|
|
|
Haydi çocuklar Kur’ân’a |
Türkiye’de ilköğretim ve liselerin tatile girmesi ile birlikte yaz Kur’ân kursları başlıyor. 26 Haziran tarihi itibariyle tüm camilerde çocuklara Kur’ân ve temel dini bilgilerin yanında, vatan-millet, ana ve baba sevgisi öğretilecek. Hafta içi 5 gün 3 saat üzerinden devam edecek kurslara katılımım yüksek olması bekleniyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı, yaz kursları ile ilgili tüm il müftülüklerine yazı gönderdi. Bu yıl kursların daha verimli geçmesini isteyen müftülükler ise başlama tarihine kadar seminer ve toplantılarını devam ettirecek.
Antalya İl Müftüsü Mahmut Yeleser, bu yıl yaz Kur’ân kurslarının önceki yıllara göre daha renkli ve neşeli geçeceğini söyledi. Yeleser, “5. sınıfı bitiren her çocuğun katılabileceği ve 2 ay sürecek olan kurslar sonunda öğrencileri onore etmek için belge ve sertifika vereceğiz. Aynı zamanda kursları sabah kahvaltıları ile renklendirip, şeker ve çikolata gibi küçük hediyelerle süslendireceğiz. Kurslarda başarılı olan yavrularımıza da bisiklet, giyim eşyası türünden hediyeler vermeyi düşünüyoruz. Sosyal etkinlikler çerçevesinde ise teneffüslerde tasavvuf müziği, futbol, veleybol oynama imkanları sunulacak. Kursların haricinde gençlere internet olanağı da sağlanacak.” diye konuştu.
KURSLAR ÜÇ KUR ŞEKLİNDE DÜZENLENECEK
Yeleser, kursların camilere gelecek çocukların bilgi seviyesine göre 3 kurdan oluşacağını dile getirerek, “Hiç bilmeyenler birinci, elif ba’yı az bilenler ikinci ve nihayetinde Kur’ân-ı Kerim’i tecvitle okumak isteyen çocuklarımız da üçüncü kurda olacak.” dedi. Müftü Yeleser, köylere varana kadar tüm din görevlilerini toplayarak bilgi alış verişinde bulunduklarını anlattı. Her hafta Antalya’nın farklı bir ilçesine giderek toplantılara katılan Yeleser, programların verimli geçtiğini söyledi. Yeleser, “İki ay sürecek olan yaz kurslarında amacımız çocuklara Allahını, peygamberini, vatanını, milletini sevdirmek.” diye konuştu.
Öte yandan Elazığ Müftüsü Ömer Kocaoğul, çocukların yaz Kur’ân kurslarına gönderilmesini isteyerek, izbe ve karanlık yerlerde ehli omayan kişilerden öğrenilecek dinin, toplumda büyük yaralar açacağına vurgu yaptı.Ömer Kocaoğul, en önemli meselenin çocukların dini ve ahlaki yönden yetiştirilmesi olduğunu belirterek, yeni yetişen neslin madde bağımlısı olmalarında herkesin sorumlu olduğunu kaydetti. Çocukların camiye yönlendirilip imamlara yardımcı olunmasını isteyen Kocaoğul, “Biz bu meseleyi ciddî olarak ele almaktayız. Yaz Kur’ân kurslarına öğrencilerin gönderilmeleri konusunda muhtarlara büyük iş düşmektedir.” dedi.
|
/ ANTALYA
18.06.2006
|
|
|
Generaller konuşuyorsa... |
İzmir’in Bayındır ilçesi Cumhuriyet Savcısı Gültekin Avcı, “Karanlık İlişkiler” adlı kitabında ve kitabıyla ilgili açıklamalarında şok değerlendirmelerde bulundu. “Bu ülkede generallerin konuşma hakkı varsa, savcıların iki kat konuşmaya hakları var” diyen Avcı, Şemdinli ve Danıştay olaylarını “özel harp taktiklerinden destabilizasyon eylemleri” olarak niteleyen Avcı, bu olayları aydınlatmak için adlî mekanizmayı tam ve sonuna kadar işletmek gerektiğini ifade ederek, sonuna kadar gitmek isteyen savcıların ihracıyla bir yere varılamayacağını vurguladı.
