Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 01 Eylül 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Barış günü, savaşların gölgesinde kutlanıyor

KKTC Başbakanı Ferdi Sabit Soyer, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, ‘’Dünya Barış Günü’nü bu yıl da savaşların gölgesinde ve barışa olan özlemimizle kutluyoruz’’ dedi. Lübnan’da olanların, savaşın kötülüğünü ve barışın önemini bir kez daha gösterdiğine işaret eden Soyer, ‘’Kıbrıslı Türk ve Rumların, sevgi ve barış dolu bir dünyanın parçası şeklinde barış içerisinde yaşamalarının, aynı zamanda Türkiye ve Yunanistan halklarına huzur ve işbirliği getireceğine, Orta Doğu ülkelerine de örnek teşkil edeceğine inandığını’’ kaydetti.

1 Eylül Barış Günü dolayısıyla İnsan Hakları Ortak Platformu (İHOP) adına bir açıklama yapan dönem sözcüsü ve Mazlumder Genel Başkanı Ayhan Bilgen, tüm dünyada barışa duyulan ihtiyacın her zamankinden daha fazla hissedildiği bir dönemden geçildiğini belirterek, “Kalıcı ve gerçek bir barışın tesis edilmesi, herkesin eşit ve özgürce yaşayabileceği adil bir dünya özlemi ile mümkün olabilir” dedi.

İnsan haklarının tümüyle yaşanabilmesinin vazgeçilmez şartının, barışın egemen olmasına bağlı olduğunu dile getiren Bilgen, işgal, savaş ve çatışmaların başta yaşama hakkı olmak üzere bütün özgürlükleri tehdit ettiği bir dönemde 1 Eylül dünya barış gününün çok daha özel bir anlam ifade ettiğini söyledi.

Türkiye’de birey ve toplum güvenliğinin sağlanmasında insan hakları ve özgürlüklerinin herkes tarafından eşit kullanımı kaçınılmaz bir zorunluluk olduğunu da dile getiren Bilgen, “Barışın, güç kullanımı ve silâhlı şiddet yolu ile gerçekleştirilmeyeceği bugüne kadar defalarca görülmüştür. Toplumsal çatışmalara zemin oluşturacak politikalarda ısrar etmenin hukukun üstünlüğü ve insan haklarının egemenliğine katkı sağlamayacağı açıktır” dedi.

Ayhan Bilgen, Helsinki Yurttaşlar Derneği (HYD)– İnsan Hakları Derneği (İHD)- İnsan Hakları Ve Mazlumlarla Dayanışma Derneği (MAZLUMDER)- Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi’nin oluşturduğu İnsan Hakları Ortak Platformu’nun dünya çapında kalıcı barışın oluşturulması amacıyla kısa vadede gerçekleştirilmesi Türkiye de dahil olmak üzere devletler ve uluslar arası kuruluşlardan taleplerini şöyle sıraladı:

“BM’in reforma tabi tutularak, tüm dünya halklarının eşit temsilini sağlayacak düzenlemeler yapılması, örgütün barışı koruma misyonunu kullanabileceği bir şekilde tekil devletlerin kontrolünden çıkarılması, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni kuran Roma Statüsü’nde henüz tanımlanmamış olan saldırı suçunun vakit geçirilmeden tanımlanarak Mahkeme’nin yetki alanına dahil edilmesi, mevcut uluslararası insan hakları ve insancıl hukuk sözleşmelerini tüm devletlerin eksiksiz imzalaması ve onaylaması…”

Bilgen açıklamasının sonunda, “1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısı ile dünyanın her yerinde barışın tesis edilmesi umutlarımızı bir kez daha tekrarlarken insan hakları örgütleri olarak Türkiye’de de ‘Silahlar sussun, artık insanlar öldürülmesin’ diyoruz” dedi.

Recep GÖREN / ANKARA

01.09.2006


 

Misket bombaları hâlâ öldürüyor

BM İnsanî Yardım Koordinatörü Jan Egeland, güney Lübnan’da 100 bin civarında patlamamış misket bombası bulunduğunu ve bu yüzden hergün insanların yaralandığını ve öldüğünü söyledi. Bölgenin patlamamış misket bombasından temizlenmesinin 12 ila 15 ay alacağını söyleyen Egeland, evlerine geri dönen Lübnanlıların elleriyle, bombaları temizlemeye çalıştıklarını ve bu arada öldüklerini ya da yaralandıklarını belirtti.

Ateşkese saatler kala atıldı

Misket bombaları ile ilgili olarak İsrail’i ‘ahlâksız’ davranmakla suçlayan Jan Egeland, patlamamış misket bombalarının belki de yıllarca bölgede kalacağını belirtti. Egeland, ‘’İşin en kötü tarafı ise misket bombalarının yüzde 90’ının çatışmaların son 72 saatinde (yani 1701 sayılı BM kararının kabul edilmesine çok az kala) atılmış olmasıdır’’ diye konuştu.

/ NEW YORK

01.09.2006


 

Meclisin kararına saygı duyalım

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, hangi konuda, hangi mercinin karar vereceğinin Anayasa’da belirlenmiş olduğunu belirterek, ‘’Farklı düşüncelere iyi niyetle yaklaşmalıyız, sonunda Meclis’in alacağı karara da hepimiz saygı duymalıyız’’ dedi.

İstanbul’daki Sepetçiler Kasrı’nda düzenlenen Sivasspor 40. Yıl Kutlaması’na katılan Abdüllatif Şener, burada gazetecilerin sorularını cevapladı.

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Lübnan’a asker gönderilmesi konusuna ilişkin açıklamalarının hatırlatılması üzerine Şener, şöyle konuştu: “Tabiî ki bir ülkeyi bu kadar yakından ilgilendiren bir konu hakkında herkesin fikri olacaktır. İster normal vatandaş, isterse de politikacı olsun, ne kadar çok fikir, tartışma olursa, en doğru karara daha iyi varılır. Demokrasilerde süreçler vardır. Bu süreçlerde tabiî ki, tartışmalar en doğrunun yakalanmasında etkili olur. Kimsenin fikrini ‘doğru’ ya da ‘yanlış’ diye değerlendirmemeliyiz. Hukuk devletiyiz. Anayasa, hangi konuda hangi mercinin karar vereceğini zaten belirlemiştir. Farklı düşüncelere iyi niyetle yaklaşmalıyız, sonunda Meclis’in alacağı karara da hepimiz saygı duymalıyız.’’

