Özellikle yoğun göç alan büyük şehirlerin varoşlarında yaşayan dar gelirli ailelerin her 4 erkek çocuğundan 3’ünün, henüz ilköğretim çağında iş hayatına atıldıkları bildirildi. Önceleri, anne ve babalarıyla birlikte gittikleri tarlalarda tarım işçiliği yapan, ardından bulundukları mahalle çevresinde simit satıp, ayakkabı boyacılığı yapan çocuklar, şehir merkezlerinde mendil, çiçek, kalem ve çakmak satarak aile bütçesine katkıda bulunmaya çalışıyor.
Alınan bilgilere göre, İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerle ılıman Akdeniz iklimi ve daha ekonomik hayat şartlarına sahip Adana, Mersin, İzmir gibi yoğun göç alan illerin varoşları, hayat kalitesini onlarca yıl geriden takip ediyor. Bu illerin gecekondu mahallelerinde çocuklar, henüz ‘’oyun ve eğitim çağında’’ kendilerini hayatın içerisinde buluyor.
Önceleri, anne ve babalarıyla birlikte gittikleri tarlalarda tarım işçiliği yapan, ardından bulundukları mahalle çevresinde simit satıp ayakkabı boyacılığı yapan çocuklar, şehir merkezlerinde mendil, çiçek, kalem ve çakmak satarak aile bütçesine katkıda bulunmaya çalışıyor.
Yaşıtları oyun oynayıp okula giderken daha küçük yaşlarda ‘’küçük omuzlarında büyük yük taşıyan’’ çocuklardan bazıları, farklı nedenlerle işledikleri suçlarla küçük yaşta cezaeviyle tanışırken, meslek sahibi olmak isteyen bazı çocuklar da çırak olarak girdikleri kaporta atölyelerinde çekiç sallayıp, berberlerde makas tutmayı öğrenerek meslek sahibi olma telaşı yaşıyor.
Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sosyal Alanlar Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Gümüş, Adana’daki ilköğretim okullarında 868 öğrenciyle yapılan araştırmaya göre, fakir aile çocuklarının, ayakta durabilmek ve diğer gruplarla rekabet edebilmek için hayata erken atıldıklarını söyledi.
Tutunabilecekleri ne güçlü bir aile ne sermaye ne de yeterli kültürel birikim şansı olan fakir aile çocuklarının en önemli hayat stratejisinin ‘’hayata erken atılmak’’ olduğunu belirten Gümüş, böylece diğerleri ile aralarındaki farkı az da olsa kapatmaya çalıştıklarını ifade etti.
Gümüş, bu çocukların eğitimlerini tamamlasalar bile kendilerine sahip çıkacak güçlü bağlantıları olmadan yüksek mevkiye ulaşma imkanının düşük olduğunu belirterek ‘’zengin grubun yüksek gelir getirici rant kaynakları ve birbirlerini kollayan localarına karşı, fakir de marjinal bazı işleri, kendi ralarındaki gruplaşmaları, sülale ve tarikat türü dayanışmaları kullanıyor’’dedi.
Erkek öğrencilerin yüzde 75'i çalışıyor
Gümüş, yapılan ankette alt gelir grubuna mensup ailelerde 4, yoksul kesimlerde yaşayan ailelerde de ortalama 6-7 çocuk bulunduğuna dikkati çekerek şöyle konuştu:’’Fakir ailelerin erkek her 4 çocuğundan 3’ü ilköğretim çağındayken çalışma hayatına atılıyor. Oysa 15 yaş grubunun altında yer alan bu çocukların çalışmaları, öğrenci olmasalar da uluslararası sözleşmelerle aykırılık sergiliyor. Fakir semtlerde ilköğretim çağındaki kız çocukların çalışma oranı ise yüzde 30’lara kadar çıkıyor. Bu oran gelir düzeyi iyi semtlerde yüzde 5’in altına düşüyor.’’ Çalışan çocukların babalarının mesleklerine bakıldığında ise ilk sırada işçilik, ikinci sırada esnaflık, üçüncü sırada da pazarcılığın yer aldığı görülüyor.
|