Sokullu Mehmet Paşa Kur’ân Kursu, önceki gün on iki talebesini mezun etti. İki yıllık bir çalışmadan sonra hafız olan öğrenciler, Kur’ân’ın metnini ezberlemek kadar onun içindekileri yaşamak gerektiğinin bilincindeler ve bunu yapmaya gayretli görünüyorlar.
Eminönü Müftülüğü sınırlarından 1980’den bu yana hizmet veren Sokullu Mehmet Paşa Kur’ân Kursu, önceki gün bir hafızlık merasimi gerçekleştirdi. Eminönü Müftü Vekili Lütfü Öksüz, Gaziosmanpaşa Müftüsü Salih Sağlam, Sultanahmet Camii İmam Hatibi Emrullah Hatiboğlu, İstanbul Sultanahmet Vakfı Başkanı İbrahim Ayçiçek, Ahmet Aslanlar, Abdullah Hatipoğlu, İsmail Tuğman gibi kurra hafızları ve öğrencilerin ailelerinin katıldığı merasimde, 2004 yılında hafızlık çalışmasına başlayan on iki öğrenci mezun oldu. Genç hafızlar, hafızlığın öneminin farkındalar ve Kur’ân’ı yaşamaya istekli olduklarını her hallerinden belli ediyorlar.
ASLOLAN KUR’ÂN AHLÂKIDIR
Yemek ikramı ve açılış konuşmasıyla başlayan merasimde Kurra hafızları ve yeni mezun talebeler Kur’ân tilâvetinde bulundu. Müftülüğün ve ailelerin hediye takdimleriyle devam eden merasimde konuşan Sultanahmet Camii İmam Hatibi Emrullah Hatiboğlu, bütün değerlerin kaynağının Kur’ân olduğunu belirtirken, “Onu hayata kazandırdığımız ölçüde aydınlık hayat olacaktır. İnsanlık buna muhtaç. İşte burada okuyanlar da bunu ne derece alabilirlerse topluma o kadar faydalı olacaklardır” dedi. Hafızlığın öneminin Peygamber Efendimizin hadislerinde çok iyi anlatıldığını ifade eden Hatiboğlu, hafızın anne babasının başlarına taç takılacağı, onların nurunun güneşi gölgede bırakacağı, hafızların yakınlarına şefaatçi olacağına dair hadis rivayetlerini hatırlattı. Hafızların Kur’ân’la bağ kurmuş olduklarını söyleyen Hatiboğlu, “Tabiî aslolan onun ahlâkıdır ki, ‘Size apaçık bir nur indirdik’ âyetinde de anlatılan aydınlık böylece ortaya çıkacaktır” sözleriyle Kur’ân ahlâkının önemini vurguladı. Hatiboğlu ayrıca, Kur’ân eğitiminde ailelerin de bizzat gayret edebileceklerini, her evin bir Kur’ân kursu olabileceğini söyledi.
AKADEMİSYEN HAFIZLARIMIZ VAR
Sokullu Mehmet Paşa Kur’ân Kursu Müdürü Hacı Hüseyin Gencer de 1980 yılında açılan bu kursta 83’ten itibaren görev yaptığını belirterek, günümüze kadar dört yüzden fazla hafız yetiştirdiklerini dile getirdi. “Kursumuzda hafızlık eğitimi alan öğrencilerimiz aynı zamanda dışarıdan liseyi bitirme imkânı buluyorlar. Hafızlığını tamamlayan öğrencilerimiz içinden iki yüze yakını üniversite mezunu oldu” diyerek Kur’ân eğitiminin yanı sıra diğer eğitime de önem verdiklerini vurgulayan Gencer, mezunları arasında tıp, ilâhiyat, siyasal bilgiler gibi farklı alanlarda eğitimlerine devam eden, hatta üniversitelerde akademisyen olan öğrenciler olduğunu belirtti. Gencer, sekiz yıllık zorunlu eğitimin, öğrencilerin küçük yaşta gelmelerini engellediği için kendilerini biraz zorladığını da belirtti.
Gaziosmanpaşa Müftüsü Salih Sağlam da önceki görev yeri olan Eminönü Müftülüğünde iken hafızlık çalışmalarına başlayan gençlerin mezuniyetini görmenin kendisini çok mutlu ettiğini belirtti. “İnşallah bütün yavrularımıza Cenâb-ı Hak bu güzelliği nasib eder” diyen Sağlam, hafız olmanın çok önemli bir özellik ve bir lütuf olduğunu ifade etti.
