|
Tatil olunca hayatın akışı değişiyor. Temmuz ayı başından itibaren meclis, adliye tatile giriyor. Bütün kamu kuruluşları faaliyetleri rölanti konumuna düşüyor. Vatandaşın devlet dairelerinde bir işi varsa tam anlamıyla bugün git yarın değil, belki yarından daha öte tatilden sonra gel denilecek. Rutin işler görülecek ama karar gerektiren konular hep tatil sonrasına kalacak. Zira bizim bürokraside karar vericiler, imza atcılar vazgeçilmezlerdendir. “Aman bir yanlış yapılmasın” diye vekâlet verdiklerine izin dönüşüne kadar önemli karar gerektiren belgeleri imzalama yetkisi devretmez. Vekâletle makam işgal edenler de “ağrısız başım, tasasız aşım” diyerek “aman sende!!!” diyerek rahatını bozmak istemez.
Hayat durma noktasına gelir. Zaten okullar tatil olunca bütün kamu kuruluşları adı konulmamış tatile giriyor. Bu durum Napolyon’a sorulan meşhur soruyu hatırlattı. Napolyon’a “Bu ülkeyi kim idare ediyor?” diye sormuşlar.
Napolyon “Oğlum” demiş. Lazların merak sorusu var ya “Nassiiiiii?” demişler. Napolyon;
“Oğlum anasını idare ediyor, anası da beni idare ediyor ben de ülkeyi idare ediyorum” demiş.
Aslında bizim ülkeyi de babalar değil çocukları idare ediyor denilebilir. Okullar açıksa hayat ve iş var. Kapalı ise çocuklar nerede; akıllar, zihinler orada. Babaların makamı ne olursa olsun çocukların tatilde bulunduğu yerler gündemi belirliyordur.
Çok fazla su-i zan olmadı değil mi? Gerçek bu kadar abartılı olmasa da payını dikkate alınız. Bazı örnekler var ki, bu tahminlerin ötesine geçen acınacak halde maalesef. Statükocu, bütün yetkileri elinde tutan ve kendini vazgeçilmez, vatanını, devletini çok sevdiğine(!) inanan bürokratlar bu ülkede çok. Aslında bir memleketin kurtuluşu vazgeçilmezlerden vazgeçildiği zaman mümkün olabilir. Vazgeçilmezler her türlü gelişim ve değişimin engelidir.
Beynin tatiline gelince “Allah korusun” demek lâzım. Beynin tatil yapması demek o an hayatın göreceli olarak değil gerçekten durmasıdır. Beyin öyle harika bir organımız ki, hayatî olan birçok işlevleri bize sormadan kesintisiz olarak yapıyor. Beyinde yorulma yok. Beyin yorulması yanlış inanç ve kanaatlerimizdir. Vücut anatomisinin hareketlerini sağlayan kaslarda yorulma olabilir. Beyinde ise olmaz. Beyin “nöron” denilen sinir hücrelerinden oluşmaktadır. Sinir hücreleri arasındaki faaliyetler, hücre içi faaliyetler elektrokimyasal olaylar olarak cereyan ediyor. Kaslarda olan yorulma beyinde olmaz. Beynin ihtiyacı olan bol oksijen ve glikozu alması yeterlidir. Hormon ve iletişim molekülleri için lazım olan kalite kan ise dengeli beslenme ile ilgilidir. Kan muhtevasında gerekli olan mineraller eksiksiz olursa beyin çalışmasının maddi şartları sağlanmış olur. Bununla beraber zihinsel aktivite, pozitif düşünce, hayattan meşrû dairede haz almak, yani mutluluk beyin sağlığında ideal durumdur.
Tatilde sakın sakın beyin tatil etmesin. Beynin sağlığı aktivitedir. En başta gelen faydalı aktivite ise okumaktır. Güzel manzaralar, güzel düşünceler, temiz hava bol gıda, stresten uzaklaşabilmek hangi zeminde olursa olsun ilâçtır.
İnsanın ihtiyaçları kesintisiz olduğu sürece beyinin çalışması da kesintisiz olacaktır. Bir saniye olsun sorumluluktan sıyrılmak yok. Sorumluluk derecesinde insaniyet derece ve değeri artar. Sorumsuzluk derecesinde insaniyetten uzaklaşır. Nereye yaklaşır siz tahmin edin.
Yaz tatilinin değerini bilelim. Çok güzel okuma fırsatları dönemi. Beden, ruh, zihin ve beyin sağlığı kazanmak için tatilde güzel fırsatlar var.
| 
