Hem “Şehit Anneleri”nin hem de “Cumartesi Anneleri”nin feryatlarına kulak vererek “Bu ülkede hiçbir ana gözyaşı dökmesin, bu dağlarda kuşlar ötsün, çiçekler açsın. Gençler dağda silahla gezeceğine ovada siyaset yapsın” diyen ve Türkiye’de silahların bir daha patlamamak üzere susturulması için af dahil bütün seçeneklerin gözden geçirilerek barışa, huzura, esenliğe doğru esaslı bir adımın atılmasını talep eden Doğru Yol Partisi Genel Başkanı Mehmet Ağar, neredeyse bölücü ilan edildi! Kimler tarafından?
“Cumartesi Anneleri”ni resmen ve alenen tahkir ederek halkın bir kısmının gönlüne metelik vermediklerini, onların gönlünü kazanmak gibi bir dertlerinin olmadığını, anneler ve elbette evlatlar arasına örülen duvarları yıkmaya azmetmediklerini, tam tersine bölücülüğün değirmenine su taşıyan bu duvarları korumaya –hatta muhkemleştirmeye- azmettiklerini ortaya koyanlar tarafından!
*
Ağar, ‘Ülkemizi yakıp kavuran bir yangın var; gelin, bu yangını şu yöntemle söndürelim’ diyor. Yönteme karşı çıkabilirsiniz... ‘Bu yangın senin önerdiğin yöntemle söndürülemez’ diyebilirsiniz... Başka bir yöntem önerebilirsiniz… Ama, ‘Yangının üstüne körükle gidelim’ diyemezsiniz be kardeşim!
*
“Şehit Anneleri” bizim.
“Cumartesi Anneleri” de bizim; gâvurun değil! “Bu ülkede hiçbir ana gözyaşı dökmesin” diyen Mehmet Ağar’a bu ülkenin bir evladı olarak teşekkür ediyor, “Allah razı olsun” diyor, onu şiddetle kınayanları şiddetle kınıyorum!
NOT: “Dağda silahla gezeceklerine ovada siyaset yapsınlar” sözüne isyan edenler, ovada zaten Kürt kimliği eksenli bir siyasetin yapılmakta olduğunu bilmiyorlar mı? Benim bu siyasete itirazım var; ama, itirazımın etkili olabilmesi için önce bu siyaseti doğuran şartların değişmesi lazım. Af ilanı, yeni bir sayfanın başlangıcı olabilir.
Millî Gazete, 19.10.2006
|