Kurumlar, eskiye oranla daha fazla danışmanlık ve eğitim alıyorlar. Aldıkları eğitim ve danışmanlıklarla bilginin ne olduğu ve niçin gerekli olduğunu kısa süre içerisinde kavrayabiliyorlar. İşte bu noktada kurumların ve çalışanlarının iki yeni ihtiyacı ortaya çıkıyor. “Bunu nasıl uygulayacağız?” ve “Bunu hayata nasıl geçireceğiz? Yani hangi bağlamda, nerede ve ne zaman kullanacağız?”...
Bu iki sorunun karşılığında “koçluk” ve “mentörlük(pirlik)” kavramları ortaya çıkıyor. Peki, nedir koçluk? Nedir mentörlük?
Koçluk bir işin nasıl yapılacağı konusunda yol göstericilik yapmaktır. Kişilerin kendi kaynakları bir işi yapmaları ya da nasıl yapacaklarını öğrenmeleri için yeterlidir. Dolayısıyla bu anlamda asıl ihtiyaç duyulan, “yaptıran” değil “yol gösteren”dir.
Mentörlük ise kısaca yolda tutmak olarak anlatılabilir. Yol gösterilen konuda, hayatın içinde birlikte yer alarak bulunmaktır. O işin bağlama nasıl yerleştirileceğini, nerede ve ne zaman nasıl yapılacağını birlikte yaşayarak göstermektir.
“Milton Ericsson çok küçükken bir gün babasıyla çiftliklerinde dolaşırken, bir at görürler, at onların atı değildir. Bu sebeple alıp sahibine götürür ve teslim ederler. Atının bulunmasına sevinen sahibi, bir yandan da merak eder ve sorar: “Çok teşekkür ederim! Bununla birlikte anlayamadığım bir şey var. Atımda ne bir işaret ne bir künye var. Nereden bildiniz benim olduğunu?” Milton’un babası cevap verir: “Biz bilmiyorduk. Atınız biliyordu. Bizi buraya atınız getirdi. Birlikte yola çıktık o gitti biz takip ettik. Zaman zaman su içmek için, zaman zaman otlamak için yoldan çıktı. Biz sadece onu tekrar yola soktuk ve yolda tuttuk.”
|