciler Konseyi Başkanı Roger Cukierman da Yahudi düşmanlığının arttığına işaret ederek, “Geçmişte yaşanan tecrübeler var. Biri, ‘Bir Yahudi öldürmek istiyorum’ dediğinde, ona inanmak zorundasınız” şeklinde konuştu. Cukierman ayrıca, İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecat’ın “Hitler’le tamamen aynı dili konuştuğunu” söyleyerek, tek farkın Ahmedinecat’ın yakında bir atom bombasına sahip olma ihtimali olduğunu iddia etti.
Bu arada Paris’te toplantıda Fransa’daki Müslüman, Yahudi ve Hristiyan liderler arasında muhtemel diyalog çalışmalarının gündeme geldiği belirtildi. Fransa, dünyadaki en büyük Yahudi toplumlarından birine sahip. Ülkede yaklaşık 600 binden Yahudi yaşıyor.
|
/ PARİS
14.11.2006
|
|
|
|