Milletvekili Aktaş: Asker gönderme biraz sakıncalı

AKP Gaziantep Milletvekili Nurettin Aktaş, Lübnan’a asker gönderilmesine ilişkin olarak, ‘’Şu şartlarda asker gönderilmesini Türkiye açısından biraz sakıncalı görüyorum’’ dedi. Aktaş, gazetecilere yaptığı açıklamada, Lübnan’a asker gönderilmesi konusunda AKP Meclis Grubu’nun 4 Eylül Pazartesi günü toplantıya çağrılacağını, Salı günü de TBMM’de tezkerenin görüşülmesinin düşünüldüğünü hatırlattı.

Dünyada gelişen olaylar göz önünde bulundurularak Türkiye’nin geleceği ve gelecek nesiller açısından en hayırlı kararın çıkması temennisinde bulunan Aktaş, BM şemsiyesi altında Lübnan’a asker göndermek için şartların oluşmadığını savundu.

/ İSTANBUL

01.09.2006


 

Ağar: Askerimizin görevi netleşmeli

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, Türk askerinin Lübnan’a ne adına ve ne şekilde gideceğinin açıkça belirtilmesi gerektiğini ifade ederek, ‘’Nerede, ne şekilde olunacağına dair sağlıklı bir bilgi olmadığı için kesin bir angajman içinde olmamız doğru değildir’’ dedi.

Ağar, Tüketici Dernekleri Federasyonunun (TÜDEF) ‘’10 Eylülde bir günlük benzin almama ve pahalı enerjiye hayır’’ kampanyasına destek amacıyla Celal Bayar Köşkü’nde düzenlenen programa katıldı. Ağar, Türkiye’nin hayatî meselelerini, ‘’evet ile hayır arasına sıkıştıramayacak kadar önemli bir noktada bulunduğunu’’ söyledi.

Ağar, Lübnan’a hangi sebeple, ne kadar kuvvet gönderileceği, görev tarifinin ne olduğu konusunda kamuoyunun bilgisinin bulunmadığını, hükümetin bu konularda bir açıklama yapmadığını kaydetti.

/ ANKARA

01.09.2006


 

AB yolunda yavaşlama yok

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan, Türkiye’nin AB’ye üye olma kararlılığında ve bu yönde yürütülen müzakerelerde etkin çalışma azminde en ufak bir yavaşlama görmediğini belirterek, “Özellikle içinde bulunduğumuz ayda bu tür çalışmaların somut sonuçlarını göreceksiniz” dedi.

Tan, haftalık basın toplantısında, Batı medyasında yer alan, Türkiye’de reformların uygulanmasının yavaşladığı ve Başmüzakereci Ali Babacan ile ilgili eleştirilerin hatırlatılması üzerine, “Son dönemde dünyadaki gelişmeleri hep beraber izliyoruz. Hangi konulara odaklanılması gerektiği, zaten olayların akışı içinde ortaya çıkıyor. Son zamanlarda hepinizin gayet yakından bildiği üzere Lübnan meselesi, Orta Doğu’daki huzursuzluk tüm dünyayı meşgul eder bir zeminde gelişmektedir” diye konuştu.

Sözcü Tan, şöyle devam etti: “Dolayısıyla bizim AB istikametinde yaptığımız çalışmalar eski hızıyla devam etmekle birlikte, maalesef basının veya diğer çevrelerin ilgisini pek çekmemektedir. Halbuki tarama çalışmaları devam etmiştir. Aynı zamanda meclisin açılmasıyla birlikte reformlar tekrar gündeme gelecektir. O konuda süratli adımlar atılması söz konusudur. Ben, Türkiye’nin AB’ye üye olma kararlılığında ve bu yönde yürütülen müzakerelerde gayet etkin bir şekilde çalışma azminde en ufak bir yavaşlama görmemekteyim. Bundan sonra da hepiniz, özellikle bu içinde bulunduğumuz ayda da bu tür çalışmaların somut sonuçlarını göreceksiniz.”

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tan, Gümrük Birliği Ek Protokolü’nün onaylanmasına ilişkin bir tasarının başbakanlığa, ardından da meclise gönderilmesi üzerinde çalışma olup olmadığı şeklindeki bir soru üzerine, “Öyle bir konuda meclise hükümetimiz tarafından sevk edilen bir tasarı yoktur” dedi.

KOORDİNATÖR ARANIYOR

ABD’nin terör örgütü PKK ile mücadele için emekli orgeneral Joseph Ralston’u atamasının ardından Türkiye’nin de kısa bir süre içinde aynı görev için atama yapması bekleniyor. Sözcü Namık Tan, bir soru üzerine, ABD’nin bu son atamasını memnuniyetle karşıladıklarının daha önce açıklandığını hatırlattı. Sözcü Tan, aynı görev için Türkiye’nin ne zaman atama yapacağının sorulması üzerine de şunları kaydetti: “Bizim atamamız elbette yapılacaktır ancak hatırlayacaksınız ABD kendi atamasının yapılması için epey bir süre geçmesini bekledi, çeşitli değerlendirmeler yaptı. Biz de aynı değerlendirmeleri sürdürmekteyiz.”

Sözcü Tan, Türk temsilcinin kim olacağı konusunda henüz bir karar alınmadığını söyleyerek, bu atamanın kısa bir süre içinde yapılmasının söz konusu olduğunu kaydetti. Türk koordinatörün de Amerikalı muhatabı gibi Dışişleri Bakanlığına bağlı olmasının muhtemel olduğunu belirten Tan, bir başka soru üzerine, Irak’ın da koordinatör atayacağı yönünde kendisinde bir bilgi bulunmadığını ifade etti.

ASKERİMİZ İNSANİ AMAÇLA GİDECEK

Sözcü Tan, Türk askerlerinin, Lübnan’a birlik gönderme kararı alınması halinde bu ülkeye insani amaçla gideceğini vurguladı. Tan, haftalık basın toplantısında konuyla ilgili soru üzerine, hükümetin aldığı kararla TBMM’nin toplanmasının söz konusu olduğunu ve tezkerenin hazırlanmakta olduğunu hatırlattı.