İzmir’in Bayındır ilçesi Cumhuriyet Savcısı Gültekin Avcı, askeri yargının kaldırılmasını isteyerek "Askerler de bağrından çıktıkları milletin savcılarına teslim olsun" dedi.
Bayındır Cumhuriyet Savcısı Gültekin Avcı, Susurluk Davası, Şemdinli olayları ve Danıştay saldırısını mercek altına alarak “Susurluk, Şemdinli ve Danıştay olaylarının Şifresi” alt başlığıyla “Karanlık İlişkiler” adında bir kitap yazdı. Yazdığı kitapla bir ilki gerçekleştinen Avcı, kitabında, iddiaları ve tespitleriyle kolay kolay kimsenin cesaret edip söyleyemeceği ifadelere yer verdi. “Ülkemizin ‘askeri bir cumhuriyet’ olduğunu kabul etmek fevkalade gerçekçi olacaktır. Ve asker gözetim ve telkinleriyle asla demokratikleşmeyeceğimiz ise herkes tarafından iyice bellenmelidir” diyen Avcı, kitabının giriş bölümünde Türkiye’deki savcıların İtalya’daki gibi “Temiz Eller Operasyonu” yapmasının mümkün olmadığını ancak böyle çalışmalara imza atarak “Cesur Yürekler Operasyonlarının mümkün olabileceğini ifade etti. Kitabına “Susurluk Meclis Araştırma Raporu”, “Şemdinli İddianamesi” gibi belgeleri koyup, bu olayları belgelerin ışığında yorumlayan Avcı, JİTEM, “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım, JİTEM’in kurucularından Binbaşı Cem Ersever, Emekli Tümgeneral Veli Küçük’ü de değerlendirdi. Kitapta Susurluk’tan başlayan ve Şemdinli ve Danıştay saldırılarıyla son bulan olaylar zinciri, terörden beslenen “çatışma baronlarına” dayandırılıyor.
HAYATİ VE MESLEKİ KAYBI GÖZE ALDIM
Vatan’a konuşan Savcı Gültekin Avcı, kitap nedeniyle hayati ve mesleki olarak endişeleri olduğunu ancak, her şeyi göze alarak doğruları söylemeye karar verdiğini söyledi. Avcı, “Türkiye’de bir ilk olduğumu biliyorum. Ama bu ülkede generallerin, komutanların konuşma hakkı varsa, savcıların iki kat konuşmaya hakları var” dedi.
ASKERÎ YARGI KALDILMALI
Avcı, Danıştay saldırısının planlı bir seçilmiş terör eylemi olduğunu ifade ederek, “Amacına ulaşmış ve istediği psikolojik ortamı tesis etmiştir. Kabul etmek gerekir ki ülkemiz bir özel harbin içindedir. Şemdinli ve Danıştay saldırılarının temelinde, özel harp taktiklerinden destabilizasyon (istikrarsızlık) eylemleri yatmaktadır. Bu senaryolar artarak devam edecektir” dedi.
Bayındır Savcısı Avcı, adalet sistemindeki sorunların giderilmesi ve demokrasiye ilişkin önerilerini de şöyle sıraladı:
Öncelikle askeri yargı kaldırılmalıdır. Askerler de Türk milletinin bağrından çıkan Cumhuriyet savcılarına kendilerini teslim etmelidir. Memurları bir zırh gibi koruyan soruşturma için izin alınması öngörülen düzenlemeler kaldırılmalıdır.
YAŞ ve HSYK kararları yargı denetimine açılmalı, HSYK üyeleri Meclis tarafından seçilmelidir. Başbakan’ın ve hükümetin istemediği bir kişinin Genelkurmay Başkanı olmasının önüne geçilmeli, atama, ordunun iç teamüllerine bırakılmamalıdır. İstihbarat birimleri üzerinde sivil denetim ve hakimiyet artırılmalıdır. İstihbarat birimlerinin ülke içi ve kamu bürokratlarını takip ve tarassut altında bulundurucu işlevi derhal durdurulmalı ve bürokrasideki paranoyanın önü alınmalıdır. ”
İSPANYA KADAR OLAMADIK
Avcı, Kara Kuvvetleri Komutanının Şemdinli raporuna girmemesinin sebebini ise şöyle değerlendirdi:
“Müstakbel Genelkurmay Başkanı olarak yıpranmak istememesi, Genelkurmay’ın hassasiyeti ve Şemdinli Komisyonu üyelerinin geri adım attıklarını düşünüyorum. Özkök’ün ‘Büyükanıttı, şimdi daha büyük oldu’ sözleri demokratik hukuk devletinde adli mekanizmaya meydan okumak ve hukuk devletini adeta hiçe saymak demektir. Bu sözler hukuki ve idari yaptırıma çarptırılmadığı içindir ki asker kişilerin isimleri hiçbir raporda yer almaz.”
