Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 24 Ağustos 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Dünya

 

ABD'li diplomat: Kürtlerin bağımsızlığı kaçınılmaz

ABD’nin eski Hırvatistan Büyükelçisi ve Irak konusunda uzman olan Peter Galbraith, Irak’ın kuzeyindeki yerel Kürdistan yönetiminin bağımsızlığını ilan etmesinin kaçınılmaz olduğunu ve Türkiye için en iyi stratejinin, Kürtlerle ilişkileri iyi tutmak olacağını söyledi.

ABD’nin başşehri Washington’da bulunan Ortadoğu Enstitüsü’nde bir konuşma yapan Galbraith, Irak’ın bölünmüş bir ülke olduğu gerçeğinin de kabul edilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Irak zaten bölünmüş durumda. ABD yönetimi de aksini iddia etmiyor veya Irak’ı yeniden birleştirmeye çalışmıyor” diye konuştu. Irak’ta bütünlük sağlayabilmek için “tek bir millet anlayışı” gerektiğini, ancak bu anlayışın da da Irak’ta var olmadığını söyleyen Galbraith, “Kürtler, Irak’ın bir parçası olmak istemediklerini zaten en baştan belirtmişti. 1991 yılından bu yana zaten bağımsız bir Kürdistan var” dedi.

Bu bölgede Irak bayrağının yasak olduğunu ve Irak ordusunun izinsiz bölgeye giremediğini kaydeden Galbraith, “Kürtler’in bağımsız bir ülkeden tek farkı Birleşmiş Milletler’e üye olmayışı” diye konuştu.

Irak’ı tekrar birleştirmek için isyancıların silâhsızlandırılması, sivil savaşa son verilmesi ve Kürtler’in bağımsızlıktan caydırılması gerektiğini söyleyen Galbraith, “Bu seçenekleri yerine getirmek de mümkün gözükmüyor” dedi.

Kürtler’in bağımsızlığını ilan etmesine, Türkiye’nin tepkisi sorulan Galbraith, “Türkiye önemli bir güç. Türkiye Kürt konusunu hep kendisi için tehdit gördü ancak bu yaklaşım değişmeye başladı” diye konuştu.

Türkiye’de Kürtler’in bağımsızlığının önlenemeyeceğinin farkında olan önemli bir kesimin olduğuna dikkat çeken Galbraith, “Bu kesim Kürdistan’ın er ya da geç bağımsızlığını ilan edeceğinin farkında. Türk ordusunun Kuzey Irak’a müdahale etmesinin iyi bir fikir olmadığının ve böyle bir durumda başarısız olma ihtimali bulunduğunun farkında. 5 bin kişilik PKK ile mücadele edilmekte zorlanıyor. 100 bin kişilik peşmerge ile mücadele daha zorlu olacaktır. Türkiye’nin Kuzey Irak’a müdahalesinin ABD ve AB ile ilişkileri bozacağının da farkındalar” dedi. Türkiye için en iyi stratejinin K. Irak’taki Kürtler’le ilişkileri iyileştirmek olduğunu belirten Galbraith, Türkiye ile yerel Kürdistan hükümetinin ilişkilerinin seyrinin de giderek iyileştiğini belirtti.

Büyükelçi Galbraith, bir gazetecinin, “Türkiye’deki Kürtler bağımsız bir Kürdistan’a katılmalı mı?” sorusuna verdiği cevapta ise “Türkiye’deki Kürt sorunu bir sivil haklar sorunu ve Türkiye bu konuyla ilgili başarılı adımlar atıyor. Bir çok Türkiyeli Kürt ileride AB’nin bir üyesi olacak Türkiye’nin bir parçası olarak kalmanın kendileri için çok daha avantajlı olacağının farkında. Kaldı ki Kuzey Iraklı Kürtler’in daha büyük bir Kürdistan gibi bir istekleri de yok” diye konuştu.

/ WASHINGTON

24.08.2006


 

Terörle savaş Tahran’a yaradı

İngiltere’deki bir düşünce kuruluşu, ABD Başkanı George Bush’un ‘’terörle savaş’’ının İran’ın Orta Doğu’daki nüfuzunu artırdığını bildirdi. Uluslararası İlişkiler Kraliyet Enstitüsünün (RIIA) raporunda, terörle savaşın İran’ın Orta Doğu’daki durumunu güçlendirdiği, komşularında istikrar sağlanmadığı sürece de bu gücün artmaya devam edeceği belirtildi.

Raporda, Irak ve Afganistan’daki savaş ile İsrail’in Filistinliler ve Hizbullah’la çatışmalarının İran’ı ‘’hatırı sayılır bir güce ulaştırdığı’’ ifade edildi. ABD’nin törerle savaş kapsamında İran’ın bölgedeki iki muhalif hükümetini; Taliban ve Saddam Hüseyin rejimini devirdiğine, ancak bunların yerine tutarlı ve istikrarlı bir siyasi yapı oluşturmakta başarısız olduğuna dikkat çekilen raporda, İran’ın bölgede oluşan siyasi boşluğu hızla doldurduğu ve şu an sahip olduğu nüfuzun küçümsenemeyeceği vurgulandı.