Bu tezkerenin hazırlıklarının ilgili makamlarla yapıldığına işaret eden Tan, “Burada bizim karar çıktığı takdirde gidecek birliğimizin hangi koşullarda görev yapacağı size çeşitli vesilelerle açıklanmıştır. Bunda bir değişiklik yoktur” dedi. Sözcü Tan, sözlerine şöyle devam etti:”Çok kısaca üzerinden geçmek gerekirse, BM Güvenlik Konseyi kararı alınması gerektiğini vurgulamıştık. Bu arada herhangi bir grubun veya herhangi bir silahlı gücün silâhsızlandırılması gibi bir faaliyete kesinlikle girmeyeceğimizi söylemiştik. Ayrıca orada mevcut tüm taraflarca kabul edilmemiz gerektiğini de vurgulamıştık. Bunlarda bir değişiklik olmamıştır. Bu koşullarımız geçerliliğini korumaktadır ve altını çizerek söylüyorum; Şayet böyle bir karar alınırsa birliğimiz oraya insani amaçla gidecektir. Lübnan’a yardımcı olmak, Lübnan’ın yeniden yapılandırılmasını sağlamak, oradaki insanların tekrar normal yaşamlarına dönmelerini ve ülkelerinde huzur içinde yaşamalarını sağlayacak faaliyetlerde bulunacaktır birliğimiz.”

/ ANKARA

01.09.2006


 

Memurlar eylem yapacak

Memur sendikaları ile Hükümet arasındaki toplu görüşmelerin anlaşmazlıkla sonuçlanmasının ardından sendikalar eylem takvimlerini açıklamaya başladı. KESK’e bağlı Yapı-Yol Sen, otoyol ve köprü çalışanlarının 14 Eylülde iş yavaşlatma eylemi yapacaklarını açıkladı.

Sendika Genel Başkanı Bedri Tekin, yaptığı yazılı açıklamada, kamu çalışanlarına yüzde 4 zam önerilirken, otoyol ve köprü geçiş ücretlerinin bu geceden itibaren yüzde 20 ile yüzde 50 oranında artırılacağını ifade etti. Yapılan zamla yılın geri kalanında vatandaşın cebinden 42 milyon YTL daha fazla para çıkacağına işaret eden Tekin, artışın sebebinin köprülerin özelleştirilmesine yönelik hazırlık olduğunu savundu. Tekin, zamların, çalışanlarla vatandaşları karşı karşıya getireceğini belirterek, oysa otoyol çalışanlarının da bu durumdan şikâyetçi olduğunu dile getirdi.

/ ANKARA

01.09.2006


 

Sağlık personeline ‘askerlik’ müjdesi

Eleman temininde güçlük çekilen bölgelerde görev yapan sağlık personelinin çalıştığı sağlık tesislerinde askerlik yapmasının önündeki engeller aşılıyor.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Sağlık Bakanlığı’na bir yazı yazılmasını istedi. Yazıda, Bakanlığın, Genelkurmay Başkanlığı’ndan görüş alması istenecek. Genelkurmay’ın görüşü olumlu olduğu takdirde gerekli yasal düzenleme yapılarak sağlık çalışanlarına, eleman temininde güçlük çekilen yerlerde sağlık personeli olarak askerlik yapma yolu açılmış olacak. Hükümet ve memur sendikaları arasında yapılan toplu görüşmelerde, Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, 300 bini aşkın sağlıkçıyı ilgilendiren bir çok konuda taleplerini dile getirdi.

Kahveci’nin talepleri arasında sağlık personelinin askerliğini eleman temininde güçlük çekilen yerlerde yapması talebi de yer aldı. Görüşmelere başkanlık eden Bakan Şahin, Kahveci’nin bu talebini isabetli bulduğunu kaydetti. Şahin, konuyla ilgili olarak Sağlık Bakanlığı’na bir yazı yazılmasını istedi. Yazıda, Bakanlığın Genelkurmay Başkanlığı’ndan görüş alması istenecek. Genelkurmay’ın görüşü olumlu olduğu takdirde gerekli yasal düzenleme yapılarak sağlık çalışanlarına, eleman temininde güçlük çekilen yerlerde sağlık personeli olarak askerlik yapma yolu açılmış olacak. Türk Sağlık-Sen, sağlık-sosyal hizmet çalışanlarının diğer taleplerini ise toplu görüşmelerden sonra Devlet Personel Başkanlığı ve ilgili kurumlar nezdinde kurulacak komisyonda dile getirerek çözüm arayacak.

/ ANKARA

01.09.2006


 

Tayyip Erdoğan Bulvarına iptal dâvâsı

Ankara Barosu avukatlarından Sedat Vural, Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclisinin, Esenboğa yoluna ‘’Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı’’ ismi verilmesine ilişkin kararının iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Ankara İdare Mahkemesinde dâvâ açtı.

Avukat Vural, dâvâ dilekçesinde, Başbakan ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın isminin daha önce de Sincan’da bir bulvara verildiğini hatırlatarak, aynı şehir içindeki başka bir bulvara aynı ismin verilmesine ilişkin kararın siyasal bir karar olduğunu kaydetti. Dilekçede, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin dâvâ konusu kararının demokrasi kültürüne aykırı olduğu ileri sürüldü.

/ ANKARA

01.09.2006


 

Eski vekile son görev

Önceki gün vefat eden Eski AP Hatay Milletvekili Mehmet Sait Reşa için TBMM’de tören düzenlendi.

Törene, Reşa’nın yakınları, TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, eski TBMM Başkanı İsmet Sezgin ile çok sayıda eski ve yeni milletvekilleri katıldı. 14, 15 ve 16. Dönem AP Hatay Milletvekili Reşa, 1928 yılında Kırıkhan’da doğdu. Çiftçilik yapan Reşa, evli ve 4 çocuk babasıydı.

Reşa’nın cenazesi, Antakya Ulucami’de kılınacak namazın ardından, Antakya Mezarlığı’nda bugün toprağa verilecek.

/ ANKARA

01.09.2006


 

Bakan Akdağ: 10 ilde daha aile hekimliği başlıyor

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, bu yıl aile hekimliği uygulamasına 10 ilde başlanacağını ve uygulamanın gelecek yıldan itibaren diğer illere yaygınlaştırılacağını söyledi.