Genelkurmayın,açıklamasının ve Savcı Ferhat Sarıkaya’yı aşağılayıcı beyanatının bir nevi muhtıra olduğunu kaydeden Avcı, “Tamamen antidemokratik ve totaliter bir hezeyan olan bu meydan okumalara maalesef Türk demokrasisi ve Türk Parlamentosu gereken cevabı verememiştir. İspanya kadar olamadık!” diye konuştu.
HÜKÜMET SARIKAYA’NIN ARKASINDA DURMALI
Şemdinli sonrasında gelişen olayların demokrasimiz açısından ümit verici sayılamayacağının altını çizen Avcı, ihraç edilen Van Savcısı Ferhat Sarıkaya’nın demokratik bir cumhuriyette yaşadığına inanarak perdeyi araladığını, ama meslekten atılarak adeta Türkiye’deki militarist görünümün bu savcıyı da safdışı etttiğini söyledi. Avcı, “Bu millet askerlerin melek olduğuna ve onların doğuştan günahsız olduğuna inandırılmaya çalışılmaktadır. Eğer hükümet ‘bu soruşturmalarda sonuna kadar gidilsin’ diyebiliyorsa, sonuna kadar da savcının arkasında durmalıdır. Hükümetler ordudan korkmadıkları ve orduya hakim oldukları ölçüde meşru iktidar olabilir. Sivillerin, askerlerin olur olmaz açıklama ve çıkışlarını durdurmalarının zamanı gelmiştir ve hatta geçmektedir” ifadelerini kullandı.
|
Yeni Asya
/ İSTANBUL
18.06.2006
|
|
|
60’ından sonra Kur’ân öğrendiler |
Afyonkarahisar’ın Dinar ilçesinde, yaşları 60-65 arası 27 kişi, 8 ay süren eğitimlerini tamamlayarak Kur’ân-ı Kerim okumasını öğrendi. Büyük bir öğrenme azmiyle çalıştıklarını ve başarıya ulaştıklarını belirten Dinar Müftüsü Necdet Karabağ, “Azmin elinden hiçbir şey kurtulamaz. Yeter ki Allah için öğrenmeye azmedelim” dedi.
Yetişkin kursiyerleri Dinar Müftüsü Necdet Karabağ, tek tek odaya alarak sınav etti. Kur’ân-ı Kerim öğrenen kursiyerler yaşlarının ilerlemiş olmalarına rağmen çocuklar gibi sevinçliydi.
Büyük bir öğrenme azmiyle çalıştıklarını ve başarıya ulaştıklarını belirten Dinar Müftüsü Necdet Karabağ, “Azmin elinden hiçbir şey kurtulamaz. Yeter ki Allah için öğrenmeye azmedelim.” dedi.
Kursiyerlerden hayatını bugüne kadar boşu boşuna geçirdiklerini söyleyen 57 yaşındaki Arafat Yıldız, “8 aydır bir öğrenci gibi kursumuzu hiç aksatmadan gelip takip ettik. Biz de gençken Kur’ân kurslarını umursamaz önem vermezdik. Ama şunu anladım ki çok büyük hata etmişiz.” dedi. Yıldız, gençlerin küçük yaşta Kur’ân öğrenmesinin daha kolay olduğu belirterek, onları Kur’ân-ı Kerim öğrenmeye dâvet etti. Yıldız, “57 yaşımda yeniden doğmuş gibi oldum.” diye konuştu.
Kursiyerler program sonunda Kur’ân-ı Kerim okuyarak duâ etti.
|
/ AFYONKARAHİSAR
18.06.2006
|
|
|
“Katsayı engeline son” çağrısı |
ÖSS ile katsayı meselesini yeniden hatırlatan İmam Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği (ÖNDER), meslek lisesi mezunlarına yönelik olarak devam eden katsayı uygulamasının sona erdirilmesi yönündeki çağrısını tekrarladı.
