|
|
|
Yaratılış karşısındaki vecd halini resmediyorum |
Hayatını Avusturalya’da sürdüren ressam Füsun Sağlam’ın yağlı boya eserlerinden oluşan sergide, kendi deyimiyle “Yaratılış karşısında hissedilen vecd hali” resimlere yansımış durumda. San'atçı, yeryüzündeki bütün unsurlarda yaratılmışlığın etkisini gördüğünü ve bunun da kendisine ilham kaynağı olduğunu belirtiyor.
Füsun Sağlam, Avustralya’da hayatını sürdüren ve Türkiye’de aldığı sanat eğitimiyle paralel olarak çok farklı konularda yağlıboya eserler ortaya koyan, tabiri caizse “Farklı kültürleri sentez yapabilen” nitelikte bir san'atçı. Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’nu bitirdikten sonra Avusturalya’ya yerleşen san'atçı, daha sonra yeniden Türkiye’ye dönerek çeşitli karma sergilere katıldı. Bugüne kadar 11 kişisel sergi açan Sağlam, şu anda da Avustralya’da Sydney Macguirie Üniversitesi Sanal Gerçeklik Dalı Laboratuvarı’nda “Sanal ve Sanal Gerçeklik ilişkisi” üzerine bir projede çalışıyor.
“Resim yaparken hissettiğim duygularımın yoğunluğu benim için başarılı olma konusunda çok önemli” diyen Sağlam, etrafında gördüğü her şeyi yaratılmışlığın ekseninde değerlendirdiğini ve bu hissin verdiği hazzı da resimlerine aktardığını belirtiyor. Sağlam, “Yaratılışın gücü öyle bir huzur veriyor ki, o duyguyu resimlerinde anlatmadan edemezdim” diyerek resimleri için bulduğu ilhamı nereden aldığını da açıklamış oluyor. Sağlam, resim konusunda kendisinin aslında çok da çaba harcamadığını söyleyerek, kendi ifadesiyle “Ben sadece boyuyorum, resim zaten ortada” diyor. Duygularını resimlerle olabildiğince etkili şekilde ve anlaşılabilir olarak aktardığını anlatan Sağlam, aldığı tepkilerin de bu anlamda çok olumlu olduğunu, resimleri görenlerle bu anlamda olumlu bir iletişim kurduğuna inandığını ifade etti. Sağlam’a göre bazı resimlerin en dikkat çeken yanı “Katarsis” duygusunun hakimiyeti. Sağlam eserlerinde yağlı boya kullandığını, kanvas üzerine akrilik boya kullanarak çalıştığını anlattı. Sanatçının kendi tarzında saydam hatlar halinde üst üste yapılan katlar resme fotoğraf inceliği etkisi uyandırması da var. San'atçı, resimlere ilham kaynağı olarak gördüğü çevresini tahlil edebilme becerisini şu sözlerle ifade ediyor: “Doğa karşısında, o yaratılışın mükemmelliği karşısında hissettiğiniz ışık, o vecd hali, o kadar güçlü ki, o duygu, benim ifade aracım olan resimde ortaya çıkıyor. Duygular kendiliğinden geliyor ve ben hissettiğimi resme döküyorum. Eskiz yapmıyorum. O, heyecanı yok ediyor. Herkesin etkilendiği şeylerden etkileniyorum. Özel olarak beni diğerlerinden daha fazla etkileyen ya da resimlerimi diğerlerinden daha fazla etkileyen bir unsur yok. Çevremden herkes kadar etikleniyorum. Meselâ İstanbul’da yaşamıyorum. İstanbul ile sürekli iç içe değilim ama İstanbul trafiğinden sizin gibi etkileniyorum. Sanıyorum benim farkım hissettiğim şeyleri anlatma tarzımda. Anlattığım şeyin nasıl meydana geldiğini, hangi aşamalardan geçerek karşımda olduğunu ve hepsinden önemlisi yaratılışın mükemmelliğini düşünüyorum. Bu, inanılmaz ölçüde haz veriyor insana.”
Türkiye’de açtığı 11. sergisinin ardından yeniden Avustralya’ya döneceğini söyleyen Sağlam, bundan sonraki çalışmaları için netleştirdiği bir programı olmadığını da belirterek zaman zaman kendi içinde değerlendirmeler yaparak yeni çalışmalarını da sergileyeceğini ifade ediyor.
San'at severler, san'atçının eserlerinden oluşan sergiyi Pazar ve Pazartesi günleri dışında 11.00-19.00 saatleri arasında Levent Almelek Sanat Galerisi’nde görebilecek.
|
10.11.2006
|
|
|
İznik çinileri Kent Müzesinde |
Teknolojiye yenik düşen geleneksel el san'atları Türkiye’nin yaşayan tek müzesi olma özelliğine sahip olan Bursa Büyükşehir Belediyesi Kent Müzesi’nde hayat buluyor.
Hafta sonları Kent Müzesi’nde kurduğu özel bir stantla İznik çinisinin işlemesi ve tekniği ile ilgili bilgilerini Bursalılarla paylaşan çini ustası Nükhet Poyraz, yok olmakta olan geleneksel el sanatlarını yeni nesle sevdiriyor. Poyraz, İznik çinisinin en büyük özelliğinin İznik ve çevresinde çıkarılan ve çini yapımında da kullanılan guartz malzemesinden kaynaklandığını söyledi. İznik çinilerinde bu maddenin yüzde 80, diğer çinilerde ise yüzde 30 kullanıldığını belirten Poyraz, “Guartz İznik çinisine ayrı bir canlılık katıyor. Renklerin daha parlak ve canlı gözükmesinin sırrı burada yatıyor. Ayrıca İznik çinilerinin bir başka özelliği de 15. yüzyıldan gelen orijinal desenlerin işlenmesi” dedi.
İznik çinisi için 5 yıl özel eğitim aldığını söyleyen Nükhet Poyraz, bu sa'natın genç nesillere tanıtımı ve sevilmesi için her türlü fedakârlığa hazır olduğunu kaydetti. Büyükşehir Belediyesi’ne Kent Müzesi’nde yok olmakta olan el san'atlarının yaşatılmasına yönelik uygulamasına teşekkür eden Poyraz, “Teknolojiye yenik düşen el san'atlarımızdan biri de çini san'atı, bu san'atın geliştirilmesi ve genç nesillere öğretilmesi gerekir. Yüzyıllardır en büyük özelliğimiz olan el san'atlarımıza sivil toplum kuruluşlarının da sahip çıkması gerekir” diye konuştu.
Bursa Kent Müzesi Müdürü Ahmet Erdönmez ise, hedeflerinin geleneksel el san'atlarının yaşatılmasına öncülük etmek olduğunu ifade ederek, bu konuda çalışan diğer san'atçılara da kapılarının açık olduğunu belirtti.
|
10.11.2006
|
|
|
Kültür Bakanlığı fotoğraf koleksiyonu Amasya'da |
Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nün arşivlerinde bulunan sanatsal fotoğraflardan oluşan sergi Amasya’da açıldı.
Amasya Valisi Celaleddin Lekesiz, Belediye Başkanı İsmet Özarslan, Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Tektaş, Emniyet Müdürü Mustafa Demirok, daire müdürleri ve san'atseverlerin katıldığı sergi, Amasya Devlet Güzel Sanatlar Galerisi’nde san'atseverlerin beğenisine sunuldu. Cumhuriyet sonrası 2. dönem resim sergisi, Türk süsleme sa'natları sergisi, Fikret Mualla resim sergisi, san'atsal fotoğraf sergisi ve geleneksel Osmanlı-Türk süsleme sanatları sergisinde bulunan koleksiyonların 55 ilde bir hafta boyunca sergilenmesinin Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından sağlandığını belirten Güzel Sanatlar Galerisi Müdürü Hürrem Özerden, sanatsal fotoğraf sergisinin Karaman, Nevşehir, Kayseri, Kırşehir, Yozgat, Kırıkkale, Çankırı ve Çorum’da sergilendikten sonra Amasya’ya geldiğini, 10 Kasım tarihine kadar gezilebilecek olan serginin daha sonra Tokat ve Sivas’ta sergileneceğini açıkladı.