Bakan Akdağ, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey’i ziyaretinde, İl Sağlık müdürlüklerinin özellikle son 2 yıldır içme suyunun vatandaşa temiz ulaşması ve atık suların bahçelerde yetişen bitkileri kirletmemesi konusunda belediyelerle yakın çalışmaları olduğunu anlattı. Gaziantep Büyükşehir Belediyesinin başarılı çalışmalar yürüttüğünü, evde bakım hizmetini de dikkate değer bulduğunu ifade eden Akdağ, şöyle konuştu: “Biz Türkiye’de sağlık ocaklarının verdiği hizmetleri çok güçlendirdik, güçlendirmeye de devam edeceğiz. Bunun devamı zaten aile hekimliği şeklinde gelecek. Bu sene 10 ilimizde aile hekimliğine başlıyoruz. Önümüzdeki yıldan itibaren de diğer illerimize yaygınlaştıracağız. Aile hekimliği ile birlikte belediyelerin özellikle hastaların evde bakımları, maddî durumu iyi olmayan ailelere gerek yiyecek gerekse diğer sosyal hizmetler açısından hizmetler götürmesi, bu arada özürlülere hizmetler götürmesi, bizim aile hekimliğimizi tamamlayacak parçalar olarak gözüküyor.’’

/ GAZİANTEP

01.09.2006


 

Bakan Babacan Zagreb’e gitti

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, resmî temaslarda bulunmak üzere Hırvatistan’ın başşehri Zagreb’e gitti.

Devlet Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, Babacan’ın, Zagreb’teki temasları çerçevesinde, Hırvatistan Dışişleri ve Avrupa ile Bütünleşme Bakanı Kolinda Grabar Kitaroviç, Maliye Bakanı Ivan Suker, Başmüzakereci Vladimir Drobnjak ve Ekonomi, Çalışma ve Müteşebbislik Bakanı Branko Vukeliç ile görüşeceği bildirildi. Ali Babacan’ın Zagreb ziyaretinde, Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği Genel Sekreterliği (ABGS) ve DPT Müsteşarlığı’ndan yetkililer de eşlik edecek. Bakan Babacan bugün Türkiye’ye dönecek.

/ ANKARA

01.09.2006


 

Ömer Balıbey, yeni görevinde

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Ömer Balıbey’in, İstanbul Millî Eğitim Müdürlüğü görevinden, Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürlüğü’ne atanmasını öngören kararnameyi imzaladı.

Balıbey, daha önce İstanbul Millî Eğitim Müdürlüğü görevinden alınarak, Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürlüğü’ne vekâleten getirilmişti. Cumhurbaşkanı Sezer’in sözkonusu kararnameyi imzalamasıyla Balıbey, yeni görevine asaleten atanmış oldu. İmzalanan kararname Resmî Gazete’nin dünkü sayısında yayınlanarak yürürlüğe girdi.

/ ANKARA

01.09.2006


 

AKP verdiği sözleri unuttu

BBP Genel Başkan Yardımcısı Halil Mert, AKP’nin 2002 seçimlerinde üniversiteye girişte katsayı adaletsizliğini çözeceklerine dair millete verdiği sözleri unuttuğunu kaydederek, “Ancak bu sözleri ne bu millet ne de katsayı mağduru binlerce genç unuttu’’ dedi.

Mert, yaptığı yazılı açıklamada, Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in 2 bin 500 okul birincisinin herhangi bir üniversiteye yerleştirilmemesine “YÖK tarafından uygulanan katsayı adaletsizliğini’’ gerekçe göstermesini “hayretle karşıladıklarını’’ ifade etti.

AKP’nin 2002 seçimlerinde üniversiteye girişte katsayı adaletsizliğini çözeceklerine dair millete verdiği sözleri unuttuğunu kaydeden Mert, “Ancak bu sözleri ne bu millet ne de katsayı mağduru binlerce genç unuttu’’ dedi. Mert, AKP’nin başta başörtüsü olmak üzere katsayı adaletsizliği, yolsuzluk, yoksulluk istismarlarını bir kenara bırakması gerektiğini savundu.

/ ANKARA

01.09.2006


 

Belediyelerin gözü Mecliste

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, bazı vergi ve harçların kaldırılmasını öngören yeni Belediyeler Kanununun Eylülde TBMM’den geçmesi durumunda, belediye gelirlerinin yaklaşık yüzde 30 oranında artacağını söyledi.

Akyürek, yaptığı açıklamada, vatandaşların sorunlarını en iyi bilen belediyelerin güçlenmesinin, vatandaşlara daha kaliteli hizmet verilmesi anlamına geldiğini belirtti.

Belediye gelirlerinin artırılması için bugüne kadar çeşitli girişimlerde bulunduklarını ifade eden Akyürek, TBMM’nin yeni dönemde açılmasıyla bu konuda ciddî bir adım beklediklerini anlattı.

Belediyelerin gelirlerinin artırılmasını öngören yeni Belediyeler Kanunu’nun Eylül ayında yasalaşmasını beklediklerini ifade eden Akyürek, şunları kaydetti: “Bazı vergi ve harçların kaldırılmasını öngören kanun Eylül’de Meclis’ten geçerse, belediye gelirleri yaklaşık yüzde 30 oranında artacak. Bu ve benzeri yasalarla merkezi yönetimin bazı yetkileri yerel yönetimlere devrediliyor. Yeniden yapılanmanın ve merkezi idarenin yetkilerinin yerel yönetimlere devredilmesinin en önemli gerekçeleri arasında, aşırı bürokrasi, kırtasiyecilik yer alıyor. Hükümet bu düzenlemeyle vatandaşının beyanını esas alan ve vatandaşına güvenen bir yönetim anlayışı ortaya koymayı arzuluyor.’’Akyürek, bu düzenlemelerin vatandaşın hayatını kolaylaştıracağını, bürokratik işlemlerin basitleşeceğini, Ankara’nın artık yerel yönetimler yerine düşünmeyeceğini sözlerine ekledi.

/ KONYA

01.09.2006


 

İmamlar, moral hizmeti versin

Diyanet ve Vakıf Çalışanları Hizmet Kolunda yetkili olan Memur-Sen’e bağlı Diyanet-Sen, toplu görüşmelerde sunduğu teklifle Diyanet İşleri Bakanlığı’na bağlı boş kadroların doldurulmasını istedi.

Diyanet-Sen Genel Başkanı Ahmet Yıldız, toplu görüşmelerin son oturumunda diyanet ve vakıf çalışanlarının sorunlarını içeren bir konuşma yaptığı belirtilirken, camilerin 16 bin kadrosunun boş olduğunu söyleyerek, boş kadroların doldurulmasını talep etti. 12 yaşından küçük çocukların dinini öğrenmek için camiye gitmesinin yasak olmasının Anayasa’nın 24. maddesine aykırı olduğunu ifade eden Yıldız, yeterli sayıda din görevlisinin atanmaması ve çocukların din eğitiminin engellenmesiyle birlikte misyonerlik faaliyetlerinin arttığına dikkat çekti.

