Çorum'da silahla vurulan iki kardeşten biri öldü, biri yaralandı.
Kale Mahallesi'nde faaliyet gösteren içkili bir restoranda, Sezgin S. (35) ile Adem Ç. (28) ve ağabeyi Ahmet Ç. (38) arasında henüz bilinmeyen bir nedenle tartışma çıktı.
Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Sezgin S, tüfekle iki kardeşe ateş etti. Göğsünden vurulan Adem Ç, olay yerinde hayatını kaybetti. Bacağına isabet eden kurşunlarla yaralanan Ahmet Ç. ise ambulansla Hitit Üniversitesi Çorum Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı.
Polis, olayın ardından kaçan şüphelinin yakalanması için çalışma başlattı.
Adem Ç'nin cenazesi, cumhuriyet savcısının incelemesinin ardından Hitit Üniversitesi Çorum Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna kaldırıldı.
***
İçki; sinir sisteminde, beyin damarlarında, omurilik ve çevre sinirlerinde çok büyük ve çok çabuk yıpratıcı ve olumsuz tesirler yapar.
Beyin üzerinde öldürücü darbeleri vardır. Beyin sinirlerini zedeleyerek kısmî felçlere ve muhtelif hastalıklara sebep olur. Göz sinirlerini tahrip ederek gözlerin bozulmasına sebep olur. Kalp hücrelerini zedeler ve yorar. Kalp hücrelerinde meydana gelen yorgunluk, “miyokard” denilen kalp adalesinin eskimesine ve yıpranmasına yol açar. Böbrekte yara açar, kanın süzülmesini aksatır. Yaralı böbrek idrardaki zehirleri süzemez hale gelir. Bu zehirli maddeler kana karışır ve “üremi” denilen kan zehirlenmesine yol açar.
Damarlarda kireçlenme meydana getirir. Bu ise erken bunamaya sebep olur. Hücreleri uyuşturur, vücudun hastalıklara karşı mukavemetini kırar. Karaciğerin, kan yığılmasıyla önce büyümesine, sonra büzülmesine yol açar.
İçkinin ruh üzerindeki zararları çok daha vahimdir:
Zihin, dikkat, şuur ve irade üzerinde korkunç dağınıklıklara sebep olur. Şiddetli ümitsizlik ve karamsarlık doğurur. Dikkat, şuur ve iradenin zayıflamasıyla kavgalara, cinayetlere, aile geçimsizliklerine, nice yuvaların yıkılmasına, nice dostlukların bozulmasına, nice acı trafik kazalarına ve nice asayişi ihlâl edici fiillere sebep olur.
devamı için lütfen okuyun!
İÇKİNİN BEDENE VE RUHA ZARARLARI
***
Zararlı madde bağımlılığının manevî sebebine gelince: İnançsızlık veya iman zayıflığı yüzünden kişinin şahsî olgunluğa erişememiş olması, bu yüzden de hayatta karşılaştığı zorlukları aşmaya çalışması yerine, bu zorluklardan kaçmaya çalışmasıdır. Geçmişteki elemleri, gelecekteki korku ve endişeleri düşünmemek için her şeyi unutmak isteğidir. Bu ise akıldan daha çok hissiyatın hakim olduğu gençlik devresinde görülür. Zamanımızın en büyük âlimi Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin bu konuyla ilgili dikkat çekici bir tespiti şöyle;
“…Ve o gençliğin su-i istimali (taşkınlığı) ile gelen hastalıkla hastanelere, kalp ve ruhun gıdasızlık ve vazifesizliğinden neş’et eden (meydana gelen) sıkıntılarla meyhanelere, sefahat hanelere veya mezaristana düşeceklerini bilmek istersen, git hastanelerden ve hapishanelerden ve meyhanelerden ve kabristandan sor! Elbette ekseriyetle, gençlerin gençliğinin sû-i istimalinden ve taşkınlıklarından ve gayr-i meşrû (helâl olmayan) keyiflerin cezası olarak gelen tokatlardan (zararlardan) eyvahlar ve ağlamalar ve esefler işiteceksin.”
lütfen okuyunuz...
Zararlı madde bağımlılığı ve çaresi
AA