Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 20 Haziran 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kültür-Sanat

Ulu Cami yenileniyor

Osmanlı padişahı Yıldırım Beyazıt tarafından 1400 yılında inşa ettirilen Bursa Ulu Caminin, “Kündekari’’ san’atıyla yapılan işlemeleriyle dikkati çeken minberi ve mihrabı restore ediliyor. Ulu Cami, Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden biri.

Bursa’nın önemli tarihî eser ve simgelerinden biri olan, Yıldırım Beyazıt tarafından Niğbolu Zaferi’nin kazanılmasının ardından yaptırılan Ulucamii’de, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nca (BTSO) başlanan restorasyon çalışmaları devam ediyor. Ulucamiyi Yaptırma ve Yaşatma Derneği Başkanı İbrahim Aydın’ın girişimleriyle, BTSO tarafından yürütülen çalışmalarda, caminin en nadide parçalarından biri olan minberin yanı sıra 41 çeşit hat eseri ve mihrap restore edilecek. Çalışmaların 3 yıl sürmesi bekleniyor.

TEK ÇİVİ ÇAKILMADAN YAPILDI

Uludağ Üniversitesi (UÜ) İlahiyat Fakültesi Türk İslâm Eserleri Ana Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Hicabi Gülgen, Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan caminin içinde bulunan ve ‘’tek çivi çakılmadan, Kündekari san’atıyla yapılan minberin’’, eşsiz güzelliğiyle 600 yılı aşkın süredir ayakta olduğunu belirtti.

Gülgen, minberin küçük ahşap parçaların birbirine geçirilmesiyle yapıldığını dile getirerek, şöyle devam etti: ‘’Kündekari denilen yöntem, parçaların yap-bozlar gibi birbirine geçerek, hiçbir çivi ya da yapıştırma malzemesi kullanılmadan birleştirilmesi yöntemidir. Kündekari, oldukça zor bir san’attır. Bu san’atın benzerleriyle yapılan minberler, Türkiye’nin birçok yerindeki camilerde vardır. Ama bunlar sahte kündekarilerdir, yani alttan yapıştırmalıdır. Bursa Ulucamii’deki tamamen orijinal bir kündekaridir. Ceviz ağacından yapılmıştır.’’

MİNBERDEKİ İŞLEMELER

Gülgen, caminin minberinde bulunan ve ‘’Kabara’’, ‘’Damla taşı’’ veya ‘’Çivibaşı’’ olarak adlandırılan işlemelerin güneş sistemini ve gezegenleri temsil ettiği şeklinde iddialar olduğuna da değinerek, insanların minbere anlamlar yüklemek yerine sanatsal güzelliğine, mimarî dehadaki inceliğe bakmaları gerektiğini vurguladı.

Türklerin eski dönemlerden beri astrolojiyle ilgilendiklerini ifade eden Gülgen, şunları söyledi: ‘’Ecdadımız, astronomiyle ilgili kitaplar yazmış. Minberde güneş sistemini göstermesinin hiçbir anlamı yok. Bu iddiaların hiçbir delili, kanıtı da yok. O şekillerin gezegenleri temsil ettiğine ilişkin hiçbir kaynakta bir şey geçmiyor. Gerek Osmanlı, gerek Selçuklu döneminde geometrik desenler çokça kullanılmıştır. Bu desenler bizim mimarimizde özellikle giriş kapılarında, mihraplarda, minberlerde çok sık kullanılır. Süsleme maksatlı kullanılmışlardır bu kabaralar. Bunların özel bir anlamla kullanılmış olduğunu sanmıyorum.’’

Cami, türbe ve benzeri eserlerin san’at tarihinde taşıdıkları değer açısından ele alınması gerektiğini anlatan Gülgen, ‘’Bu şekiller bizim birçok eserimizde var. 2. Murat türbesinde de bulunuyor. Yeni Ulucami minberine has şekiller değillerdir. Camiye girenler hat eserlerine dikkat etsinler, oradaki san’at zevkini görsünler’’ diye konuştu.

/ BURSA

20.06.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Ulu Cami yenileniyor

  Çok “sağlık”lı bir tarihimiz var

  İTO’dan san’ata destek

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004