Size demokrasi getireceğiz dediler.. Özgürleştirme vaadi ile yola çıktılar.. Sonuç iç savaş oldu.. Bir ülkeye demokrasi ihraç edilmeyeceğini tüm dünya gördü.. Diktatörleri devirmekle, halkın önüne sandık koymakla demokrasiye geçilmiyor..
Ne yazık ki halkın bedel ödemesi gerekiyor.. 50 yıl, 100 yıl çaba göstermesi gerekiyor..
1946’yı baz alırsak, 60 yıl oldu biz bile hâlâ demokrasiyi oturtamadık..
Tam demokrasiyi benimseyemedik..
Başbakan olanlar sadece bir grup seçmenin tercihi ile o koltuğa oturduğunu kavrayamadı..
Kendilerine karşı olan bir başka grubun varlığını kabul edemediler.. Millet adına diye başlayan nutuklar atmaktan vazgeçemediler..
Protestonun, gösteri yapmanın temel bir hak olduğunu içlerine sindiremediler..
Biz bile zaman zaman patinaj yaparken Irak’a üç yılda demokrasinin geleceğini sanmak hayalcilik olur..
Zaten amaç o değildi.. Amaç bu ülkeyi ele geçirmekti.. Suudi Arabistan gibi ABD’ye tam bağımlı hale dönüştürmekti..
Olmadı..
Muhafazakâr kesimin önde gelen isimlerinden Thomas Friedman; New York Times’daki makalesinde “Savaşı desteklemiş biri olarak, ABD’nin Irak’ta daha fazla kalmasının yararlı olmadığını kavradım” diye yazdı..
Bu sözün tercümesi şu..
İşler sarpa sardı, ufak ufak tüyelim..
Tüymenin ardında başka bir plan da var.. Kuru kuruya tüymek değil bu..
Gelin şöyle bir düşünelim.. Bu görüş, ABD yönetiminde de taraftar bulursa, Bush ikna olursa ne olur?
Yani ABD askeri çekip giderse..
Irak’ta Şiileri, Lübnan’daki Hizbullah’ı destekleyen İran karışır.. Savaşın tarafı olur.. Diğer Arap ülkeleri de işin içine girer..
Yıllarca sürecek olan Şii -Sünni çatışması başlar.. Yani Müslüman Müslüman’ın düşmanı olur..
ABD’nin istediği bu mu?
Son işaretler bunu gösteriyor..
Ne diyor Freidman..
“İç savaş iyice alevlendikten sonra ABD’nin Irak’tan çekilmesi İran’a zarar verecek en anlamlı eylemdir” diyor..
“Iraklı Arapların, İran’a karşı tarihsel düşmanlığı yeniden su yüzüne çıkacaktır “diyor..
Yani, Irak’ı ele geçirip, bütün bölgeye hakim olmaya çalışan ABD bunu başaramayınca ikinci senaryoyu sahneye koymaya hazırlanıyor..
Herkesin herkesle savaştığı bir Orta Doğu.. Böylece kökten dinci terörün de önüne geçilecek.. Birbirine düşenler, Batı’yı unutacak.. Batı karşıtlığı, Batı’ya muhtaçlığa dönüşecek..
Tehlikeli bir oyun değil mi?
Birbirlerini yesinler, zayıflasınlar, küçülsünler..
Ortalığın yakılıp yıkılmasına zemin hazırlamak, sonra gelip onarmak, yeniden harita çizmek..
Arzulanan bu..
Ancak bu senaryonun önünde bir tek engel var..
Petrol..
Savaş sırasında üretimin sürüp sürmeyeceğini kimse kestiremiyor.. Bütün dünyayı saracak bir krizin kapısının açılıp açılmayacağını kimse bugünden hesap edemiyor..
Petrol fiyatını kimse kestiremiyor..
Bu yüzden 133 bin ABD askeri hâlâ Irak’ta duruyor..
Bu yüzden Hizbullah ile İsrail arasına BM askerleri yerleştirilmek isteniyor..
Büyük savaşı şimdilik petrol engelliyor..
Ama şimdilik..
Vatan, 14.8.2006
|