Gençlik ve Spor Bakanı Kılıç, Dünya Dopingle Mücadele Ajansı'nın, gelişen teknoloji ve bilimsel gelişmeler ışığında, doping kullanımının kökünü kazımak adında çok önemli çalışmalar yürüttüğünü vurguladı.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, Bakan Kılıç ve Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) Dopingle Mücadele Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Haydar Demirel'in dopingle ilgili görüşlerine yer verildi.
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, "dünya sporunun kara lekesi" olan dopinge karşı yürütülen bilimsel çalışmaların önemini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"WADA, gelişen teknoloji ve bilimsel gelişmeler ışığında, doping kullanımının kökünü kazımak adında çok önemli çalışmalar yürütüyor. Bizler de bu önemli gelişmeleri anbean takip ediyoruz. Dopingle mücadele konusunda geliştirilen bu yeni yöntemler, bu sorunun köklü çözümü adına bizlere umut veriyor. Spora bulaşan bu kara lekenin tamamen silinmesi adına WADA'nın çalışmalarını takdirle karşılıyorum."
Bakan Kılıç, Türkiye'nin dopingle mücadele konusunda izlediği "sıfır tolerans" politikasını tavizsiz uyguladığını hatırlatarak, WADA'nın bu politikayı taktir ettiğini ekledi.
Demirel: "Steroid profil, dopingle mücadelede bir devrim"
Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı ve TMOK Dopingle Mücadele Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Haydar Demirel ise gelişen teknolojiyle birlikte dopingle mücadele konusunda büyük ilerleme kaydedildiğini belirtti.
Dopingle mücadelede bugüne kadar en önemli çalışmanın Sporcu Biyolojik Pasaportu (SBP) uygulamasının geliştirilmesi olduğunu belirten Prof. Dr. Demirel, "İlgili çevrelerce geleceğin dopingle mücadele yöntemi olarak telaffuz edilen SBP kısaca, kişiden farklı zaman aralıklarında elde edilen doku örnekleri yoluyla o sporcunun biyolojik özelliğine ilişkin bilgilerin toplanarak doping uygulamasında bulunulup bulunulmadığının dolaylı yoldan anlaşılması yöntemi olarak tanımlanabilir. SBP ile dopingle mücadelede yeni bir dönemin başladı" ifadelerini kullandı.
Yasaklı maddenin doku örneklerinden doğrudan saptanması olarak adlandırılan direkt yöntemin, kırk yılı aşkın bir süredir uygulandığını kaydeden Demirel, şöyle devam etti:
"SBP ise yasaklı madde veya yöntemin saptanmadığı halde, biyolojik belirteçler yoluyla doping yapıldığının belirlenmesini sağlayan dolaylı bir yöntem. WADA, SBP uygulama ilkelerini ilk olarak 2009 yılında yayımladı. İlk olarak uygulamaya giren hematolojik, yani kan profiline ilaveten 2014 yılından itibaren biyolojik pasaportun steroid profili devreye girdi. Bu dopingle mücadelede bir devrim. Steroid profilinin geliştirilmesi, genetik özelliği nasıl olursa olsun, bir sporcudan farklı zamanlarda alınan idrar örneklerinde, testosteron, testosteron öncülü madde ve testosteronun vücutta parçalanması sırasında oluşan ürünlerin düzeylerinde ciddi bir değişiklik olmadığı bilgisine dayanmaktadır. Böylece sporcudan alınan rutin idrar örnekleri kolayca analiz edilebilecek ve ardışık örneklerde elde edilen sonuçlar arasındaki tutarsızlık, dolaylı yoldan sporcunun yasaklı madde kullandığı bulgusunu ortaya çıkaracaktır.