"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Iğdır'dan Arktik Okyanusu'na 7382 km'lik uçuş... Kainat Kitabı'nı kuşlarla da tefekkür edelim...

22 Ağustos 2024, Perşembe 13:26
Iğdır'dan uydu vericisiyle takibe alınan gökçe delice, 170 günde 7 bin 382 kilometre kanat çırparak Arktik Okyanusu kıyılarına uçtu.

Iğdır tam bir kuş cenneti - Sulak alanlarda 110'dan fazla kuş türü var
Tefekkür Penceresi: Şimdi kuşlara bak... ''Üzerlerinde kanat çırpan dizi dizi kuşları görmezler mi?''

KuzeyDoğa Derneğinin, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün izniyle Iğdır'ın Tuzluca ilçesine bağlı Yukarı Çıyrıklı köyünde sürdürdüğü kuş araştırma çalışmaları devam ediyor.

Bu kapsamda, Aras Nehri üzerine kurulan Aras Kuş Araştırma ve Eğitim Merkezi'nde bilim insanları, bölgeye gelen kuşları halkalayıp uydu vericisiyle takibe alıyor.

Alana gelen önemli yırtıcı türlerinden olan gökçe deliceye (Circus cyaneus), 27 Şubat'ta uydu vericisi takıldı.

Tabii ortamına salındıktan sonra bir haftada 4 ülke değiştirdi

Daha sonra tabii ortamına bırakılan delice, bir süre Aras Nehri kıyısında vakit geçirdikten sonra 3 Nisan'da Ermenistan'a, buradan da aynı gün Gürcistan'a geçip 4 Nisan'da Rusya'ya ulaştı.

Ara ara molalar verip besin depolayarak göç macerasına devam eden delice, 7 gün sonra Rusya'ya bağlı Çuvaşistan'daki Almanchino'ya varıp burada bir süre konakladı. 19 Nisan'da tekrar kuzeye doğru göçe devam eden ve 2 gün sonra aynı ülkenin kuzeyindeki Belgorod'a bağlı Alekseevka'ya varan delice, buradan geri dönerek 24 Nisan'da Ural dağlarının batısında yer alan Kirov'a yakın tarım alanlarına yerleşti.

Burada bir süre konaklayıp 10 Mayıs'ta tekrar kuzeye göç eden delice, yol boyunca ormanlık, vadi, tarım alanı ve yerleşim yerlerinde molalar verip 20 Mayıs'ta Peçora Nehri'nin bulunduğu alana vardı.

Burada avlanan delice, 30 Mayıs'ta Arktik Okyanusu kıyısındaki Nenets Özerk Bölgesi'ne geçip kuzeye göç yolculuğunu tamamladı.

En hızlı uçuşunu saatte 77,4 kilometre hızla gerçekleştirdi

Toplamda 7 bin 382 kilometre kanat çırpan delice, bu süreçteki en yüksekteki uçuşunu 2 bin 854 metreyle Gürcistan'ın Ahılkelek bölgesini geçerken gerçekleştirdi. Gökçe delice, göç yolculuğunda en hızlı uçuşunu ise saatte 77,4 kilometre hızla yaptı.

Aras Kuş Araştırma ve Eğitim Merkezi istasyon sorumlusu Deniz Eryılmaz, bölgedeki kuş araştırma çalışmalarının sonbahar etabının devam ettiğini söyledi.

Takibe alınan deliceyle ilgili verileri aktaran Eryılmaz, "Uydu vericisiyle izlediğimiz önemli yırtıcı türlerinden biri de gökçe delice. 170 gün önce uydu vericisi taktığımız bir birey ve Arktik Okyanusu kıyılarına ulaştı." dedi.

Eryılmaz, delicenin göç yolculuğunda ulaştığı yükseklik ve hız konusunda bilgi vererek, "Ulaştığı maksimum irtifa 2 bin 854 metre olurken, hızı da 77 kilometre oldu. Gökçe delice önemli bir yırtıcı türü, uzun göç rotasında Aras Vadisi'ni de kullanan türlerimizden biri. Uydu verisiyle önemli türleri izleme çalışmalarımız devam etmektedir." diye konuştu.

