Malezya ve Vietnam tarafından uygulanan ve Polonya’da da kabul edilen İngiltere plastik atığının ithalatına ilişkin kısıtlamaların ardından, Türkiye kıyılarına açılan konteynırların tonajındaki artış endişeye sebep oluyor. İhracatçılar tarafından İngiltere Çevre Ajansı’na (EA) sunulan verilere göre, 2018’in ilk üç ayında İngiltere, Türkiye’ye 27.034 ton atık plastik gönderdi. The Guardian’ın haberine göre, Ekim ayı itibarıyla Türkiye’nin Polonya’yı aşması ve İngiltere’den en çok plastik alan ikinci ülke konumuna yükselmesi bekleniyor. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilâtı’nın (OECD) 2015 yılına dair verileri, Türkiye’nin çöpünün sadece yüzde 1’ini geri dönüşüme yolladığını, gerisini ise katı atık sahasına gönderdiğini gösteriyor. Plastik atıkların Akdeniz’deki etkisini gözlemleyen Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Görevlisi Sedat Gündoğdu geri dönüşümün yeterli olmadığını söyleyerek “Tek çözüm plastik tüketimini azaltmaktır, aksi halde Akdeniz kıyılarına tatil için gelen Avrupalılar dahil herkes kendi atıklarıyla yüzebilir” ifadelerini kullandı.

Atık toplayıcıları da zarar görüyor

Çevreye vereceği zarar hususunda uzmanları endişelendiren atık ithalatı, sosyal medyada da tepkilere yol açtı. New York Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Selçuk Şirin, twitter hesabından yaptığı paylaşımda “Çöp ithalatında rekora gidiyoruz! İngiltere çöpünü toplayıp bize satıyor. Biz çöpü dağa taşa, denize saçıyoruz. Geri dönüşüm sistemi bu değil!” dedi. Atık toplayıcılarının da gündemine gelen plastik atık ithalatının artışını Atık Toplayıcıları Derneği Başkanı Recep Karaman değerlendirdi. Kendisinin ve meslektaşlarının % 80’ini sokaklardan topladıkları atıklardan elde ettikleri gelire zarar gelebileceği için endişeli olduklarını söyleyen Karaman, “Her yıl üretilen 6 milyon ton atığın 3,5 milyonu bizim tarafımızdan toplanıyor. Ancak bizim kazancımız ithalat nedeniyle düşüyor; Topladığımız atıkların değeri azalıyor” şeklinde konuştu. Atık toplayıcılar, hükümetin yeni bir protokolle 500.000 atık toplayıcısının işlerini güvence altına alacağını, aynı zamanda çevreyi ve Türkiye’deki atıkların ekonomik potansiyelini de koruyacağını umuyor.

İstanbul – Nurseza Okur