Avrupa’da ve dünyanın pek çok ülkesinde hastahanelerde moral hizmeti olarak din görevlilerinin hastalara hizmet yaptığını anlatan Yıldız, bu uygulamanın ülkemizde de yapılması gerektiğini belirtti. Kendilerine bu konuda binlerce telefon, e-mail, faks geldiğini söyleyen Yıldız, daha önce Türkiye’de böyle bir uygulamanın yapıldığı, kısmen de olsa başarılı olduğunu ancak yasal dayanağı olmadığı gerekçesiyle yürürlükten kaldırıldığını hatırlattı. Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin ise, “Hem 16 bin açığımız var diyorsunuz, hem de hastahanelerde de din hizmeti verelim diyorsunuz. Bunu nasıl karşılayacağız” şeklinde cevap verdi. Yıldız ise, din görevlilerinin de aynı zamanda hastahanelerde severek moral hizmetini verebileceklerini, bunun için her zaman hazır olduklarını dile getirdi.

Fatih KARAGÖZ / ANKARA

01.09.2006


 

Karavancılar Türkiye’yi sevdi

Avrupalı zengin karavan tutkunları, güvenli sahilleri ve ucuz imkânları sebebiyle tatil için Türkiye’yi tercih ediyor.

Adeta evlerini yanlarında taşıyan ve çoğunluğu emeklilerden oluşan çok sayıda Avrupa Kamp Karavan Kulübü üyeleri sitelerinde ve çeşitli dergilerde tabiî zenginliklere sahip Türkiye’yi karavan kampı için ‘’cennet’’ olarak gösteriyor.

Türkiye’ye 21 yıldır gelen ve 15 yıldır her yaz 3 ay Mersin’in Silifke ilçesine bağlı Taşucu beldesinde kamp yapan İtalyan Guido Pecol, yaptığı açıklamada, eşi Lavra Pecol ile emekli olduktan sonra karavan aldıklarını ve dünyayı dolaşmaya başladıklarını vurguladı. Bugüne kadar çok sayıda Akdeniz ülkesini gezdiklerini anlatan Pecol, Türkiye’nin diğer hiçbir ülkeye benzemediğini, halkının daha cana yakın, güvenilir olduğunu ayrıca, her köşesinde farklı bir doğal zenginlikle karşılaştıklarını söyledi.

Son olarak Suriye’ye giden burada bir hafta bile kalmadan, 5 yıldır tatillerini geçirdikleri Taşucu’na geri dönen Fransız Carrasco çifti de Türkiye’yi hayranlık ve övgüyle anlatan ‘’gönüllü turizm elçilerimiz’’ arasında yer alıyor.

/ KAPIZLI

01.09.2006


 

Reklâmlar yanıltıyor

Reklam Kurulu bu yılın ilk 7 ayında şikâyete konu 105 reklâm için toplam 3 milyon 917 bin 651 YTL para cezası ve reklâmın yayınını durdurma cezası verdi.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü bünyesinde hizmet veren Reklâm Kurulu Başkanlığı verilerinden derlenen bilgiye göre, tüketicilerden ulaşan yazılı şikâyetler üzerine yapılan değerlendirmeler sonucunda, 34 reklâmın yayınının durdurulmasına, 5 reklamın da yayınının durdurularak, düzeltilmesine karar verildi.

Reklâm Kurulu Başkanlığı, tüketicinin dilekçe ile yaptığı başvuru üzerine ticari reklâm ve ilanları 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 16’ıncı maddesinin hükümlerine göre değerlendiriyor.

/ GAZİANTEP

01.09.2006


 

Sayaçlar ‘online’ okunacak

İstanbul Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım A.Ş (AYEDAŞ), elektrik sayaçlarının okunmasında GPRS altyapılı “endeksör’’ cihazını kullanmaya başladı.

AYEDAŞ’tan yapılan açıklamada, yeni uygulamayla sayaçların okunduğu andan itibaren fatura çıktısının aboneye verildiği ve fatura bilgilerinin “online’’ olarak sisteme kaydedildiği bildirildi.

Diğer kamu kuruluşlarında kullanılan “endeksörlü’’ cihazların ‘’offline’’ sistem olduğu ve bilgilerin sisteme birkaç gün sonra kaydedilebildiği hatırlatılan açıklamada, bu nedenle abonelerin açma-kapama, fatura itirazı gibi işlemler için bu süreyi beklemek zorunda kaldıkları belirtildi.

Açıklamada, uygulamanın sayaç okumadaki hataları da en aza indirdiği ifade edilerek, hatalı okumalarda sistemin uyarı verdiği kaydedildi. AYEDAŞ Genel Müdürü Fikret Akbaş da, önümüzdeki günlerde sayaç değiştirme, açma-kapama gibi işler için de “endeksörlü’’ online sistemden faydalanmayı hedeflediklerini bildirdi.

/ İSTANBUL

01.09.2006


 

İstanbul’a yeni Adalet Sarayı

Adalet Bakanlığı Teknik İşler Daire Başkanı Haydar Çiftçi, Kartal’da yapımına başlanan ve Anadolu yakasındaki tüm adliyelerin toplanacağı binanın, ‘’dünyanın en büyük adalet sarayı’’ olacağını bildirdi.

Çiftçi, İstanbul’un yetersiz olan adliye mekânlarının çağdaş bir yapıya kavuşturulmasının zorunlu olduğunu dile getirerek, Kartal’da yapımına başlanan adalet sarayının planlanması sırasında cumhuriyet başsavcıları ve hakimlerin görüşlerinin alındığını söyledi.

198 milyon YTL’ye ihale edilen yapım işinin KDV dahil 300 milyon YTL’yi bulacağını belirten Çiftçi, inşaatın 3 yıl içinde tamamlanmasının planlandığını söyledi.

Çiftçi, adalet sarayının 360 bin metrekare kapalı alan olarak inşa edilmesinin planlandığını ifade ederek, şöyle konuştu: “Adalet sarayında 325 adet duruşma salonu olacak. Bir adet cumhuriyet başsavcısı, 307 cumhuriyet savcısı, 20 cumhuriyet başsavcı vekili, 380 hakimin çalışacağı binada, yaklaşık 5 bin personel görev yapacak. Binaya günde yaklaşık 100 bin kişinin giriş çıkış yapacağı düşünülmüştür.’’

/ İSTANBUL

01.09.2006


 

İEF 75. kez kapılarını açıyor

İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF), bugün 75. kez kapılarını açacak.