***

KUR'AN-I HAKİM'DEN KUŞLAR HAKKINDA BAZI AYETLER

Gökçe delice gibi farklı farklı türlerde tasarlanan on milyarlarca kuş, Kanat Kitabı'nda kendilerine verilen önemli vazifeleri yerine getirerek eşsiz güzellikte görüntüler oluşturuyor ve adeta hep birlikte Cenab-ı Hakk'ın Kur'an-ı Hakim'de kendileri ile ilgili ifade ettiği ayetleri hatırlatarak “Biz biriz ve bir elden çıkmışız, birtek Zâtın malıyız. Ve birimizi yapan, elbette umumumuzu O yapar” ((Risale-i Nur, Şualar, 2. Şua)) hakikatini ihtar ediyor.

''Şimdi kuşlara bak: Onların söyleşmeleri ve cıvıldaşmaları bir Sâni-i Hakîmin intak ve söyletmesi olduğuna delil-i kat'î ise, hayret verir bir tarzda birbirine o seslerle müdavele-i hissiyat ve ifade-i maksat etmeleridir.''  ((Bediüzzamn Said Nursi, Sözler, 30. Söz, 20. Pencere))

Kuşlar eşsiz güzellikteki görüntülerle adeta bizleri uyarıyor ve;

Mülk Suresi'nin 19. Ayet-i Kerimesini ''Üzerlerinde kanat çırpan dizi dizi kuşları görmezler mi? Onları havada Rahman olan Allah'tan başkası tutmuyor; doğrusu, O, herşeyi görendir.'' 

Nahl Suresi'nin 79.Ayet-i Kerimesi'ni ''Göğün boşluğunda Allah'ın emrine boyun eğdirilerek uçuşan kuşlara bakmadılar mı? Şüphesiz bunda inanan bir toplum için âyetler (ibretler) vardır.''

En'am Suresi'nin 38. Ayet-i Kerimesini ''Yeryüzünde yürüyen hayvanlar ve (gökyüzünde) iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa hepsi ancak sizin gibi topluluklardır. Biz o kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Nihayet (hepsi) toplanıp Rablerinin huzuruna getirilecekler.''

Nur Suresi'nin 41. Ayet-i Kerimesi'ni ''Görmez misin ki, göklerde ve yerde bulunanlarla dizi dizi kanat çırpıp uçan kuşların Allah'ı tesbih ettiklerini? Her biri kendi tesbihini ve duâsını bilmiştir. Allah, onların yapmakta olduklarını hakkıyla bilir.''

Neml Suresi'nin 16. ve 17. Ayet-i Kerimelerini ''Süleyman Davud'a varis olup dedi ki: "Ey insanlar! Bize kuş dili öğretildi ve bize her şeyden (nasip) verildi. Doğrusu bu apaçık bir lütuftur." ''Cinlerden, insanlardan ve kuşlardan müteşekkil orduları Süleyman'ın hizmetinde toplandı, hepsi bir arada (onun tarafından) düzenli olarak sevkediliyordu.''

Sebe Suresi'nin 10 Ayet-i Kerimesi'ni ''Andolsun ki, biz Davud'a tarafımızdan bir fazilet verdik. "Ey dağlar! Onunla beraber tesbih edin." dedik ve bunu kuşlara da (emrettik) ve ona demiri yumuşattık.''

Sad Suresi'nin 19 Ayet-i Kerimesi'ni ''Kuşları da toplu olarak onun emrine vermiştik. Hepsi de ona uyarak zikir ve tesbih ederlerdi.'' hatırlatıyor.

***

RİSALE-İ NUR'DAN BİR VECİZE

''...Şimdi kuşlara bak: Onların söyleşmeleri ve cıvıldaşmaları bir Sâni-i Hakîmin ((Herşeyi hikmet ve san'atla yaratan Allah)) intak(( konuşturma)) ve söyletmesi 

olduğuna delil-i kat'î (( kesin delil)) ise, hayret verir bir tarzda birbirine o seslerle müdavele-i hissiyat((duyguların karşılıklı alışverişi)) ve ifade-i maksat ((maksadı ifade etme)) etmeleridir.'' ((Sözler, 33. Söz, 20. Pencere))

Risale-i Nur'dan Sözler isimli eserden 33. Söz 20. Pencerden bir bölüm;

''...Demek bir Sâni-i Hakîm tarafından ziya istihdam ediliyor; çarşı-yı âlem sergilerindeki antika san'atlarını onunla irâe ediyor.Şimdi rüzgârlara bak ki: Sair hakîmâne, kerîmâne faidelerinin ve vazifelerinin şehadetiyle, gayet mühim ve kesretli vazifelere koşuyorlar. Demek o dalgalanmak, bir Sâni-i Hakîm tarafından bir tavziftir, bir tasriftir, bir kullanmaktır. Dalgalanmaları ise, emr-i Rabbânînin çabuk yerine getirilmesine sür'atle çalışmaktır.

