Ümraniye Belediyesi Kültür Merkezi vefatının 19. yıldönümü münasebetiyle Cemil Meriç konulu bir panel düzenledi. Panele Meriç’in kızı Prof. Dr. Ümit Meriç, araştırmacı yazarlar Dursun Gürlek ve Mehmet Nuri Yıldırım konuşmacı olarak katıldılar.
ÜMİT MERİÇ: “CEMİL MERİÇ,
GELECEĞİMİZİN GEÇMİŞİYDİ”
Panelde konuşan Cemil Meriç’in kızı Prof. Dr. Ümit Meriç, babasının geçmişte yalnız biri olduğunu ama gelecekte yanında büyük bir kalabalık toplandığını söyledi. Ümit Meriç, babasının, kökü kendi ülkesinde ama fikir ve hayalleri ile bütün dünyayı dolaşan bir gezgin olduğunu vurguladı. Meriç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye büyüdükçe, Cemil Meriç de büyüyor. Sığ düşünmekten çok uzaktı. Cemil Meriç okur ordusuna hep yeni hedefler koyan bir komutandı. Gösterdiği ufukların genişliği ile zaman geçtikçe daha büyük değer kazanıyor. Büyüsünü bu tavrına borçludur. Ancak maalesef geçmişte büyük sıkıntılar yaşadı. Kıymeti geç anlaşıldı. Üniversitede bazı okurlarıyla ders aralarında, boş dershanelerde sohbet ederdi. Derse girecek hoca geldiğinde, babam sınıftan çıkmak zorunda kalırdı. Bu çok gücüme giderdi. Cemil Meriç gibi bir düşünürün bu tür şeylerle karşılaşması kabullenilmesi zor bir durumdur. Büyük bir kıymet bilinmezlikti. Babam, kendisini bilerek başkalarının yetişmesine katkıda bulundu.”
DURSUN GÜRLEK: “HAFIZA ŞAMPİYONUYDU”
Panelde söz alan diğer bir konuşmacı olan araştırmacı-yazar Dursun Gürlek, Cemil Meriç’in en büyük hayalinin Doğu ile Batı’nın kültür, sanat, edebiyat ve düşüncede birleşmesi olduğunu hatırlattı. Gürlek şunları söyledi: “Cemil Meriç ‘Kamus, namustur’ derdi. Türkçe’yi çok iyi kullanırdı. Hz. Ömer meşrebindendi. Vurgu yapmak için elini masaya vururdu. Onu dinleyenler üslûbu sebebiyle pür dikkat kesilirlerdi. ‘Fransızca’yı en iyi kullanan kişi benim’ derdi. Balzac hayranıydı. Cemil Meriç’in en büyük özelliklerinden birisi onun, bir kitabiyat alimi ve hafıza şampiyonu olmasıydı. Kafasının içi zengin bir kütüphaneydi. Evindeki kitaplıkta yer alan bütün kitapları, ciltlerini, baskılarını, yazarlarını ezbere bilecek kadar iyi bir hafızaya sahipti. Farklı düşünceden insanlar onu sevme ve ona hayran olma konusunda hemfikirdi Güneş gibiydi. Işığı her şeyin üzerine doğardı. Kitaplarının büyük kısmı Fransızca’ydı. En çok Osmanlıca’ya önem verirdi. ‘Osmanlıca’yı bilmeyen aydın olamaz’ derdi. Cesur bir kalemdi.”
Yazar Mehmet Nuri Yıldırım ise Cemil Meriç’in aydın kavramını nasıl anladığı ve yorumladığına değindi. Yıldırım, Meriç’e ‘Aydınların eksiği nedir’ diye sorulduğunda onun ‘sevgidir’ cevabını verdiğini söyledi. Nuri Yıldırım, Necip Fazıl Kısakürek’in ‘Cemil Meriç Allah’ın, iç gözü daha iyi görsün diye dış gözünü kapattığı gerçek bir münevverdir’ sözünü dinleyicilerle paylaşarak, bir çok yazar ve şairin Cemil Meriç’e olan hayranlıklarından örnekler verdi.
|