1-10 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek 75. İEF için, Lozan Meydanı’nda tören düzenlenecek.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun ev sahipliği yapacağı törene, Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve Devlet Bakanı Mehmet Aydın’ın katılımları bekleniyor.

Onur konuğu ülke Kazakistan’ın Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Başkan Vekili Abduyeviç Sabirova ile 10 ülkenin bakan ve bakan düzeyindeki temsilcilerinin yanı sıra onur konuğu il Uşak, Vali Kayhan Kavas başkanlığındaki kent protokolüyle fuar açılışında hazır olacak.

10 Eylülde kapanacak fuarda, yağış olmaması halinde geçen yıl bir milyon 200 bin kişi olan ziyaretçi sayısının aşılarak, bir milyon 500 bine ulaşılması hedefleniyor.

YENİ ASYA / İZMİR

01.09.2006


 

Elma ağaçları çiçek açtı

Karaman’da elmalar hasat edilmeden çiçek açan elma ağaçları bahçe sahibini şaşırttı.

Yıllardır elmacılık yaptığını anlatan Ali Yavuz, Çeltek Mahallesi Cezaevi yolu üzerindeki bahçesinde bulunan ağaçlardan bazılarının çiçek açtığını belirterek, “İlk defa bu tür bir olayla karşılaştım. Ağaçlara baktığımda şaşırdım. Çünkü ağaçlarda çiçek vardı. Bu elma ağaçları yazlık elma. İlk önce çiçek açar, meyvesi erken olur. Şimdi bu ağaçları takibe aldım. Bu çiçeklerden elma olursa belki ilk defa senede iki kere elma ağacından ürün alan çiftçi olacağım” dedi.

/ KARAMAN

01.09.2006


 

Hanımların halı yıkama derdi bitti

Hanımlarının en büyük derdi olan ve sakatlanmalarına bile yol açan elde hayı yıkama derdi artık tarihe karşıyor. Halı yıkama makinesi alamayan dar gelirliler de artık halılarını evde yıkamak zorunda kalmıyor. Türkiye’de son yıllarda açılan halı yıkama yerleri hanımların imdadına yetişti. Bu yerler hanımlar tarafından büyük ilgi görüyor.

Metrekaresi 2 YTL’ye halılar evden alınıp büyük bir özenle yıkanıyor ve kurutulduktan sonra sermeye hazır bir şekilde yeniden evle servis ediliyor. Halıların yılda iki kez (ikbahar ve sonbahar temizliği) yıkanması göz önüne alındığında halı yıkama hanımlar için en eziyetli ev işlerinin başında geliyor.

Özellikle şehirde oturanlar için halı yıkamak başlı başına büyük bir sorun teşkil ediyor. Sokak ortasında bin bir güçlükle halı yıkamak, hanımlar için büyük bir eziyete dönüşüyor. Suyu yiyince ağırlaşarak yerinden kalkmaz hale gelen halılar hanımların sakatlanmasına yol açıyor. Yıkanmış halıların kurutulması ise apayrı bir sıkıntı oluşturuyor. Hava yağışlı olduğu taktirde ise kuruması günler alabiliyor.

Sakarya’da halı yıkama işiyle uğraşan Sakarya Halı Yıkama Merkezi sahipleri olan Sacid-Bülent Akman kardeşler hanımların ilgisinden oldukça memnun. Akman kardeşler, yoğun ilgi üzerine bilgisayar kontrollü tam otomatik halı yıkama makinesi yaptırarak, daha çok halıyı daha temiz ve el değmeden yıkama hizmeti veriyor. Halılar evden alındığı gibi kırmadan, zedelemeden, çiğnenmeden makineye veriliyor, ortalama 4.5 dakika sonra yıkanmış, yüzde 90 kurumuş ve ütülenmiş olarak çıkıyor. Kullanılan şampuanlar ise özel olarak seçiliyor.

/ SAKARYA

01.09.2006


 

Altı ayda bir diş hekimine gidilmeli

Ağız ortamında bulunan bakteri plağının etkileriyle dişlerde olumsuz değişiklikler meydana geldiğini belirten uzmanlar, bunun önlenmesi için, günde en az iki defa dişlerin fırçalanmasını ve 6 aylık rutin diş hekimi muayenelerinin aksatılmamasını öneriyor.

Bursa Sağlık İl Müdürlüğü Ağız ve Diş Sağlığı Şube Müdürü Dr. Nagihan Bedir, diş sağlığıyla ilgili görülen rahatsızlıklar ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.

Dişin kron kısmında, en dış tabakası sert, sinir hücresi içermeyen, kalsiyum tuzlarından oluşan kristal yapıda mine tabakası bulunduğunu belirten Bedir, “Dişlerin oluşumu anne karnında başladığı için anne adayı hamilelik sırasında, emzirme süresince veya çocuklar dişlerin gelişimi ve sürmesi sırasında tetrasiklin türevi antibiyotik kullanırsa, bebeğin dişlerinde sarı-kahverengi renklenmeler olur. Dişlerin oluşumu zamanında geçirilen yüksek ateşli hastalıklar, metabolik bozukluklar, genetik faktörler gibi nedenlerle dişlerin mine tabakasında beyaz odaklar ve renklenmeler olabilir. Ağız ortamında bulunan bakteri plağı, karbonhidratlı yiyeceklerden asit oluşturarak mine tabakasında çürük meydana getirmektedir. Bu aşamada çürük, dişte sızı ve ağrı şikayeti yapmadığı için kişi tarafından fark edilmez.” diye konuştu.

Rutin dişhekimi muayenelerinde çürüğü teşhis eden hekim tarafından yapılan dolgu ile sorunun ilerlemeden çözümleneceğini anlatan Bedir, diş çürüğünün önlemesinin çok basit olduğunu belirterek diş sağlığı için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: “Günde en az iki defa dişlerimizi fırçalamak, arayüz çürüklerinden korunmak için diş ipi kullanmak, şeker türevi yiyecekleri ana öğünlerden sonra yemek sonrasında dişlerimizi fırçalamak ve 6 aylık rutin diş hekimi muayenelerini aksatmamak.”

/ BURSA

01.09.2006


 

Birçok önemli hastalığın sebebi: Stres

Günlük hayat içinde yoğun iş temposu, insanları zaman zaman çeşitli sebeplerden dolayı strese sokuyor. İnsanlarda görülen çok sayıdaki hastalığın meydana gelmesinde önemli rol oynayan aşırı stresin, sigara kadar zararlı olduğu belirtiliyor.

