Son dönemlerde kendilerini Vatanı kurtarmak için seçilmiş kişiler olarak görenlerin oluşturdukları grupların sayısı artıyor. Aslında bunlar eskiden de vardı, ancak sesleri pek duyulmadığı için görünmüyorlardı. Şimdi orataya çıkar oldular.
Bu grupların mensupları genelde emekli subay ve astsubaylardan ve onlar gibi düşünen sivillerden oluşuyor. Bizler de kıyametleri koparıyoruz. Nasıl olurda yasa dışı müdahelelerde bulunurlar, diye kızıyoruz.
Eski Cumhurbaşkanı Evren’in geçenlerde “genç subaylara dikkat etmek gerekir” diyerek, aralarındaki huzursuzluğa dikkat çekmesi de, çoğumuzu şaşırttı.
Neden şaşırıyoruz ?
Neden kızıyoruz ?
Genç subaylarımızı bu yola bizler itmiyor muyuz? Subay ve astsubaylarımızı gencecik yaşlarından itibaren, belirli bir dünya görüşüne göre yetiştirmiyor muyuz? O şekilde eğitmiyor muyuz ?
Tabii, sorumlu bizleriz.
Onlara, demokrasiyi uyulması gerektiğini, halkın oylarıyla seçilmiş kişilerin ülkeyi yöneteceğini söylüyoruz, ancak hemen ardından da ekliyoruz: Ne olursa olsun, bu ülkenin gerçek sahipleri sizlersiniz, diyoruz. Atatürk ilkelerinden bir sapma durumunda müdahele etmeye hakları olduğunu öğretiyoruz. Kısacası, silah altındayken “siyasi iktidara müdahele” edilebilineceğine inandırıyoruz.
Bu şekilde davranışın son derece doğal sayıldığını, onlardan bunun beklendiğini tekrar tekrar öğretiyoruz. Ayrıca bu gençler, büyüyüp rütbeler aldıkça, etraflarında kendilerine bu görevlerini sürekli hatırlatan, alkışlayan geniş bir sivil kesim de buluyorlar. Aralarında tanınmış gazetecilerin, Üniversite hocalarının, büyük iş adamlarının, hatta politikacıların da bulunduğu bu sivil kesim sadece alkışlamak ve destek vermekle kalmıyor, daha da ileri gidip, zamanında “neden müdahele etmedin- neden iktidara sert davranmadın? “ diye şikayet bile ediyor, sert biçimde eleştiriyor.
Bu genç subay ve astsubaylar da, memnuniyetsizliklerini seslendirdikleri veya emekli olduktan sonra, dernek kurup işe bizzat müdahele kalktıklarında da “Yoo olmaz…Otur oturduğun yerde…Yasalara uymalısın” diyoruz.
Artık bir seçim yapmamız ve gençlerimizin eğitim sistemini de bu seçime göre yeniden şekillendirmemiz gerekiyor.
Genç subay ve astsubaylarımıza, artık dünyanın değiştiğini, onların esas görevlerinin yine Vatanı korumak, ancak iktidara müdahele ederek değil, dış düşmanlara karşı olduğunu anlatmalıyız.
İşte bunu başarabilirsek, “Genç subaylara dikkat etmeli” tartışmalarından kurtulabiliriz. Emekli askerler sorun olmaktan çıkar.
Posta, 8.6.2006
|