ÖNDER’den yapılan yazılı açıklamada 1998 yılından bu yana uygulanan katsayı sebebiyle birçok öğrencinin mağdur edildiği hatırlatılarak, “Yeni bir ÖSS daha yapılıyor. Bir milyon 679 bin öğrencinin kıyasıya yarışacağı 2005-2006 yılı ÖSS’nin adaletsiz uygulamaya son verilen sınav olmalıdır” denildi.
Sınava katılan öğrencilere başarılar dileyen ÖNDER yönetimi tarafından yapılan açıklamada, öğrencilerin birikiminin kısıtlı bir sürede ölçülmesi de, “Yıllardır süren eğitim neticesinde elde edilen bilgi ve birikimin 3.5 saat içerisinde değerlendirilerek öğrencilerin elemeye tabi tutulması bilime ve pedagojiye uygun olmamasına rağmen yıllardır bu yarış devam ediyor” sözleriyle eleştirildi.
|
Naciye KAYNAK
/ İSTANBUL
18.06.2006
|
|
|
Adaletsiz sınav bugün |
Üniversitelerde okumak isteyen 1 milyon 537 bin 433 aday, yarın Öğrenci Seçme Sınavı’nda (ÖSS) ter dökecek.
ÖSS, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından, Türkiye’de tüm il ve bazı ilçe merkezleri ile KKTC’nin başşehri Lefkoşa’da, toplam 5 bin 23 binada, 78 bin 135 salonda gerçekleştirilecek. MAZLUMDER İstanbul Şubesi Hukuki Yardım Merkezi, her yıl olduğu gibi bu yıl da ÖSS’de öğrencilerin uğrayabilecekleri hukuk dışı muameleler için kriz masası oluşturdu. Kriz masasına bugün saat 08:00 itibariyle ulaşılabilir. İrtibat Telefon: (0212) 526 24 40 – 534 22 47
|
/ ANKARA
18.06.2006
|
|
|
Hükümet, AB sürecini krize soktu |
DYP Genel Başkan Yardımcısı Nüzhet Kandemir, “İktidarın, ülkeyi AB ile krizin eşiğine getirdiğini” söyledi. AB’nin, Türkiye’nin hava ve deniz limanlarını Güney Kıbrıs Rum yönetimi gemi ve uçaklarına açmasını talep ettiğini hatırlatan Kandemir, bu talepler karşında hükümetin, genel seçimlere çok az bir süre kaldığını da dikkate alarak, popülist söylemlere başvurduğunu belirtti.
DYP Genel Başkan Yardımcısı Nüzhet Kandemir, ‘’İktidarın, ülkeyi AB ile krizin eşiğine getirdiğini’’ söyledi.
Kandemir, yaptığı yazılı açıklamada, 29 Temmuz 2005 tarihinde imzalanan Ankara Anlaşması’nı tadil eden Ek Protokol’ün, Kıbrıs konusunda Türkiye’yi zor durumda bıraktığını savunarak, ‘’Hükümet, muhtemelen bürokrasinden gelen uyarılar üzerine, bu yaptığının ülkeyi ve kaçınılmaz olarak kendi iktidarını, Kıbrıs davamız bağlamında ne büyük zorluklarla karşı karşıya bırakacağının farkına vararak, daha sonra tek taraflı bir deklarasyon yayınlamıştır’’ dedi.
AB’nin bu deklarasyonu hukuken yok saydığını, ‘’Ek Protokol’ün öngördüğü şekilde Türkiye’nin, güney Kıbrıs Rum yönetimini hukuken de tanıması sonucunu verecek bir uygulama ile hava ve deniz limanlarını, güney Kıbrıs Rum yönetimi gemi ve uçaklarına açmasını’’ talep ettiğini belirten Kandemir, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: ‘’Bu talepler karşında hükümet, herhalde genel seçimlere çok az bir süre kaldığını da dikkate alarak, popülist söylemlere başvurmakta, KKTC’ye uygulanan izolasyonlar kaldırılmadıkça altında imzası bulunan Ek Protokol yükümlülüklerini yerine getirmeyeceğini beyan etmektedir. AB ise Ek Protokol’ün gereklerini yerine getirmediği takdirde Türkiye ile başlatılan fiili müzakereleri askıya alacağını ifade etmektedir. Böylece hükümet, ülkeyi AB ile bir krize taşımış bulunmaktadır.’’
|
/ ANKARA
18.06.2006
|
|
|
Kıbrıs resti dünya basınında |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın KKTC’ye yönelik ambargo kalkmadan limanların Rumlara açılamayacağı yönündeki sözleri yabancı basında da yankı buldu. Dünya basını, Türkiye’nin AB’yi tehdit ettiği değerlendirmesini yaptı.
İngiliz Guardian gazetesi, Başbakan Erdoğan’ın sözlerini “Türkiye, AB müzakerelerinden çekilmekle tehdit etti” şeklinde değerlendirdi. Haberde Erdoğan’ın bu konudaki “en güçlü açıklamalardan birini” yaptığı ifade edildi. Haberde, “ağız dalaşının” geçen Ekim ayında başlayan müzakerelerden bu yana AB-Türkiye ilişkilerindeki en kötü haftalardan birinden sonra geldiği yorumu yapıldı.
Financial Times gazetesi, Avrupa Birliği liderlerinin Türkiye’den reformları arttırmasını istediğini aktardı. Brüksel’in Ankara’dan limanlarını Rumlara açmasını beklediği hatırlatılan haberde, Erdoğan’ın ise KKTC’ye yönelik izolasyonlar kalkmadıkça limanların açılmayacağını söylediği kaydedildi.
Amerikan Washington Post gazetesi de AB’nin Kıbrıs çatlağı yüzünden Türkiye’yi uyardığını belirtti. AB’nin Türkiye’den limanlarını Rumlar’a açmasını istediği kaydedilen haberde, Erdoğan’ın ise bu talebe “müzakereler durursa durur” sözleriyle “karşı ateş açtığı” değerlendirmesi yapıldı. Gazete, hem Erdoğan’ın hem de Avrupa liderlerinin yerel siyasi kaygılarla hareket ettiği yorumunu yaptı.
Gazete, Erdoğan’ın partisinin, milliyetçiliğin yükseldiği bir ülkede popüleritesini kaybetmeye başladığını, pek çok Avrupa hükümetinin de yüzde 99’u Müslüman olan 70 milyonluk bir ülkeyi Birliğe alıp almama konusunda şüpheli olduğunu belirtti.
|
18.06.2006
|
|
|
Lagarde: Bütünleşme süreci devam edecek |
Fransa Dış Ticaret Delege Bakanı Christine Lagarde, “Türkiye’de Ekim ayında başlayan AB ile bütünleşme süreci devam edecek. Biz, ülkenizin AB ile bütünleşmesini kararlılıkla sürdürmesini arzu ediyoruz” dedi.
“Türk-Fransız Ticaret Derneği Oskar Ödülleri” sahiplerini buldu. Ödül töreninde konuşan konuk bakan Lagarde, Türkiye’nin olağandışı stratejik bir platform oluşturduğunu, şimdiden çok güçlü bir şekilde Avrupa’ya demir attığını söyledi. Lagarde, Türkiye limanlarının Rum Kesimi’ne açılmasıyla ilgili Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın açıklamalarını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, “Her iki ülke seçim öncesi dönemde. Birtakım yorumlar var. Bunlar çoğunlukla iç politika nedeniyle yapılmış. Türkiye’de Ekim ayında başlayan AB ile bütünleşme süreci devam edecek. Biz, ülkenizin AB ile bütünleşmesini kararlılıkla sürdürmesini arzu ediyoruz” dedi.
|
/ İSTANBUL
18.06.2006
|
|
|
Türkiye, şartları yerine getirdiğinde AB üyesi olacak |
Almanya Başbakan Yardımcısı ve Federal Çalışma Bakanı Franz Müntefring, Türkiye’nin, gerekli şartları yerine getirdiğinde AB’ye üye olacağını söyledi.