Şimdi bak çeşmelere, çaylara, ırmaklara: Yerden, dağlardan kaynamaları tesadüfî değildir. Çünkü onlara terettüp eden, âsâr-ı rahmet olan faidelerin ve semerelerin şehadetiyle ve dağlarda bir mizan-ı hâcetle iddiharlarının ifadesiyle ve bir mizan-ı hikmetle gönderilmelerinin delâletiyle gösteriliyor ki, bir Rabb-i Hakîmin teshiriyle ve iddiharıyladır. Ve kaynamaları ise, Onun emrine heyecanla imtisal etmeleridir.

Şimdi yerdeki bütün taşların ve cevahirlerin ve madenlerin envâına bak: Bunların tezyinatları ve menfaatli hâsiyetleri bir Sâni-i Hakîmin tezyiniyle, tertibiyle, tedbiriyle, tasviriyle olduğunu, onlara müteallik hakîmâne faideleri ve mesâlih-i hayatiye ve levâzımât-ı insaniye ve hâcât-ı hayvaniyeye muvafık bir tarzda ihzarları gösteriyor.

Şimdi çiçeklere, meyvelere bak: Bunların gülümsemeleri ve tadları ve güzellikleri ve nakışları ve koku vermeleri bir Sâni-i Kerîmin, bir Mün'im-i Rahîmin sofrasında birer tarife, birer davetname hükmünde olarak, muhtelif renk ve koku ve tadlarla her nev'e ayrı ayrı tarife ve davetname olarak verilmiştir.

Şimdi kuşlara bak: Onların söyleşmeleri ve cıvıldaşmaları bir Sâni-i Hakîmin intak ve söyletmesi olduğuna delil-i kat'î ise, hayret verir bir tarzda birbirine o seslerle müdavele-i hissiyat ve ifade-i maksat etmeleridir.

Şimdi bulutlara bak: Yağmurun şıpıltıları mânâsız bir ses olmadığına ve şimşek ile gök gürlemesi boş bir gürültü olmadığına kat'î delil ise, hâli bir boşlukta o acaibi icad etmek ve onlardan âb-ı hayat hükmündeki damlaları sağmak ve zemin yüzündeki muhtaç ve müştak zîhayatlara emzirmek gösteriyor ki, o şırıltı, o gürültü, gayet mânidar ve hikmettardır ki, bir Rabb-i Kerîmin emriyle müştaklara o yağmur bağırıyor ki, "Sizlere müjde, geliyoruz!" mânâsını ifade ederler.

Şimdi göğe bak: Gök içinde hadsiz ecramdan yalnız kamere dikkat et. Onun hareketi bir Kadîr-i Hakîmin emriyle olduğu, ona müteallik ve yeryüzüne ait mühim hikmetlerdir ki, başka yerde beyan ettiğimizden kısa kesiyoruz.

İşte, ziyadan tut, tâ kamere kadar, saydığımız küllî unsurlar gayet geniş bir tarzda ve büyük bir mikyasta bir pencere açar, bir Vâcibü'l-Vücudun vahdetini ve kemâl-i kudretini ve azamet-i saltanatını gösterir, ilân ederler.

İşte, ey gafil! Eğer bu gök gürlemesi gibi bu sadâyı susturabilirsen ve güneşin ışığı gibi parlak o ziyayı söndürebilirsen, Allah'ı unut. Yoksa aklını başına al, سُبْحَانَ مَنْ تُسَبِّحُ لَهُ السَّمٰوَاتُ السَّبْعُ وَاْلاَرْضُ وَمَنْ فِيهِنَّ 1 de. ((Yedi gök ve yer ve onların içinde bulunanlar tarafından Kendisi tesbih edilen Zât, her türlü kusurdan münezzehtir.))

AA

Okunma Sayısı: 1268
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı