ŞEMDİNLİ iddianamesinde orduya, bazı komutanlara yönelik suçlamalar... Ortalık toz duman. Herkes gergin, ordunun tepkisi ne olacak? Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök dengeli, makul bir açıklama yapıyor. Sonra Atatürk’ün Harbiye’ye girişinin 107. yıldönümü kutlamalarında gazeteciler Org. Özkök’e soruyor:
- Biz Genelkurmay’dan daha sert, muhtıra gibi bir açıklama bekliyorduk?..
Org. Özkök’ün cevabı:
- İlla pata küt mü yapmak lazım? Türkiye birinci sınıf bir ülkedir, bütün kurumlar birinci sınıf gibi oynamalı. Biz de öyle oynuyoruz. Biz masaya yumruğumuzu değil beynimizi, aklımızı, ışığımızı koyarız. Yumruk değil, beynimizi koyarız. (14 Mart 2006, basın)
Birinci sınıf bir cevap! Vurguladığı değerlere dikkat ediniz: Masaya yumruk değil beyin koymak, akıl, ışık...
Bilim, teknoloji, sanat, kültür, üretim, rekabet hepsi bu “birinci sınıf” kategorisinin eserleri...
Maganda terimi
Ama abi öyle değil! Genelkurmay başkanı o kadar da demokrat olmasın! Kodu mu oturtsun! Ben kodum mu oturturum abi! Keleği anlarım ben koçum!.. vs...vs...
Peki bu sözleri “birinci sınıf” kalitesinde görmek mümkün mü? Bu kafanın hâkim olduğu bir Türkiye “birinci sınıf ülke” olabilir mi?!
“Kodu mu oturtmak...” sözü fizik kuvveti yüceltiyor; ayıplanacak, kınanacak, kaba bir ifadedir. Org. Özkök’ün haklı olarak “birinci sınıf” kategorisinin aşağılarında gördüğü “pata küt” jargonun ‘avam’ modeli!
Asker, sivil fark etmiyor... Aslında sosyal sınıf da fark etmiyor. Zor geçinen nice insan vardır ki, kibardır, naziktir, saygılıdır.
Öbür tarafta, ekonominin çok hızlı geliştiği uzun dönemlerde cepleri, hatta depoları ‘mangır’ dolu nice zengin vardır ki, kültürel kaliteleri “birinci sınıf”ın çok aşağılarındadır! Uzunca bir zamandır “maganda” teriminin dilimizde yaygınlaşması ve günlük hayatımızda pek çok örnekleriyle karşılaşmamız bundandır!
“Maganda” çok şeyi ifade ediyor; bir kelime değil, bir terim, bir sosyolojik olgu! Balzac’ın, Dickens’ın romanlarında çoktu bu tipler.
Türkiye geliştikçe küçülüp kaybolacaklar.
Birinci sınıf
Org. Özkök’ü “fazla demokrat” diye veya “Bu kadar da demokrat olmasın abicim!” diye eleştirenler oldu. 27 Mayıs şekavetinde ihtilalcilerin o zamanki genelkurmay başkanı merhum Org. Rüştü Erdelhun’u tutuklayıp hapse attıklarını da sık sık yazdılar!
En azından nezaketsizlikti, kabalıktı bunlar!
Halbuki Org. Özkök, dünyayı tanıyan bir vatansever, vasıflı bir komutan olarak, ülkesinin “birinci sınıf ülkeler” kulvarında bulunmasını istiyor, ona göre davranıyor, herkesin de öyle “birinci sınıf” davranışlar içinde olmasını arzuluyor.
“Kodu mu oturtsun!” demek, Türkiye dünyada üçüncü lige düşsün demektir!
Buna Org. Özkök’ün cevabı:
- Herkes kendisine layık Genelkurmay başkanını özler!
Birinci sınıf bir cevap!
Org. Özkök, bin yıllık kurumlaşma tarihi ve iki yüz yıllık modernleşme tarihi olan Türkiye’nin “birinci sınıf” yönünü yansıtan şahsiyetlerden biridir.
Türkiye’nin lokomotifi yoksul ya da zengin, şehirli ya da taşralı, “birinci sınıf” insanlar ve bu vasıftaki kurumlardır. Yarınki Türkiye “birinci sınıf”ın kalitesine daha fazla sahip olacaktır; diliyle de işiyle de.
Milliyet, 14.8.2006
|