BM Güvenlik Konseyi kararı çıktığı ve ilgili tarafların hepsi “Gelsin” çağrısında bulunduğu halde, sadece Türkiye değil neredeyse bütün ülkeler, Lübnan’a asker göndermede tereddütlü. Bu tereddütün en önemli sebebi İsrail... İsrail’e karşı güvensizlik hemen her ülkede fark ediliyor.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’e, “Rehin alınan askerlerin aileleri sizinle görüşmek istiyor, ama ne olur görüşmeyi gizli tutalım” dedikleri halde, en ince ayrıntılarına kadar konuşulanları medyaya sızdıran yine İsrailliler oldu. Gelin de ‘güven’ duyun bakalım.
Daha vahim bir ‘güven bunalımı’ geçtiğimiz günlerde Amerikan medyasına yansıdı.
İtibarlı Washington Post (WP) gazetesinin Pulitzer ödüllü savunma muhabiri Thomas E. Ricks Irak Savaşı’yla ilgili bir kitap yazdı: ‘Fiasco: The American Military Adventure in Iraq’ (Fiyasko: Irak’taki Amerikan Askerî Macerası). Piyasaya çıkar çıkmaz ABD’yi sarsan kitap yazarını da gündemin ortasına oturttu.
6 Ağustos günü CNN’de yayınlanan bir programda, kendisine yöneltilen “Lübnan’da sivil kayıplar” üzerine bir soruya cevap verirken, WP muhabiri Ricks, şaşırtıcı bir iddiayı dile getirdi: “Bazı Amerikalı askerî yorumcular, Hizbullah füzelerine İsrail’in kasıtlı olarak dokunmadığı kanaatindeler. Üzerlerine füze yağdığı sürece Lübnan’daki operasyonlarında moral eşitliğe sahip olacaklarına inandıkları için...”
Şaşırtıcı değil mi? WP muhabirinin bu dehşetengiz ifşaatına, kendisi de WP’de çalışan CNN programı sunucusu Howard Kurtz da şaşırmış olmalı ki, “Dur bir dakika” müdahalesinde bulunuyor: “Şimdi sen, Hizbullah’ın elindeki ateş gücünü muhafaza etmesine İsrail’in kasıtlı olarak göz yumduğunu mu söylüyorsun; İsrailli sivillerin ölmesi PR açısından yardımcı olacağı için?” Ricks’in, “Evet, askerî yorumcular bana aynen bunu söyledi” cevabı üzerine Kurtz şu sözleri de ekliyor: “Kendi tarafındaki insanların ölmesinin senin lehine olmasına dair olağanüstü bir tanıklık bu.”
İsrail’in kendi sivillerinin ölmesini getiren bir taktik uygulaması önemli bir iddia elbette. Böyle bir iddia, İsrail’e ters bakmayan bir gazetenin ödül sahibi bir muhabiri tarafından CNN gibi dünyanın her tarafında izlenen bir kanalda dile getirildiğinde Olmert Hükümeti’nin derhal yalanlama yoluna gitmesini bekliyorsanız, yanıldınız. İfşaatla ilgili hiçbir resmî itiraz sesi işitilmedi.
Bir süre sonra, sunucu Kurtz, izleyicilerin karşısına şu açıklama ile çıktı: “İki hafta önce, WP Pentagon muhabiri Tom Ricks, bizim programda, İsrailli sivillerin ölmesi savaşta moral eşitlik sağlayacağı için İsrail’in bazı Hizbullah füze rampalarına dokunmadığını ABD askerî yorumcularının kendisine anlattıklarını söylemişti. New York’un eski belediye başkanı Ed Koch’un mektubuna cevaben Washington Post yayın yönetmeni Len Downie, ‘O tür açıklamalar yapmamasını Ricks’ten rica ettiğini’ bildirmiş. Ricks de, bir gazeteye, yorumcuların sözlerini ifadelerine sâdık kalarak aktardığını anlattıktan sonra, ‘Ancak, keşke söylemeseydim, bundan sonra bu konuda çenemi kapalı tutacağım’ demiş...”
Amerikalı gazetecinin askerî yorumculardan aktardıkları doğru olmalı ki, sözlerini yalanlayan yok; bütün yapılan, o doğru bilgiyi tekrarlamaması için gazetecinin ağzına fermuar takmak... Bu ifadeler, bir tık ötede, ‘Reliable Sources’ (güvenilir kaynaklar) programının internet sitesinde, aynen duruyor.
Filistin ve Lübnan’a eşzamanlı saldırılarını, kaçırılan üç askerini geri almak için başlattığını açıklamıştı İsrail. Askerleri geri almak için başlattığı harekâtta İsrailli sivillerin ölümüyle sonuçlanacak bir taktik uygulamış aynı İsrail... Kendi vatandaşını düşünmeyen bir siyasî anlayış başkalarının hayatına beş kuruşluk önem verir mi?
Lübnan’a asker göndermesi beklenen ülkelerin tereddütleri biraz da İsrail’in bu tür taktiklerini bilmeleri yüzünden olmalı...
Haklı bir tereddüt bu.
Yeni Şafak, 26 Ağustos 2006
|