Son yıllarda artış gösteren hastalıkları inceleyen bilim adamları, tedavi edilebilir veya tedavisi mümkün olmayan bir çok hastalığın ana sebebi olarak stresi gösteriyor. İnsanlığın geleceği ve sağlığını sigaradan sonra en çok stresin tehlikeye soktuğunu belirten bilim adamları, stresi yenmenin tedavisinin ise stresten uzak durmakla mümkün olabileceğini kaydediyor. Üzüntüye sebep olabilecek derecede strese giren insanların çok kolaylıkla kansere yakalanabileceğini söyleyen Psikiyatrist Dr. Elif Günkar, insanların stresten uzak durmasını tavsiye etti.

Tıbbın henüz kesin çare bulamadığı şeker hastalığı ile sinirsel ve ruhsal bozukluğa neden olan stres, insanda aşırı şekilde görülmesi halinde mide, on iki parmak bağırsağı ülseri, kanser gibi tedâvisi uzun süren rahatsızlıklara sebep olabiliyor. Stres, tansiyon hastasında da tansiyonun aşırı yükselmesine etki edebiliyor. Şehir hayatında daha sık rastlanan bu hastalıkların stresten kaynaklandığını ifade eden uzmanlar, aşırı stresin zaman zaman ölümlere yol açabildiğini belirtiyor.

Stresin, insana yaklaşık 4 bin tane zehir bırakıp, tüm vücutta zamanla yüzlerce hastalığa sebep olan sigara kadar zararlı olduğunu anlatan Elif Günkar, stresin tehlikeli bir bomba olduğunu vurguladı. Günkar, şunları söyledi: “Stresin çeşitli türleri vardır. İnsanın davranışlarını etkileyen her şeye stres sebep olabilir. Meselâ, hastalığı olan bir insanın iyileşemeyeceğine inanması, tansiyonu olanın tansiyonunun düşmeyeceğine inanması, şeker hastasının şekerinin düşmeyeceğine inanması stres oluşturur ve tansiyon ile kan şekerinin düşmemesine sebep olur. Stres karşısında insanda vücut direnci düşebilir. Bu durumda hastalıkların iyileşmesi ağırlaşır ve kimi zaman ölüme bile sebep olabilir.

/ SAMSUN

01.09.2006


 

Rafting yap, çığlık at, stresi yen

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Ak, rafting gibi adrenalini yüksek spor dallarının, stresle mücadelede çok etkili olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Ak, her türlü sporun stresi azaltma etkisi bulunduğunu belirterek, ‘’Günümüz insanı hayatının her alanında yoğun strese maruz kalmaktadır. Aile, iş, eğitim gibi yaşamın içinde olan bir çok etken, insanın sinir sistemini etkiler’’ dedi.

Stresle mücadele etmenin birçok yolu bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Ak, ‘’Bu mücadele yollarından en kolay ve etkili olanı spordur. Her türlü sportif faaliyet stres atmada etkilidir. Ancak stresle mücadelede adrenalini yüksek spor dalları çok daha etkilidir’’ diye konuştu.

Prof. Dr. Ak, yapılan spor dalında stres ve heyecan ne kadar yüksekse adrenalin salgısının da o kadar fazla olacağına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

‘’Sporun stresle mücadelede olumlu etkisi olur. Heyecanın yükselmesi kişiyi olumlu etkiler, üzerindeki stresi boşaltmasını sağlar. İnsanın deşarj olabileceği en iyi alanlardan biri spordur. Örneğin adrenalini yüksek rafting, bedeni yorarken ruhu ve beyni dinlendirir. Rafting sırasında katılımcıların bağırması, çığlık atması, o kişilerin stres atmasını sağlar. Raftingde beden yorulur, ancak beyin dinlenir. Beden yorgunluğu bir ya da iki gün dinlenmeyle geçer fakat beyin yorgunluğunun geçmesi daha fazla zaman alır. Bu tür sporlar depresyona iyi gelir, hatta tedavi edici etkisi de vardır.’’

Tatilde denize girmek ya da güneşte yatmanın dinlenmek anlamına gelmediğini ifade eden Prof. Dr. Ak, ‘’Gerçek dinlenme beyin ve ruhu dinlendirmektir. Bu da ancak stres atarak mümkündür. Stres atmanın etkili yolu, adrenalini yüksek sporlardır’’ dedi.

/ TRABZON

01.09.2006


 

Sigara içen annenin bebeği zayıf doğuyor

Selçuk Üniversitesi’nde (SÜ) yapılan bir araştırmada, hamilelik döneminde sigara içen annelerin bebeklerinin yüzde 23’ünün, normalden daha zayıf olarak dünyaya geldiği ortaya çıktı. Prof. Dr. Selma Çivi, “araştırmamızda hamilelikte içilen sigaranın, her çocuktan ortalama 130 gram aldığını tespit ettik” dedi.

Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Selma Çivi, insan vücuduna birçok zararı olduğu bilinen sigaranın hamile kadınların çocukları üzerinde ne derece etki yaptığını ortaya çıkarmak için bir araştırma yaptıklarını, anket uyguladıkları hastalardan aldıkları sonuçları yeni doğan çocuklarının tahlil ve test sonuçlarıyla karşılaştırdıklarını belirterek, bu karşılaştırma sonunda, sigaranın genel olarak insan sağlığına ve özellikle anne karnındaki çocuğa zararı açısından çok çarpıcı sonuçlara ulaştıklarını kaydetti. Araştırma sonucunda hamilelik döneminde devamlı sigara içen yüzde 2.5 oranındaki kadınların çocuklarının, sigara içmeyen annelerin çocuklarına göre daha zayıf olarak dünyaya geldiğini belirlediklerini anlattı.

/ KONYA

01.09.2006


 

Kur’ân bülbülleri yarıştı

Bediüzzaman Eğitim Kültür ve Sanat Vakfının düzenlemiş olduğu yaz dönemi Kur’ân kursu düzenlenen Kur’ân-ı Kerim ve bilgi yarışmasıyla sona erdi.

Kurs öğrencilerinden Ömer Zorlu’nun takdimini yaptığı Program Muhammed Ünverdi’nin okuduğu Aşr-ı Şerif’le başladı. Açılış konuşmasını Eğitimci Said Yetim yaparak toplumun Kur’ân ahlâkına muhtaç olduğuna ve Kur’ân Kursu’nun faydalarına dikkat çekti.

