Ege Üniversitesi Psikoloji Bölümünden Prof. Dr. Melek Göregenli, YÖK’ün kuruluşunun 25 yılını değerlendirdi. Göregenli, YÖK’ün ıslah edilebilir bir kurum olmadığını, bütünüyle kaldırılması gerektiğini söyledi.
Bianet’e açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Melek Göregenli, YÖK’ün, 12 Eylül 1980 darbesinin Türkiye’yi genel olarak değiştirme projesinin eğitim alanına yönelik sistemli girişimi olarak düşünülebileceğini belirtti. Göregenli, YÖK’ten önceki akademik özgürlük anlayışının ne olduğu konusunun başka bir tartışma konusu olduğunu, ama YÖK’ten sonra ülke için genel olarak özgürlükten ne kadar söz edilebilirse üniversite için de o kadar özgürlükten söz edilebilceğini kaydetti. Askerlerin doğrudan ya da daha sonraları dolaylı olarak yönettikleri bir ülkede ancak emirlere uyma özgürlüğünün söz konusu olduğuna dikkati çeken Göregenli, “YÖK, üniversiteleri bütünüyle hiyerarşik merkezi bir yönetim anlayışıyla yeniden örgütledi ve herkes kendisinden bir üsttekini kollayarak hizaya girdi, çoğunlukla üstler ne yapılması gerektiğini açıkça söylemeseler bile. Askeri tahakküm bu hiyerarşik yapı aracılığıyla hayata geçirildi” dedi. 80’li yılların sonlarında üniversitede çalışmaya başladığını anlatan Göregenli, ilk ve hâlâ geçerli olduğunu düşündüğü gözlemini şöyle açıkladı:
“Merkezi bir tahakküm bir kez oluşturulduğunda, içeriğe dair bir müdahale gerekmiyor, sistem kendiliğinden işliyor; yıllar geçtikçe itaat ve suç ortaklığına dayalı bir yapı kendi insan ve bilim anlayışını yaratıyor. Bunun kısmen de olsa dışında kalabilmek ancak hiç değilse delilere tahammülü olan bir köyde yaşama şansına sahipseniz, köyün delisi konumuyla mümkün. En yakıcı sorunumuz nasıl bir üniversite, nasıl bir eğitim, nasıl bir bilim ve nasıl bir çalışma ortamı istediğimizin asla bizim irademize bağlı olarak belirlenmemesi, bizlere soruluyor gibi yapıldığında ise bunun sadece bir aldatmaca olduğunu yaşayarak öğrenmiş olmamız.”
YÖK’ün, sosyal bilimleri çoğunlukla batılı kaynakları tefsir etme işine dönüştürdüğünü belirten Prof. Dr. Göregenli, “YÖK’ün islah edilebilir bir sistem ve kurum olduğunu düşünmüyorum. Bütünüyle kaldırılmalı. Bütün tarafların etkin katılımıyla yeni bir - belki de birden fazla- üniversite anlayışının tartışmaya açılması, icat edilmesi ve uygulanması gerek” diye konuştu.
|