Furkan daha 5 yaşında. Henüz ‘r’ harflerini söyleyemiyor; ama 4 ayda Kur’ân-ı Kerim’i okumayı öğrendi. Furkan’ın Kur’ân öğrenme süreci, annesinin Eylül ayında aldığı CD’ler ile başlamış. Fatma Hanım, Kur’ân okumasını düzeltmek amacıyla çalışmaya başlayınca o da öğrenmek istemiş.
Furkan daha 5 yaşında. Henüz ‘r’ harflerini söyleyemiyor; ama 4 ayda Kur’ân-ı Kerim’i okumayı öğrendi. İlk besmelesinden sonraki 3 ayda da hatim indirdi. Onun başarısındaki en büyük pay ise annesi Fatma Türk’e ait. Oğlunun azim ve gayretine hayran kalan Fatma Hanım, Furkan’ı ödüllendirmek için evinde bir hatim töreni düzenledi. Furkan’ın arkadaşlarını ve annelerini dâvet etti. Onlara güzel ikramlarda bulundu. Oğlunun kalbindeki Allah ve Peygamber sevgisinin pekişmesi, gösterdiği başarı ile gurur duyması ve gelecek yaşlarında hatırlaması içindi tüm gayretleri. Gördüğü ilgi ve sevgi yüzünden mutluluktan uçan Furkan ise törenin sonunda hediye olarak getirilen arabaları saymakla meşguldü. Elbette çocuktu o da; ama eski zaman âlimlerinin küçük yaşta ilim sahibi olmasına gıpta ile bakan bizler için “Demek ki, her çocuk, bir mücevher ustası titizliğiyle emek verilip işlendiği takdirde çok harikalar gösterebilirmiş” diyebileceğimiz güzel bir örnek olmuştu.
Furkan’ın Kur’ân öğrenme süreci, annesinin Eylül ayında aldığı CD’ler ile başlamış. Fatma Hanım, Kur’ân okumasını düzeltmek amacıyla çalışmaya başlayınca o da öğrenmek istemiş. Sabahtan akşama kadar işyerinde koşturan Fatma Hanım, eve geldikten sonra da bütün işlerini bir kenara bırakıp Furkan ile Kur’ân çalışmış. Hafta sonlarını da hep bu şekilde geçirmişler. Furkan’ın öğrenmeye başladıktan sonra Kur’ân’a tutkuyla bağlandığını ve çok sevdiğini söyleyen Fatma Hanım, kendisinin de öğrendikçe hediyeler vererek oğlunun gayretini ödüllendirdiğini belirtiyor. Hatta elifba’dan Kur’ân’a geçince de küçük bir ‘geçti töreni’ yapmışlar.
Henüz ‘R’ harfini söyleyemiyor; ama!
Törenin yapılacağı salonu renkli ışıklar, kâğıtlar ve balonlarla süslemişti Fatma Hanım. Yiyecekleri koyduğu tabakları bile çocukların seveceği şekilde seçmişti. En güzel pastaları, kurabiyeleri ve içecekleri hazırlamıştı oğlunun arkadaşları için. Evin altüst olmasına, kırılan dökülen şeylere aldırmıyor; onların bu günü mutlu bir hatıra olarak zihinlerine yerleştirmeleri için güler yüzle hizmet ediyordu.
O güne has özel bir kıyafet giyen Furkan ve arkadaşları, törenin yapılacağı salona tekbir ve salâvat-ı şerifeler okuyarak girdi. Rahlenin başına oturan Furkan, Yasin Sûresi’ni hece hece; ama hiç yanlış yapmadan okudu. İhlâs, Felâk, Nas ve Fatiha’yı da tekbirlerle okuyarak duâsını yaptı. Âminlerden sonra küçük arkadaşlarının tezahüratları başlamıştı: Çok güzel oldu, çok güzel oldu...
Duâ ettim, araba istedim
Kur’ân okumayı seviyorum. Hediye oyuncak almayı ve ödülleri de seviyorum. Peygamberimiz’i çok seviyorum. Bizi yarattığı için Allah’ı çok seviyorum. Duâ ettim, araba istedim, verdi. Şimdi de uçan at istiyorum.
Sorularına bıkmadan cevap verdik
Fatma Hanım, Furkan’ı yetiştirirken nelere dikkat ettiklerini şöyle anlatıyor: Furkan sakin ve uslu bir çocuktur. 3 yaşına kadar babaannesi baktı. 2 yıldır da yuvaya gidiyor. Babasıyla birlikte, oğlumuzun öncelikle güzel ahlâklı, doğru, dürüst, değerlerine sahip iyi bir insan olmasını istiyoruz. Meselâ duâ etmeyi çok önemser. Her şeyi Allah’tan istemesi gerektiğini bilir ve öyle yapar. Bütün sorularına hiç bıkmadan doğru cevaplar vermeye çalıştık.
(Kaynak: Ailem Dergisi)
|