Siirt milletvekili adayı, Mehmet Nurullah Işık, “Biz liyakati esas alacağız, adam kayırmayacağız, israf etmeyeceğiz, itibarda tasarruf edip kaynakları halkın cebine akıtacağız. Dini, ırkı, ideolojisi ne olursa olsun herkesi kardeş kabul edeceğiz. Seksen milyon insanımızı kucaklayacağız” dedi.
Saadet Partisi Siirt milletvekili adayı, Mehmet Nurullah Işık ile adaylık sürecini ve projelerini konuştuk. Işık, “Mecliste ilk işimiz mağdur olan insanları tesbit edip mağduriyetlerini önlemek olacaktır” diyor.
Sayın Işık, 24 Haziran seçiminde neden Saadet Partisi’den Siirt milletvekili adayı oldunuz?
iirt Güneydoğu bölgemizin diğer illeri gibi hem iktisadî olarak, hem de şehirleşme olarak son derece geride kalmış bir ilimizdir. Yurt dışında edindiğim tecrübelerimi Siirt’te hayatta geçireceğime inandığım için milletvekili adayı oldum.
Saadet Partisi’nin yeniden harekete geçmesini ve mecliste temsil edilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Saadet Partisi seçimlere en güçlü ve en disiplinli hazırlanan partilerden biridir. Bugüne kadar barajı aşamaz, oyumuz boşa gider korkusu ile seçmen kararsız kaldı. Millet İttifakı ile seçim barajının sıfıra indirilmesi seçmenlere güvence oldu. Artık meclise girememe gibi bir endişe kalmadı. İnanıyorum ki bu seçimde Saadet Partisi tekrar mecliste hakkın gür sesi olacaktır.
Türkiye’yi yeniden geleceğe hazırlamak için ne gibi projeleriniz var?
Bizim hazırladığımız projeler seçim beyannamemiz ile açıklandı. Vaatlerimiz üzerine konuşmak yerine genel birkaç hususu vurgulamak isterim. Biz liyakati esas alacağız, adam kayırmayacağız, israf etmeyeceğiz, itibarda tasarruf edip kaynakları halkın cebine akıtacağız. Dini, ırkı, ideolojisi ne olursa olsun herkesi kardeş kabul edeceğiz. Seksen milyon insanımızı kucaklayacağız.
OHAL sürecindeki uygulamalarda ciddî manada vahim hak ihlâlleri var, bu konuda ne düşünüyorsunuz?
OHAL uygulamalarında ne yazık ki, adalet terazisi şaşmıştır. Biz en başından beri şu kadim anlayışı esas aldık; “Devlet küfür ile ayakta durur, ama zulüm ile ayakta duramaz.” devletin de, milletin de bekası adaletle olur. Suçlu ve suçsuz ayrımı yapılmadan cezaevlerini insanlarla doldurarak, adaletle bağlantı kurulamaz. Mecliste ilk işimiz mağdur olan insanları tesbit edip mağduriyetlerini önlemek olacaktır. Artık OHAL ile memleketi idare etme zamanı değil, adalet, hak ve hukukun işlemesiyle insanlar idare edilmelidir. Bu gayrı ciddî uygulamaları keyfî bir tasarruf olarak görüyorum. 15 Temmuz darbe girişiminin önüne geçen bu halktı, millî birlik ile bu girişim önlendi. Şimdi birisi sevmediği birisine iftira atacak, bu iftiraya maruz kalarak cezaevlerinde suçsuz yatacak. Bu uygulama hiçbir hukukla bağdaşmaz. Elbette cezasız bırakılmamalı, amma bir iftira ile de kişileri mahkûm etmek olamaz. İşte biz bu adaletsizliği ortadan kaldırmak için meclise girmek istiyoruz.
Türkiye’nin şu anda içerisinde bulunduğu ekonomik durumu ve iktidarın izlediği dış politikayı değerlendirir misiniz?
Hem ekonomi, hem de uluslar arası ilişkiler konusunda ihtisas yapmış biri olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, bu iki alanda tarihimizin en kötü dönemini yaşıyoruz. Ekonomide 16 senedir Latin Amerika’da uygulanan model uygulandı. Dışarıdan alınan borçlar ile üreten devletlerin bize daha fazla mal satmasını ve bizi daha fazla borçlandıran iktisadî modeller uygulandı. Maalesef kendisine üretmeyi değil uluslar arası sermayeye şirin görünmek için borçlanmayı hedef haline getirmiş bir hükümetimiz var.
Irak ve Suriye de yaptığınız hatayı İran’da da yapmayın
Dış politikada ki durumumuz en az ekonomimiz kadar kötü. Mevcut hükümet başa gelir gelmez Irak’a ABD ile asker gönderme tezkeresini çıkarmaya çalışarak aslında bize daha sonra nasıl bir dış politika izleyeceğinin sinyallerini verdi. Daha sonra bir diplomat kıyımına girişti. Yetişmiş diplomatlar geri plana itildi. Onların yerine etkisiz ve yandaş diplomatlar göreve getirildi. Bölge ülkeleri ve halkları merkezli bir dış politika yerine daha emperyalist güçlerin Ortadoğu üzerinde ki Emellerine hizmet edecek bir politikayı bu halka dayattılar. Bu da bölgeye kan ve gözyaşından başka bir şey getirmedi. Şimdi de İran’a yapılacak bir operasyona karşı AKP ile yeniden bir pazarlık süreci başladı. Şuradan uyarıyorum. Irak ve Suriye’de yaptığınız hatayı İran’da yaparsanız bunun maliyeti ülkemiz ve milletimiz için felâket olur.
Seçimlerde uygulanacak sandık taşımayla ilgili endişeniz var mı?
Sandık taşıması ve mevcut seçim güvenliği hakkında ciddî endişelerimiz var. Seçmenleri etkileyecek bir karardır. Bu konuda Millet İttifakı olarak tedbirimizi almaya çalışacağız. Amma birçok uygulamalarda görüldüğü üzere bu taşımalı işlemde de büyük bir haksızlık olacağını düşünüyorum. Seçmenlerimiz sandıkta oyuna sahip çıksın çağrısı yapıyorum.
Seçimlere sayılı günler kala seçmenlerinize vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Millî Görüş olarak bugüne kadar kişisel politika yapmaktan çok, prensiplerimiz için siyaset yaptık. Elimize geçen her fırsattan milletimize hizmet ettik. Bize yeniden imkân verilirse müreffeh, kalkınmış ve dışarıdan göç alan bir Siirt sözü veriyoruz. Bana bu mülâkatla konuşma imkânı veren Yeni Asya Gazetesine teşekkür eder, tüm âlem-i İslâmın Ramazan Bayramı’nı tebrik ederim.
Mehmet Nurullah Işık kimdir?
1983 tarihinde Bismil’de doğdu. Aslen Batmanlı. İlk, orta ve liseyi Batman’da okudu. Üniversite mezunu. Uluslar arası ilişkiler ve ekonomi üzerinde yüksek lisans yaptı. Yurtdışında çeşitli STK’larda görev aldı. Halen Washington merkezli yabancı bir firmada yatırım uzmanı olarak çalışan Işık’ın yayınlanmış akademik makaleleri var. Çalışmaları ve ilgi alanı; ‘Ekonomik kalkınma modelleri’ ve ‘Ortadoğu özelinde dış politika’
RÖPORTAJ: RÜSTEM GARZANLI