Müntefering, 17 eylülde Berlin’de yapılacak eyalet meclisi seçimlerinde Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) Lichterfelde semtinde milletvekili adayı olan Georg Siebert’i desteklemek amacıyla, bu semti ziyaret ederek vatandaşlarla sohbet etti. Müntefering burada, yöneticiliğini Nihat Sorgeç’in yaptığı Meslek Eğitim Merkezi ‘’BildungsWerk in Kreuzberg’ın (BWK) üstlendiği “Jobstarter’’ projesinin menajeri olan Susam Dündar-Işık’la bir süre sohbet ederek, BWK’yı öncü girişiminden dolayı kutladı ve Dündar-Işık’a çalışmalarında başarılar diledi. Türkiye’nin AB üyeliği konusuna da değinen ve Türkiye’nin AB’ye ait olduğunu belirten Müntefering, “Türkiye, şartları yerine getirdiğinde AB üyesi olacaktır’’ dedi.
|
/ BERLİN
18.06.2006
|
|
|
2,5 milyon kanatlı hayvan itlaf edildi |
Bugüne kadar kuş gribi nedeniyle 2 milyon 526 bin 503 kanatlı hayvan itlaf edildi, üreticilere 21 milyon 397 bin 13 YTL ödendi.
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, CHP İzmir Milletvekili Enver Öktem’in konuyla ilgili soru önergesine verdiği cevapta, kuş gribi nedeniyle kanatlı sektörünün kriz ortamında desteklenmesi amacıyla elektrik, SSK prim borçları ve vergi borçlarının 6 ay süreyle, Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan kredi borçlarının ise yüzde 60 indirimli olarak ertelendiğini hatırlattı. Hayvancılık desteklemelerine bu yıl için 550 milyon YTL tahsis edildiğini ifade eden Bakan Eker, kanatlı sektöründe kuş gribinden kaynaklı itlaf bedellerinin, bu kaynaklardan karşılandığını kaydetti.
|
/ ANKARA
18.06.2006
|
|
|
Millet Menderes’e müteşekkir |
DYP Kütahya İl Başkanı İlhami Özatağ, milletin ezanı aslına çeviren Adnan Menderes’e müteşekkir olduğunu söyledi.
DYP Kütahya İl Başkanı Özatağ, 16 Haziran 1950’de ezan-ı Muhammedi’nin aslına çevrilmesi yıldönümü ile ilgili olarak bir basın toplantısı düzenledi. Özatağ, 18 Temmuz 1932’’de yayınlanan bir tamimle ezanın Arapça olarak okunmaması tavsiye kararı alındığını, 1941’de ise ezanın Arapça okunmasının ceza kapsamına sokulduğunu belirtti. 14 Mayıs 1950’de seçimle iktidara gelen Demokrat Parti tarafından ezanın Arapça yani asli dilinde okunması üzerindeki yasağın 16 Haziran 1950’de kaldırıldığını hatırlatan Özatağ, şöyle devam etti:
“Böylece seçimlerden önce milletine bu konuda söz veren Demokrat Parti sözünü tutmuştur. Bu bağlamda toplumu germeden ve kamplara ayırmadan yasakların nasıl kaldırılacağının da mesajını vermiştir. Yasakları kaldırmak için halktan oy isteyen, bunun sözünü meydanlarda verenler yani AKP iktidarı, bu konuda yapabildiği sadece toplumu germek ve toplumun kamplara bölmekten ibarettir. Bizler yani Demokrat misyonun sahipleri olarak gene millete söz veriyoruz. İktidara geldiğimizde kişilerin en tabii hakkı olan okuma hürriyetinin önündeki engeli gene toplumu germeden, toplumsal mutabakatla kaldıracağız. Bu vesile ile Demokrat Parti’nin şehit Başbakanı Adnan Menderes ve arkadaşlarını gene minnet ve rahmetle anıyor, müteşekkir olduğumuzu bir defa daha söyleme istiyoruz. Milletimiz Menderes’e müteşekkirdir.”
|
18.06.2006
|
|
|
Siyaset AKP ve CHP'nin elinde rehin |
DYP Genel Başkan Yardımcısı Gültekin Uysal, ‘’Siyaset maalesef AK Parti ve CHP’nin elinde rehin kalmıştır. Siyaseti, yine bu millete hizmet etmenin aracı konumuna getirecek parti DYP’dir’’ dedi.