BAŞTA ZORDUR, SONRASI SU GİBİ AKAR
Allah rızası için hafız olmayı istedim. Hafızlık, Kur’ân’ın metnini ezberlemek ve uygulamaktır. Ben de dinimi daha iyi öğrenip uygulamak için bu yolu tercih ettim. Arkadaşlarımın da ifade ettiği gibi başta zorlanırsınız hafızlık yaparken, ilk yüzde yirmi beşi ezberlemek zor olur ama sonrası çok kolay olur, su gibi akar. Nasıl bittiğinin farkında olmazsınız. Üniversiteyi ben de düşünüyorum. Alanımda kendimi geliştirmek daha mantıklı geldiği için ilâhiyatı tercih edeceğim.
HEDEFİM MÜFTÜ OLMAK
Hafızlık sıcak geldiği için Bingöl’deki ailemin yanından bu kursa geldim ve hafızlık çalışmasına başladım. Aileden ayrılmak ilk aylarda biraz zorladı, ama sonra alıştım. Bambaşka birşey hafız olmak. Hem diğer dünya hem bu dünya için güzel birşey. Hafız olmamı ailem de çok istemişti. Bundan sonraki hedefim müftü olmak. Hafızlık güzel bir duygu. İsteyen herkese tavsiye ederim.
HAFIZLIĞIN ZORLUĞU YOK
Ailem İstanbul’da. Üç yılda hafızlığı bitirdim. Ayrıca dışarıdan liseyi okudum. Bu sene ÖSS’ye de girdim. İnşallah bu yıl kazanırım bir yeri. Eğer olmazsa seneye dershaneye giderek hazırlanmayı düşünüyorum. Üniversitede tarih veya edebiyat okumak istiyorum. Tarihe biraz meraklıyım. İstanbul Üniversitesi’ni kazanmak istiyorum. Ailem dindar bir ailedir. Allah razı olsun anne babamdan. Bizi de böyle yetiştirdiler. Ben de böyle bir yolda gitmek, hafız olmak istedim ve sonuçta olduk. İsteyen herkes hafız olabilir, fazla zorluğu yok. Çalıştıktan sonra hem zevkli hem okudukça daha da kolaylaşıyor.
KONSERVATUARDA OKUMAK İSTİYORUM
Adapazarı’ndan hafız olmak için buraya geldim, başladım ve bitirdim Allah’a şükür. Dışarıdan da imam hatip lisesini okuyorum. Seneye son sınıf olacağım. Katsayı problemi olmasına rağmen imam hatip lisesini tercih ettim, çünkü imam hatipli olmak benim için bir ayrıcalıktır. Hafızlık hem bu dünyada, hem de ahirette bize çok büyük mükâfat olduğu için ben de hafız olmayı tercih ettim. Hafızlık bambaşka birşey. Allah tüm Müslüman çocuklara nasip etsin. Liseyi bitirdikten sonra hem ilahiyat hem de konservatuarda okumak istiyorum. Tasavvuf musikisi alanında ilerlemeyi düşünüyorum.
KUR’ÂN-I EZBERLEMEKLE KALMAMALI
Malatyalı bir ailenin oğlu olan on yedi yaşındaki Muhammed Suvaroğlu da niçin hafız olduğunu ve bundan sonraki hedef-lerini şu sözlerle aktardı: "Hem Allah’ın rızasını kazanmak, hem ailem, hem kendim için hafız olmaya karar verdim. İslâmî bir düşünceye sahip olduğumuz için hafızlık bu yolda doğru bir tercih diye düşündüm. Hafız olunca insan kendini başlı başına bir Kur’ân hissediyor. Bir ortamda insanlar bir âyeti oku dediğinde okuyabilmem bana gurur veriyor. İleride inşallah tefsirini yapabilir hale gelmeyi arzuluyorum. Hafızlıkta sadece Kur’ân’ı ezberlemekle kalmamalı. Onun içindekileri tatbik etmedikçe o ilim sayılmaz. Ezberlemekle birlikte tatbik etmek de önemli. Kursum bitti, bundan sonra liseye devam etmek ve inşallah tıp alanında doktor olmak istiyorum. ”
|