Kurs öğrencilerinden oluşan ilâhî korosu izleyenlere güzel dakikalar yaşattı. Kurs öğrencilerinden Mustafa Çerçi Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin vecizelerinden güzel bir demet sundu. Ömer Honça, Furkan Yetim, Ahmet Kırmızı ise okudukları şiirlerle dinleyenlerin beğenisini kazandı.

Burak Göçer ve Muhammed Kaya âyet ve hadisler sunarken, kendisi küçük ama yüreği büyük olan kardeşimiz İsmail Mermer “Büyüklerim durun beni maddecilik çukuruna atmayın. Kendinize acımıyorsanız bana acıyın. Doğruyu bilmek gerçeği görmek istiyorum ne olur bana yardım edin” diyerek insanlığın giderek maddeciliğe yöneldiğine dikkat çekti.

Yarışmada ise öğrenciler Kur’ân okuma, iman, itikat ve siyer konularında yarıştılar. Yarışmada jürinin yaptığı değerlendirmeler sonucu Furkan Yetim birinci, Burak Göçer ikinci, Sedat Yetim üçüncü oldu. Program sonunda yarışmacılara ödülleri aileleri ve kurs öğretmenleri tarafından verildi.

Program Muhammed Enes Akyüz’ün okuduğu duâyla son bulurken programın kapanış konuşmasını yapan din görevlilerinden İsmail Zorlu bu tür programların devam edeceğini, gençliğimizin ancak Kur’ân-ı Kerim ve Risâle-i Nurlarla hayat bulacağın, ruhumuzun ve kalbimizin ancak bu şekilde huzura erişebileceğini ifade etti.

Zübeyr ZORLU / ŞANLIURFA

01.09.2006


 

İHH, Madagaskar’a yardım ulaştırdı

İHH, Afrika Yardım Programı dahilinde Hint okyanusunun en büyük, dünyanın dördüncü büyük adası olan Madagaskar’daydı.

3-11 Ağustos tarihleri arasında, 19 Afrika ülkesinde devam eden proje çalışmaları kapsamında Madagaskar’da yardım çalışması gerçekleştiren İHH yardım ekibi 11 ayrı yardım projesinin de fizibilite çalışmalarını yaparak Türkiye’ye döndü. Madagaskar’ın başşehri Antananarivo ve Adanın doğusunda bulunan Tamatav şehirlerinde 2000 aileye içerisinde 5 kilo pirinç, 1 teneke sıvı yağ ve şeker bulunan gıda paketleri dağıtımı yapıldı.

İHH yardım ekipleri Madagaskar programı çerçevesinde önümüzdeki dönem içerisinde hayata geçirmeyi düşündükleri projeleri de yerinde inceleme fırsatı buldular. Bunların başlıcaları arasında; Madagaskar İslâm Üniversiteleri Mezunlar Derneği’nin eğitim ve kalkınma projeleri, Kur’ân-ı Kerim tercümesi, yetimlerin eğitim projesi, okul inşası, cami inşası, Ramazan ve kurban yardım dağıtım programları ve Madagaskar Müslümanlarının en büyük hayali olan başşehir Antananarivo’da İslâm merkezi inşası projeleri.

YENİ ASYA

01.09.2006


 

IUR 9. yılına 4 Eylül’de başlıyor

1997 yılından beri istikrarlı bir şekilde, her gün akademik seviyesine yeni bir şeyler katarak devam eden Rotterdam İslâm Üniversitesi (IUR), 4 Eylül 2006 tarihinde 9. Akademik Yılını başlatacak.

IUR, lisans ve master derecelerinde eğitim verdiği gibi, başta Arapça, Hollandaca ve Osmanlıca olmak üzere dil kursları; Temel İslâmî Bilimler Sertifika programı ve de Hat sanatı ve ebru gibi konularda kurslar da düzenlemektedir. Açılış programı IUR Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akgündüz’ün IUR’nin resmî tanınması ile ilgili son gelişmeler Tarama Raporunun olumlu neticelerini açıklayacak konuşması ile başlayacak. IUR Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Zıjderveld’in Müslümanların sahip olduğu akademik bir kurumun önemi, misyonu ve vizyonu hakkındaki konuşması ve Müslümanlar için yüksek öğretimin önemi ile alâkalı konuşması ile devam edecek.

YENİ ASYA / ROTTERDAM

01.09.2006


 

75 bin nüfuslu Kilis’te su sıkıntısı çekiliyor

Kilis, her yaz döneminde olduğu gibi bu yıl da susuzluk çekiyor. İnsanlar ellerinde bidonlarla kaynak suyu arıyor ve uzun süre sıra bekliyor.

Köylere bile içme suyunun götürüldüğü günümüzde KÖYDES Projesi için illere binlerce YTL yatırım yapılırken 75 bin’e yakın nüfusu olan Kilis’te geçmişe dayanan ihmallerin faturasını vatandaş ödüyor. Ellerinde bidon ve şişelerle kadınlı erkekli evlerine su taşıyan Kilisliler, soruna çözüm konusunda yetkililerden yardım istiyor. Yaz aylarının başında Kilis Belediyesi tarafından şehir sebekesine verilen baraj suyunun içinde materyallerin bulunması baraj suyunu arıtmayı zarurî kılmış ve Belediye kendi imkânlarıyla arıtma tesisi kurmak amacıyla çalışmalara başlamıştı. Belediye Başkanı Abdi Bulut, belediye olarak çözüm için her türlü yolu denediklerini dile getirdi.

/ KİLİS

01.09.2006


 

‘Her şey dahil’ riskli

Gıda Güvenliği Derneği, tatil köyleri, oteller ve turistik tesislerde son yıllarda yaygınlaşan ‘Her Şey Dahil’ uygulamasında sunulan yemeklerin önemli bölümünün sağlık açısından ciddî risk taşıdığını ileri sürdü.

Bazı işletmecilerin maliyetleri azaltmak için bir ürünü üçer beşer kez kullanabildiğini ileri süren Dernek Başkanı Samim Saner, şunları kaydetti: ‘’Birçok yerde adeta gıda terörü var. Bir ürün artıyor ertesi gün ezip dolmada kullanıyorlar. Denetim yok, kontrol yok. Biz de gidip günlerce değişik işlemlerden geçirilmiş ürünleri tüketiyoruz. Bu nedenle her şey dahil uygulamasında hangi gıdanın sağlıklı olup olmadığını kestirmek bizim açımızdan bile zor.

/ KONYA

01.09.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004