Uysal, DYP Elbistan İlçe Teşkilatını ziyaretinde, Türkiye’nin bir darboğazdan geçtiğini, toplumun değerleri, inançları üzerinden siyaset yapıldığını iddia etti. DYP’nin, her zaman liderlikle özdeşleşen bir parti olduğunu ifade eden Uysal, şu görüşleri dile getirdi: ‘’Hakimiyetin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu bilerek, yine milletin iradesiyle başka yerlerden güç almıyoruz. Başka yerlerin kapısında kul, köle olmuyoruz. Önümüzde bir seçimin olacağı muhakkaktır. Var olan siyaset maalesef AK Parti ve CHP’nin elinde rehin kalmıştır. Siyaseti kurtaracak, yine bu millete hizmet etmenin aracı olacak konuma getirecek parti DYP’dir. Toplumsal problemler üzerinden siyaset yaparak Türkiye’yi aydın geleceğe taşıyacağız. Bu bizim boynumuzun borcudur.’’
|
/ KAHRAMANMARAŞ
18.06.2006
|
|
|
Dilipak’a 10 yıl istendi |
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer hakkında yazdığı iki yazı nedeniyle “Vakit” gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak hakkında toplam 10 yıl hapis istendi.
Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi Savcısının, eski Ceza Yasası yürürlükteyken yayımlanan “Sezer Kına Yaksın” yazısından ceza istemesinin ardından (15 Haziran) yargılanan yazar Dilipak için “Sezer Hasta mı?” başlıklı yazı için de yeni yasanın 299/1 ve 2 maddesinden de hapis istendi.
|
/ İSTANBUL
18.06.2006
|
|
|
Karneler yarın veriliyor |
İlköğretim ve ortaöğretim okulları 19 Haziran Pazartesi günü, yaklaşık 3 ay sürecek yaz tatiline girecek. Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, 2005-2006 eğitim-öğretim yılının tamamlanacağı 19 Haziran Pazartesi günü, Ankara Atatürk Lisesi’nde öğrencilere karne dağıtacak.
İlköğretim okullarındaki 10 milyon 673 bin öğrenci ile liselerdeki 3 milyon 258 bin öğrenci, 2006-2007 eğitim-öğretim yılının başlayacağı 18 Eylül’e kadar tatil yapacaklar. İlköğretim ve ortaöğretim okullarındaki 575 bin civarındaki öğretmen ise sınavlar tamamlandıktan sonra Temmuz’dan itibaren tatile başlayabilecekler.
Millî Eğitim Bakanlığı’nın 2006-2007 eğitim-öğretim yılı takvimine göre, okullar 18 Eylül 2006’da açılacak. Yarıyıl tatili 29 Ocak-9 Şubat 2007 tarihleri arasında yapılacak. İkinci dönem 12 Şubat 2007’de başlayacak ve 19 Haziran 2007 tarihinde sona erecek. 2007-2008 eğitim-öğretim yılının başlangıç tarihi de 17 Eylül 2007 olarak belirlendi.
|
/ ANKARA
18.06.2006
|
|
|
Sahte emekliliğe 27 tutuklama |
Paravan şirketler yoluyla, çok sayıda kişinin sahte belgelerle, SSK’dan emekli edilmesine ilişkin operasyonda, 27 kişi tutuklandı.
Emniyetteki sorgularının ardından adliyeye getirilen ve aralarında 5 SSK görevlisinin de bulunduğu 36 kişinin sorgusu, Cumhuriyet Savcısı Levent Savaş tarafından geç saatlerde tamamlandı. Cumhuriyet Savcısı Savaş, 35 kişiyi tutuklanmaları talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk etti, 1 kişiyi serbest bıraktı. Nöbetçi mahkemedeki sorguları yaklaşık 5 saat süren 35 kişiden 27’si, ‘’suç işlemek için örgüt kurmak’’, ‘’evrakta sahtecilik’’, ‘’kamu kurumunu dolandırma’’ ve ‘’irtikap’’ suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderildiler.
Bu arada, Konya Emniyet Müdürlüğü tarafından düzenlenen yolsuzluk operasyonunda gözaltına alınan ve Akşehir Adliyesine sevk edilen şüphelilerden, çıkar amaçlı suç örgütünün lideri olduğu belirtilen işadamı ile Akşehir Devlet Hastahanesi Başhekimi Dr. Mehmet Güngör’ün de aralarında bulunduğu 14 kişi tutuklandı.
|
/ ANKARA
18.06.2006
|
|
|
|