Çerkeş Karadağ, Adnan Ataç, Ahmet Selim gibi ünlü fotoğrafçıların dışında fotoğraf san'atçılarının da eserlerinin bulunduğu fotoğraf sergisi, Amasyalı san'atseverler tarafından ilgiyle gezildi.
|
10.11.2006
|
|
|
Her köye kütüphane |
Gönüllülerin oluşturduğu bir grup tarafından başlatılan ‘’Ulusal Köy Kütüphaneleri’’ projesiyle iki ay içinde 60 okula 7 bin 46 kitap ulaştırılması başarıldı.
İstanbul’da bir grup gönüllü tarafından oluşturulan ve yurt genelinde gönüllülerin katılımıyla her geçen gün büyüyen ‘’Ulusal Köy Kütüphaneleri’’ projesinde, köy okullarına kütüphane kurulmasının yanı sıra teknolojik gelişmelerin takibi için de bilgisayar gönderilmesi hedefleniyor.
Proje Başkanı Gazi Güder, okuyan, araştıran, sorgulayan bireyler yetiştirilmesine katkı sağlamayı, insanları okumaya, öğrenmeye teşvik etmeyi ve kitap okuyabilmeleri için de ortam hazırlamayı hedeflediklerini belirterek, ‘’Kitaba ihtiyacı olanlar ile sahip oldukları kitaplara artık ihtiyaçları olmayan kişileri ve kurumları birbirlerine bağlayan bir köprü görevini üstleniyoruz’’ diye konuştu.
|
10.11.2006
|
|
|
Ukrayna’da “Kale” gibi sergi |
Ukrayna’nın başşehri Kiev’de Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Temel Eğitim Bölümü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mehmet Koştumoğlu’nun, “3 Kale 3 Kader Akkerman-Hotin-Kamaniçe” adlı Fotoğraf Sergisi Kiev Ulusal Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü Müzesi’nde açıldı.
Sergide Osmanlı hüküm sürdüğü üç kaleye ait toplam 30 seçme fotoğrafın yanı sıra Ukrayna Bilimler Akademisi Arkeoloji Bölümü’nden Prof. Svetlana Bilyayeva başkanlığında Odesa yakınlarındaki Akkerman Kalesi’nde yapılan kazı çalışmalarında çıkarılan Osmanlı eserleri de sergilendi.
Dr. Mehmet Koştumoğlu, serginin bir yıllık proje çalışması dâhil olmak üzere toplam üç yıl gibi bir süre zarfında da tamamladığını ve bu süre boyunca Ukrayna’ya dokuz sefer yaptığını belirtti. Hotin’de çekimleri esnasında “En son 4. Mehmet gelmişti sen 5. Mehmet oldun” diye espriyle karşılandığını ifade eden Koştumoğlu: “Osmanlı hiçbir yerde zulüm yapmamış, bize çok harika bir miras bıraktı” dedi. Ukrayna’da Osmanlıdan kalma toplam 7 kale bulunuyor. Akkerman, Hotiç ve Kamaniçe bunlardan sadece üçü.
Organizasyonu Ukrayna - Türkiye Tarih ve Kültür Derneği tarafından yapılan ve Türkiye-Ukrayna İşadamları Derneği (TUİD), ÜLKER ve DOĞUŞ gruplarının katkılarıyla gerçekleşen ‘’3 Kale 3 Kader’’ isimli fotoğraf sergisi 21 Kasım tarihine kadar ziyarete açık olacak.
1991 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi’nde göreve başlayan Koştumoğlu daha önce: ‘PolaNü’, ‘Vatanım Kosova’, ‘Gri’, ‘Kiev’, Bodygram’ ve ‘Kırım’ın Renkleri ve Yüzleri’ gibi fotoğraf sergileri açtı.
|
10.11.2006
|
|
|
İsmail Dede Efendi anıldı |
Ünlü bestekâr İsmail Dede Efendi’nin ölümünün 160. yılı sebebiyle Ayangil Türk Müziği Orkestra ve Korosu Meşk Birimince konser verildi.
Cemal Reşit Rey Konser Salonunda, ‘’Ölümünün 160. yılında Hammamizade İsmail Dede Efendi’’ adı altında düzenlenen konseri Ruhi Ayangil yönetti.
Münip Utandı’nın solistliğinde koro, ünlü bestekârın bilinen eserlerinin yanı sıra bugüne kadar hiç seslendirilmemiş Hicaz Buselik ve Saba Buselik fasıllarını da okudu.
|
10.11.2006
|
|
|
|