RIIA, ABD’yi de İran’ın bölgedeki yeni etkisinin Tahran yönetimine karşı koymayı daha da zorlaştırdığı yolunda uyararak, İran’ın siyasi, ekonomik, dini, ve askeri sebeplerle hafife alınmayacak kadar önemli olduğunu vurguladı.

/ LONDRA

24.08.2006


 

Bush: Barış Gücü askeri, Hizbullah ile savaşsın

Ankara’da Barış Gücü ile ilgili yapılan değerlendirmeler sırasında Hizbullah’ın silâhsızlandırılması çalışmalarına katılmama yönündeki hassasiyet ön plana çıkarken, ABD Başkanı George Bush’un “Yeni bir BM kararı alınarak, barış gücüne silâhsızlandırma misyonunun da verilebileceği” şeklindeki konuşması ve ardından yaşanabilecek gelişmeler yakın takip altına alındı.

Ankara’da yapılan değerlendirmeler sırasında Hizbullah’ın silâhsızlandırılması çalışmalarına katılmama yönündeki hassasiyeti ön plana çıkarken, ABD Başkanı George Bush’un ‘’yeni bir BM kararı alınarak, barış gücüne silahsızlandırma misyonunun da verilebileceği’’ yönündeki konuşması ve ardından yaşanabilecek gelişmeler takip altına alındı. ABD Başkanı Bush, Lübnan’da ateşkesin sürdürülmesi için uluslar arası gücün bir an önce konuşlandırılması gerektiğini vurgulayarak, uluslar arası gücün görev yetkililerini belirlemek üzere Birleşmiş Milletler’den yeni bir karar çıkarılabileceğini de söylemişti.

BM’NİN GÜNDEMİNDE İKİNCİ

BİR KARAR TASARISI YOK

Bu arada BM Güvenlik Konseyi’nin 1701 sayılı kararının, Güney Lübnan’da konuşlanmasını öngördüğü genişletilmiş BM barış gücü UNIFIL’e katkıda bulunmayı düşünen ülkeler BM’de biraraya gelmedi. BM kulislerinde, üye devletlerin temsilcilerinin AB’nin bugün ve Cuma günü konuyla ilgili yapılacak toplantılardan çıkacak sonucu beklediği konuşuluyor.

Konuyla ilgili sorular üzerine BM Sözcüsü Stephane Durrajic, katkıda bulunmayı düşünen ülkelerin resmi bir toplantıda buluşmadıklarını söyledi. Ancak Sözcü, BM’nin Barış Koruma Operasyonları Bölümünün güce katkıda bulunmayı düşünen Avrupalı ve Avrupalı olmayan ülkelerle ikili temaslarının devam ettiğini vurguladı.

Durrajiç ‘’konuyla ilgili tartışmalar çok aktif bir şekilde devam ediyor’’ derken, bölgede durumun ‘’çok kırılgan’’ olduğunu ve UNIFIL’in acilen takviye edilmesi gerektiğini söyledi.

BM Sözcüsü, Malezya, Bangladeş ve Endonezya gibi İsrail’i diplomatik olarak tanımayan ancak güce katkıda bulunmayı düşünen ülkelerin UNIFIL’de yer alıp almayacaklarını soran bir gazeteciye, ‘’Oluşturulacak uluslar arası güç, sorunun taraflarının gözünde askeri ve siyasi olarak meşru olmalıdır’’ dedi. Gana Büyükelçisi, Lübnan’a konuşlandırılması düşünülen güçle ilgili ikinci bir karar tasarısın BM Güvenlik Konseyi’nin gündemine gelip gelmediğini soran gazetecilere, ‘’Hayır, bu konu henüz tartışılmadı’’dedi.

/ ANKARA

24.08.2006


 

Af Örgütü: İsrail sivilleri kasten vurdu

Uluslararası Af Örgütü, İsrail’i, Lübnan’da Hizbullah’a karşı yürüttüğü operasyon sırasında kasten sivil hedeflerini vurmakla suçladı. Örgütün yayınladığı raporda, İsrail’in bu operasyon sırasında gıda satışı yapılan dükkanları kasıtlı olarak vurduğu, yardım konvoylarını kasten engellediği, halkı kaçmaya zorlamak için hastanelerle su ve elektrik santrallerini hedef aldığı belirtildi.

İsrail’in söz konusu eylemlerinin, maddi hasar vermekten çok askeri stratejinin ayrılmaz bir parçası olduğu ifade edilen açıklamada, Birleşmiş Milletlere de uluslar arası insan hakları yasasının her iki tarafça ihlalinin araştırılması için hızla bağımsız bir soruşturma başlatması çağrısında bulunuldu.

Raporda, İsrail’in 12 Temmuz-14 Ağustos tarihleri arasında Lübnan’da 7 bini aşkın hedefe karşı 7 binden fazla hava saldırısı düzenlediği, bu operasyonlarda doğrudan sivil hedeflere saldırılmış olabileceği, bu tür eylemlerin savaş suçu olduğu kaydedildi.

Raporda, İsrail donanmasının 2500 civarında bombardıman yaptığı, Lübnan hükümetine göre kilit öneme sahip 31 altyapı tesisinin tamamen ya da kısmen yıkıldığı, 25’ten fazla benzin istasyonu ve 900 işyerinin vurulduğu, 300 binden fazla ev ve büronun hedef alındığı bildirildi.

/ LONDRA

24.08.2006


 

Katsav taciz ve rüşvetten sorgulandı

Polis müfettişleri, İsrail Cumhurbaşkanı Moşe Katsav’ı resmî konutunda cinsel taciz ve rüşvet iddilarıyla ilgili olarak sorguladı. Cumhurbaşkanlığı’nda önceden çalışan iki kadın görevli, Katsav’ın kendilerine cinsel tacizde bulunduğunu iddia etmişti.

Şikayetçilerden biri, Cumhurbaşkanı’nın mahkumları affetme yetkisini kullanma karşılığında rüşvet aldığını da öne sürmüştü. Polis, Pazartesi gecesi de Katsav’ın resmî konutunun aramış; bilgisayar ve dokümanlara el koymuştu. İsrail Cumhurbaşkanı, iddiaları kesin bir dille reddediyor.

/ KUDÜS

24.08.2006


 

Amerikalılar, ‘Irak-terör bağlantısını’ unuttu

ABD’de yapılan bir kamuoyu yoklamasında, Amerikalıların çoğunun artık ABD’nin Irak’taki savaşı ile geniş çaplı terörle mücadelesi arasında bağlantı görmediğini ortaya koydu.

The New York Times ile CBS News’in yaptığı yoklamaya göre, katılımcıların yüzde 51’i, ABD Başkanı George Bush’un ısrarla aralarında bağlantı olduğunu belirttiği, hükümetin terörle savaşıyla Irak’taki savaşın birbirinden ayrı olduğunu düşünüyor.

/ WASHINGTON

24.08.2006


 

Ava giden İsrail avlandı

Lübnan’ın güneyinde, bir İsrail tankının mayına çarpması üzerine meydana gelen patlamada 1 İsrail askerinin öldüğü bildirildi.

Uydudan yayın yapan El Arabiya ve El Cezire televizyonları, İsrail tankının mayına çarpmasıyla meydana gelen patlamada 3 İsrail askerinin de yaralandığını duyurdu. Televizyon kanalları, haberlerinde patlamanın ne zaman meydana geldiği ya da bilgiyi nereden aldıkları hakkında açıklamada bulunmadı. İsrailli yetkililer ise henüz bu haberlere herhangi bir yorum getirmedi. Bu arada, İsrail gazetesi The Jerusalem Post, İsrail’in iki nükleer denizaltı almak için geçen ay Almanya ile bir anlaşma imzaladığını yazdı. Yeni nükleer denizaltıların kısa süre içinde faal hale geleceği kaydedilen haberde, bedelinin 1,3 milyar dolar olduğu bildirildi.

/ DUBAI

24.08.2006


 

İran’ın cevabı inceleniyor

Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mihail Kamınin, Moskova’nın İran’ın nükleer sorununa siyasi çözüm bulunması için çabalarını sürdüreceklerini söyledi. Kamınin, yaptığı açıklamada, “Rusya, diğer partnerleriyle birlikte İran’ın öneriye verdiği cevap üzerinde çalışıyor” dedi.

Rusya’nın diplomatik çözüm bulma çabalarını sürdüreceğini kaydeden Kamınin, “Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun (UAEK) kilit rolünün korunmasını savunmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Bu arada, Fransa Dışişleri Bakanı Philippe Douste-Blazy, İran’ın BM’nin 5 daimi üyesiyle Almanya’nın yaptığı teklife verdiği karmaşık cevabı incelediklerini açıkladı. Douste-Blazy, France 2 televizyonuna verdiği demeçte, “ Önceki gün geldi. Bu çok uzun ve çok karmaşık bir metin. İnceleyeceğiz” dedi ve bazı İranlı yetkililerin müzakere etmek istediklerini söylediğini duyduğunu, önce cevap metnini okumayı tercih ettiklerini, daha sonra da birkaç gün içinde Amerikalı, Rus, Çinli ve Avrupalı partnerleriyle ne düşündüklerini ve BM Güvenlik Konseyinde ne yapacaklarını söyleyeceklerini kaydetti.

Fransız bakan, BM Güvenlik Konseyinin 31 Temmuzda kabul ettiği kararda, İran’ın 31 Ağustosa kadar bütün uranyum zenginleştirme faaliyetlerini zorunlu olarak durdurmasının istendiğini de hatırlattı.

AB yüksek temsilcisi Javier Solana da İran’ın cevabına ilişkin açıklamasında, İran’ın cevabının özenli ve ayrıntılı bir inceleme gerektirdiğini ifade etmişti.

/ MOSKOVA

24.08.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004